"Suriye arabuluculuk istiyor"

Erdoğan ve Suriye Devlet Başkanı Esad'ın yaptığı görüşmede, bölgesel ve uluslararası konular değerlendirildi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

 

HALEP - Suriye'nin, İsrail ile dolaylı görüşmeler için Türkiye'nin arabuluculuğunu istediği bildirildi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın yaptığı görüşmede, bölgesel ve uluslararası konuları değerlendirdikleri öğrenildi.

Görüşmede, Esad'ın, "Orta Doğu barış süreci görüşmelerinin tekrar başlaması için daha önce olduğu gibi Türkiye'nin arabulucu olması halinde Suriye'nin Orta Doğu barışı için her türlü barış çabasını göstermeye hazır olduğunu" belirttiği kaydedildi.

Esad'ın görüşmeler süresince Türkiye'nin bölgede üstlendiği rolün önemine vurgu yaptığı ifade edildi. Esad'ın "Türkiye'nin bölgenin barışı için şimdiye kadar yürüttüğü aktif rolün hayati önem taşıdığı ve bundan sonra da Türkiye'nin bu rolüne devam etmesinin bölge için çok önemli olduğunu" söylediği bildirildi.

İki liderin Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın geçtiğimiz günlerde Türkiye'ye yaptığı ziyareti de konuştuğu öğrenildi.

Başbakan Erdoğan ve Esad, Filistinli gruplar arasındaki sorunlar ve Filistin sorununu da ele aldı.

Erdoğan'ın, Türkiye'nin Orta Doğu barış sürecine olumlu katkıda bulunmaya hazır olduğunu vurguladığı kaydedildi.

Bölge ülkelerinin talebi halinde önceki dönemlerde olduğu gibi Türkiye'nin her türlü olumlu katkıyı sağlamaya hazır olduğunu belirten Başbakan Erdoğan, Esad ile Lübnan'daki son gelişmeleri de konuştu. İki lider, Lübnan'da hükümet kurulmasına yönelik süreci de değerlendirerek, yapılabilecek katkıları ele aldı.

Erdoğan ve Esad'ın görüşme sürecinde, Türkiye ve Suriye arasındaki ekonomik, siyasi ve kültürel ilişkilerin daha da artırılması için "Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey" oluşturulmasına karar verildi.

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim'in bu konseyin alt yapısını hazırlamak üzere çalışmalara başladığı öğrenildi.

Erdoğan'a fahri doktora ünvanı

Başbakan Erdoğan, Halep Üniversitesi tarafından kendisine fahri doktora unvanı verilmesi nedeniyle düzenlenen törene katıldı.

Erdoğan'a fahri doktora unvanı verilmesi dolayısıyla biniş giydirildi ve "Uluslararası İlişkiler" dalında berat verildi.

Başbakan Erdoğan, törende yaptığı konuşmada, bugüne kadar gerek Türkiye'de gerekse dünyanın çeşitli yerlerinde birçok değişik üniversitelerden fahri doktora unvanı aldığını, ancak Halep Üniversitesi'nden aldığı doktora unvanının içeriği itibarıyla kendisini ziyadesiyle duygulandırdığını söyledi.

Halep'in hiç de yabancı olmadıkları dost, akraba ve kardeş bir şehir olduğunu belirten Erdoğan, "Atasözlerimizde Halep vardır. Türkülerimizde Halep vardır. Şiirlerimizde Halep vardır. Halep şehrinde doğmuş, yetişmiş, burada vefat etmiş çok sayıda sanatçımız, bestekarımız, yazarımız, iş adamımız, devlet adamlarımız vardır" dedi.

"Suriye anahtar konumda"

Suriye'nin bölgede barış ve istikrar bakımından anahtar konumunda bir ülke olduğunu bildiğini ve buna inandığını dile getiren Erdoğan, Suriye'nin bölgedeki sorunların çözümüne katkısının fevkalade önemli olduğunu vurguladı.

Erdoğan, "Bu gerçeğin giderek artan sayıdaki ülke tarafından da anlaşılması ve bu sürece olumlu katkıda bulunmaları gerekmektedir. Türkiye, Suriye'nin bölgeyle ilgili görüşlerine büyük bir değer vermekte bu görüşleri dikkate almakta ve diğer ülkelere de bu yönde telkinde bulunmaktadır. Bildiğiniz gibi Türkiye, bu süreci aynı şekilde ortak değerleri tespit ederek sürdürmektedir" dedi.

Ortak hedeflere doğru güçlü adımlar atmaları gerektiğini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Şunu çok açık ve samimi olarak söylüyorum. Biz birbirimize inanırsak, dayanışma içinde olursak kesinlikle başaramayacağımız hiçbir mesele yoktur. Aşamayacağımız hiçbir engel yoktur. İcatlar noktasında burada başarılı hocalarımız var. Yine inanıyorum ki ellerinde zeki, çalışkan, gayretli yavrularımız var. Bölgenin değişik yerlerinden buraya gelen öğrenciler var, bunu da biliyorum. İnşallah Halep Üniversitesi'nden de dünyaya örnek bilim adamları çıkacaktır. Buna inanıyorum. Çünkü bilim bizim medeniyetimizin ilk emridir. İlk emir oku, ama ilk emri biz gerilere atarsak tabii ki sonu bu olur. Ama biz şimdi bu ilk emri yeniden dokumamız, işlememiz lazım."