"Suriye’ye silah verilmedi"
Milli Savunma Bakanı Yılmaz, Milli Savunma Bakanlığı'ndan Suriye'ye herhangi bir silah ihracatına izin verilmediğini açıkladı
TBMM - Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, bakanlığının Suriye'ye herhangi bir silah ihracatına izin vermediğini belirtti.
Yılmaz, bakanlığının 2014 yılı bütçesinin görüşülmesi sırasında yaptığı konuşmada, sürekli bir değişimin yaşandığı dünyanın, 10 yıl öncesine göre daha az istikrarlı, daha az öngörülebilir ve daha çok karmaşık bir hal aldığını ifade ederek, bu değişim sürecinde yeni güvenlik sorunları ve ihtiyaçlarının ortaya çıktığını söyledi.
Buna bağlı olarak güvenlik algılamalarının klasik savaş tehdidinin ötesine geçerek çok taraflı, asimetrik, karmaşık ve belirsiz bir hale geldiğini anlatan Yılmaz, "İşte, bu belirsizlik hali içinde NATO'nun da en güçlü ordusu, bölgenin de en güçlü ordusu Türk Silahlı Kuvvetleri'dir. Bizim ordumuzun bu savaşa her an hazır olması nedeniyle başımız dik, alnımız açık ve ordumuzla gurur duyuyoruz" dedi.
TSK'nin her bir bireyinin kendileri için çok değerli ve önemli olduğunu vurgulayan Yılmaz, şöyle devam etti:
"(Ya şehit ol ya gazi) diye gönderilen Mehmetçikler bize emanettir. Bu kapsamda biz emanetlerimize, Mehmetçiklerimize kışlaya adım atmalarından itibaren gerek fiziki sağlıklarıyla gerekse psikolojik durumlarıyla ilgili sıkı bir tarama yapılmakta ve birçok evladımız belki burada ilk defa psikologla karşılaşmaktadır. Fiziki sağlıklarıyla ilgili olarak aşıları yapılmakta, muayeneleri gerçekleştirilmekte varsa ifade ettikleri şikayetler üzerine en kısa zamanda en yakın hastaneye sevk edilmektedir. Psikolojik durumları, katılışları esnasında uygulanan mülakat ve anketlerle incelenmekte, rahatsızlığı olan personel sağlık kuruluşlarına sevk edilmektedir. Uyum güçlüğü çeken personelle de psikologlarımızla görüşmeler gerçekleştirilmektedir ve askerliğe uyumunun sağlanmasına çalışılmaktadır."
Yılmaz, "TSK bünyesinde rehberlik ve danışma merkezleri, psikolojik olarak personelin sorunlarını belirlemek, yardımcı olmak ve koruyucu ruh sağlığı hizmetlerini sağlamak maksadıyla 337 merkezde 961 personelle psikolog, psikolojik danışman ve yardımcı personel görev yapmaktadır. Her geçen gün bu sayının artırılmasına yönelik personel temin faaliyetlerimiz devam etmektedir" ifadesini kullandı.
Tüm Mehmetçiklerin istedikleri anda ulaşabilecekleri ve sorunlarını paylaşacakları "Alo Mehmetçik" hattı vasıtasıyla kışlalarda bulunan telefonlarla destek sağlandığına işaret eden Yılmaz, şöyle devam etti:
"TELE-NET telefon hattıyla da personelin doğrudan GATA Askeri Psikoloji ve Harp Psikiyatrisi Bilim Dalı Başkanlığı'na her an ulaşma imkanı vardır. Bunun yanı sıra personelin silah arkadaşlığının bir parçası olarak 'Can Dostu Uygulaması' ile sürekli olarak ve özellikle de ani kriz durumlarında sağlık, hatta maddi sorunları takip edilerek her koşulda yardımcı olmaya çalışılmaktadır."
Yılmaz, tüm bu tedbirlere rağmen TSK personelinden, diğer ordularla da mukayese edildiğinde çok az da olsa ölümle sonuçlanan olaylar yaşandığını dile getirerek, "ölümle sonuçlanan her olayda hem adli hem de idari soruşturma açıldığını, olayın mutlaka en ince ayrıntısına kadar araştırıldığını ve sorumlu olması halinde, bunun hakkında idari ve adli soruşturma yapıldığını" söyledi.
Bugüne kadar kayıtlarda adli ve idari yönden tahkikat yapılmamış, ölümü araştırılmamış, şüpheli olarak bırakılmış bir vaka bulunmadığına dikkati çeken Yılmaz, TSK'deki intiharların yıllar itibarıyla azaldığını kaydetti.
