"Vize muafiyeti hakkımız"

Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış,, Geri Kabul Anlaşmasına ilişkin, "Vize muafiyeti, 1980 darbesinin bu ülkeye attığı en büyük kazıklardan birini çıkarma çabalarımızın eseridir" dedi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Bakanlığın Ortaköy'deki ofisinde, İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, Odanın Meclis Başkanı Zeynep Bodur Okyay ve yönetim kurulu üyelerini kabul etti. Bağış, İSO'nun ve üyelerinin her zaman Türkiye'nin AB sürecinde kendilerine destek olduğunu söyledi. 

İSO'nun Bakanlık ile özellikle son dönemde ortak projelere imza attığını belirten Bağış, gelecek dönemde de İSO ile birlikte çok daha aydınlık bir Türkiye'nin inşası için ter dökeceklerini kaydetti. 

Bağış, bir basın mensubunun, "Avrupa Birliği Bakanlar Konseyi eski genel sekreterlerinden Javier Solana'ya dün Türkiye'nin üyeliğine ilişkin bir tarih verip veremeyeceğini sordum. O da, 'Gelecek yıl Avrupa Komisyonu ve başkan seçimleri var. Ondan sonra Türkiye için bir sürpriz olabilir' dedi. Ne diyeceksiniz?" sorusu üzerine, sürpriz beklentisi içerisinde hareket etmediklerini, doğal haklarını almak istediklerini aktardı. 

"Türkiye'nin özel sektörü, sivil toplum kuruluşları, kamu ve merkezi yönetimi, iktidarı, muhalefeti AB sürecinde tek bir güç olarak somut reformlarını, verilerini ortaya koymuş durumdadır" diyen Bağış, AB'nin de içine düştüğü akıl tutulmasından bir an önce kurtulup, Türkiye'nin üyelik sürecinin önünü açması gerektiğini her zaman vurguladıklarını anlattı. 

Türkiye'nin AB üyeliğine hazır olmadığını iddia edenlerden, AB üyesi ülkeleri gezmelerini isteyen Bağış, şöyle devam etti: 

"Daha sonra gelsin bir de bizim misafirimiz olsunlar. Türkiye birçok ülkeden ulaşım imkanlarıyla, demokrasisiyle, ifade özgürlüğüyle, gıda-hijyen standartlarıyla, ekonomisinin gücüyle, ordusunun potansiyeliyle daha iyi durumdadır. Türkiye her açıdan AB standartlarının üzerine çıkmaya başlamış bir ülkedir. Atatürk'ün hayallerinin gerçekleştiği bir dönemdeyiz. Müreffeh medeniyet seviyesinin üzerine çıkmış bir ülke olarak, bir çok AB üyesi ülkenin üzerinde kişi başına düşen satın alma paritesine sahip bir milletiz. Önümüz çok açık. Yeter ki 2014'te istikrarımız nazara gelmesin. Türkiye gücünü artırmaya devam etsin." 

"Vize muafiyeti bir lütuf değil, hak" 

Bakan Bağış, Avrupa Birliği'ne vizesiz seyahat konusundaki son gelişmelere dair bir soruya karşılık, vize muafiyetinin bir lütuf değil, "vatandaşların hakkı" olduğunu söyledi. 

"Vize muafiyeti, 1980 darbesinin bu ülkeye attığı en büyük kazıklardan birini çıkarma çabalarımızın eseridir" diyen Bağış, bu konuda herkesin, iş dünyasının, odaların, sivil toplum kuruluşlarının, bakanlıkların büyük katkı sağladığını, ancak bunun mimarının kendilerine "diklenmeden dik durma" talimatı veren, sürecin her aşamasını takip eden, kendilerini yönlendiren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olduğunu söyledi. 

Bakan Bağış, "İnşallah ayın 16'sında kendisinin huzurunda gerekli imzalar atılacaktır ve vize muafiyet müzakere süreci başlayacaktır. Bu süreci yaşayan ülkelerin 3 ila 3,5 yıl içerisinde vatandaşlarının serbest dolaşım hakkına kavuştuklarını görüyoruz. Umut ediyorum bizim vatandaşlarımızın da hiçbir ayrım görmeden, herkesin serbest dolaşım hakkını sonuna kadar kullanacağı bir dönemi yaşıyor olacağız" diye konuştu. 

Erdal Bahçıvan ise ülkenin AB sürecindeki desteklerini yineleyerek, Türk sanayisinin bu yolda yaptığı yatırımların birçok ülkenin yaptığı yatırımlardan fazla olduğunu söyledi. 

AB'ye üyeliği bir "hak" olarak gördüklerini vurgulayan Bahçıvan, bu sürecin bir takım vizyonsuz liderler yüzünden gereksiz bir şekilde uzatıldığının altını çizdi. Bahçıvan, hiçbir zaman bu yolda hedeflerinden vazgeçmediklerini ve vazgeçmeyeceklerini kaydederek, "vize" konusunun hala uygulanmasının çifte standart olduğunu, son dönemde bu konuda atılan adımların "gecikmiş adımlar" olduğunu aktardı. 

İSO Meclis Başkanı Okyay da İSO üyesi firmaların Türkiye'nin AB sürecini desteklediğini ve AB'yi sahiplendiğini belirterek, sanayiciler olarak bu sürece inandıklarını, AB ile ekonomik bütünleşmenin yanı sıra sosyal bütünleşmenin de gerekli olduğuna inandıklarını dile getirdi. 

Türkiye'nin uzun yıllardır AB ile ekonomik işbirliği yaptığını kaydeden Okyay, AB'nin vazgeçilecek bir blok olmadığını ve tam üyeliğe giden yoldaki çalışmaları takdir ettiklerini anlattı.