"Türkiye krizden, sınırlı düzeyde etkilendi"

Babacan, CHP'li Öztürk'ün, küresel krizin Türkiye'nin makro ekonomik dengelerine etkisini içeren yazılı soru önergesini cevaplandırdı

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Türkiye'nin küresel krizden, birçok gelişmekte olan ülkeye kıyasla daha sınırlı düzeyde etkilendiğini belirterek, birçok ülkede görülen banka iflaslarının ülkemizde yaşanmadığını ve bu sayede devlet kaynaklarından finans sektörüne aktarma yapmaya gerek kalmadığını bildirdi.

Babacan, CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk'ün, küresel krizin Türkiye'nin makro ekonomik dengelerine etkisini içeren yazılı soru önergesini Hazine Müsteşarlığı'nın bilgi notuyla cevaplandırdı.

Türk ekonomisinin küresel ekonomiye giderek daha fazla entegre olduğunu, 2002 yılında 36 milyar dolar olan ihracatın, 2008'de 132 milyar dolar seviyesine ulaştığını anımsatan Babacan, "Ancak, ülkemizin dış dünya ile ticari ve finansal entegrasyonunun artması, ekonomimizin dünya ticaretindeki dalgalanmalardan daha kolay etkilenir olmasını beraberinde getirmiştir" dedi.

Ali Babacan, 2007 yılının ortalarından başlayarak tüm dünyayı etkisi altına alan küresel finansal krizin bir çok ülkede reel sektöre de sıçrayarak dünya ticaretini olumsuz yönde etkilediğine işaret ederek, dünya ticaret hacminin bu yılın ilk yarısında bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 25 oranında daraldığını vurguladı.

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Babacan, şunları kaydetti:

"Küresel ticaretteki daralma ve ticaret ortaklarının satın alma gücündeki düşmeye paralel olarak Türkiye'nin ihracatı da azalma eğilimine girmiştir.

Türkiye'nin ihracatı 2009 yılı Ocak-Ağustos döneminde, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 30,1 oranında daralmıştır.

Küresel kriz, başta ihracata yönelik sektörleri olmak üzere, Türk ekonomisini üretim yönünden de olumsuz etkilemiştir. 2002-2008 döneminde ortalama yüzde 5,9 oranında büyüyen Türk ekonomisi, küresel krizin etkilerinin hissedilmesiyle beraber yavaşlama eğilimine girmiştir. Bunun sonucunda GSMH, 2008'in son çeyreğinde yüzde 6,5 oranında, 2009'un ilk ve ikinci çeyreklerinde ise sırayla yüzde 14,3 ve yüzde 7 oranlarında daralma kaydetmiştir.

Üretim ve ihracatta yaşanan olumsuzluklara rağmen, krize güçlü bir finans sektörü ve kamu mali yapısıyla girilmesi ve krizle mücadelede birçok kritik tedbir alınması nedeniyle Türkiye, krizden birçok gelişmekte olan ülkeye kıyasla daha sınırlı düzeyde etkilenmiştir. Birçok ülkede görülen banka iflasları ülkemizde yaşanmamış, bu sayede devlet kaynaklarından finans sektörüne aktarma yapmaya gerek olmamıştır. Bunun sonucunda, kriz döneminde kamu borç stokunda yaşanan artış sınırlı olmuştur."

ÖTV ve KDV indirimleri

Makroekonomik göstergelerin, alınan önlemler sonucu olumlu yönde etkilenmeye başladığını, sanayi üretim endeksi ve kapasite kullanım oranlarına ilişkin göstergelerin, üretimdeki daralmanın hız kestiğine ve son dönemde iç piyasa satışlarında yaşanan kısmi canlılığın üretim faaliyetlerini desteklediğine işaret ettiğini bildiren Babacan, şunları kaydetti:

"Ayrıca, tüketici güvenindeki iyileşme ve Merkez Bankası Reel Kesim Güven Endeksi'nin olumlu seyri, önümüzdeki dönemde iç talepteki toparlanmanın devam edeceğine işaret etmektedir. Ocak ve Şubat aylarında yüksek oranda daralan yurtiçi beyaz eşya ve yurtiçi otomobil satışları, bu yılın 2. ve 3. çeyreklerinde KDV ve ÖTV indirimlerinin etkisiyle toparlanmıştır.

Ekonominin 2009 yılında yüzde 6 civarında küçülmesi, 2010 yılından itibaren ise tekrar pozitif büyümeye geçerek yüzde 3,5 civarında büyümesi beklenmektedir. Büyüme oranının ilerleyen yıllarda kademeli bir şekilde yükselerek 2012 yılında yüzde 5 düzeyine ulaşması hedeflenmektedir.

2008 yılında yüzde 39,5 düzeyinde gerçekleşen AB Tanımlı Genel Yönetim Nominal Borç Stokunun GSYH'ye oranının 2009 yılında yüzde 47,3 seviyesinde gerçekleşmesi beklenmektedir. Orta vadede kamu borç stoku alanındaki Maastricht Kriterine uyulmaya devam edilmesi ve AB Tanımlı Genel Yönetim Nominal Borç Stokunun GSYH'ye oranının 2012 yılında yüzde 47,8 seviyesinde gerçekleşmesi hedeflenmektedir."

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, küresel ekonominin toparlanmaya başlaması ve krizin etkilerini hafifletmeye yönelik alınan önlemlerin etkisini göstermesiyle beraber ihracatın da artış eğilimine gireceğini belirtti.