Yılmaz, 2000 yılında 149 er ve erbaş intihar ederken, bu rakamın 2001'de 127, 2002'de 149, 2003'te 95, 2010'da 80 ve 2013'ün başından bugüne kadar 59 olduğunu belirterek, ancak bunun sadece Türkiye'ye özgü bir husus olmadığını vurguladı. Yılmaz, ABD Savunma Bakanlığı sitesinde 2013'te 34 binden fazla insanın kendi canına kıydığı kayıtlarının bulunduğunu söyledi.
"Türkiye'den Suriye'ye 2013'te hiçbir silah gitmemiştir"
Türkiye'den yapılan bütün silah ihracatlarının izninin Milli Savunma Bakanlığı'ndan geçtiğine işaret eden Yılmaz, bakanlık olarak Suriye'ye herhangi bir silah ihracatına izin verilmediğinin altını çizdi. Yılmaz, "Suriye'ye harp silahı ihraç edilmemiştir. 2013 yılında Türkiye'den Suriye'ye hiçbir silah gitmemiştir. İhraç edilenler ise yivsiz av tüfeği ve kurusıkı ses tabancası cinsi eşyadır. Bunun dışında bir ihracatımız söz konusu değildir" şeklindeki Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'nın açıklamasını okudu.
Bu iddiaya ilişkin haberlerin fotoğraflarında yer alan harp silahlarının ihracatının yapılmadığını belirten Yılmaz, kamuoyunun yanıltılmak istendiğini söyledi. Yılmaz, "Suriye'ye spor amaçlı kullanıma uygun yivsiz av tüfeği ve kurusıkı tabanca cinsi silahlar söz konusu haberde denildiği şekilde harp silahı değildir. Bu eşyanın, mevcut uluslararası mevzuata uygun olarak Suriye'ye ihracatı herhangi bir kısıtlamaya ve izne tabi değildir ve gümrük kontrolünde de kırmızı hattan geçirilerek yapılmıştır" diye konuştu.
TSK'nin Sayıştay denetimi dışında kalan hiçbir unsuru bulunmadığını ifade eden Yılmaz, her hususta TSK'nin her bölümünün denetlendiğini vurguladı.
"Şehitlerimizin içinde Türk de var Kürt de var"
Çözümsüzlük uğruna her yıl belli sayıda şehit vermeyi kaçınılmaz zayiat gibi gören bir anlayışa son vermek istediklerini dile getiren Yılmaz, şunları söyledi:
"Yıllarca denenenleri hiçbir şey olmamış gibi bundan sonra denemenin bu ülkenin sorunlarını çözmeyeceğini söylüyoruz. Türkiye'de bin yıllık süreç içinde bir arada yaşayan, o yapı içinde akrabalaşmış, aynı tarihi yaşayarak medeniyet kurmuş, ortak paydaları farklı oldukları noktalardan çok daha fazla olan insanlar yaşamaktadır. Onları bir millet haline getiren bin yıllık süreci ve tarihi, kültürü hiç kimse geriye çeviremez, buna kimsenin gücü de yetmez.
Teröre 30 binden fazla…15 bin şehit verdik, 15 bin gazi verdik, teröristlerin tarafında da var. Dolayısıyla, mahkeme kararıyla da terör örgütünün terör örgütü olduğu tespit edilmiştir, tasdik edilmiştir. Gözünü kapayan kendisine gece yapar. Kim ne söylerse söylesin, bu insanların… Hiçbir şey 33 tane Mehmetçiğimizin şehit olduğunu unutturamaz. Ancak, bu Mehmetçiğimiz sadece Türklerden değil, içinde Türk'ü de var, Kürt'ü de var, Laz'ı da var. Yani, Türkiye Cumhuriyeti'ni oluşturan milletin bütün unsurları şehitlerimizin içinde de vardır. Biz kendimize güveniyoruz. Neden? İstiklal Marşı diyor ki: Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak. Ne zamana kadar? 'Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak'. Eğer tek bir ocak kaldığı sürece bu ocak sönmez, bu bayrak inmez. İstiklal Marşı'na inanan, güvenen kimsenin bu bayrağın inmeyeceğine, bu devletin bölünmeyeceğine, bu vatanın bölünmeyeceğine şüphesi yoktur. Biz inanıyoruz, güveniyoruz ve bunu sağlamak için de Türkiye'nin yeterli gücü vardır. Silahlı Kuvvetlerimize güveniyoruz, biz kendimize güveniyoruz, biz milletimize güveniyoruz, bu milleti oluşturan unsurlara güveniyoruz."
Yılmaz'ın konuşmasının ardından milletvekillerinin bakanlara soru sorduğu bölüm yapılmadı.
Daha sonra Milli Savunma Bakanlığı ile Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nın ve bakanlıklara bağlı ve ilişkili kurumların 2014 bütçeleri ile 2012 yılına ait kesin hesapları kabul edildi.
TBMM Başkanvekili Ayşe Nur Bahçekapılı birleşimi saat 10.00'da toplanmak üzere kapattı.