"YÖK'ün yetkilerinin azaltması akıllıca olabilir"
YÖK Başkanı Prof. Dr. Özcan, "Bizim gibi ülkelerde yüksek öğretim planlamasını yapacak bir kuruma ihtiyaç var" dedi
BURSA - YÖK'ün tasfiye edilmesinin değil, yetkilerini azaltmanın akıllıca olabileceğini ifade eden YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, "Bizim gibi ülkelerde yüksek öğretim planlamasını yapacak, önümüzdeki 20-50 yılı planlayacak, üniversiteler için politikalar geliştirecek bir kuruma ihtiyaç var. Yetkileri biraz azaltıldığında YÖK, o türden bir kurum haline gelebilir" dedi.
Prof. Dr. Özcan, Avrupa ve ABD'den 43 üniversitenin üyesi bulunduğu "Demokrasi İçin Üniversiteler Birliği"nin (Alliance of Universities for Democracy-AUDEM) Türkiye'den tek üyesi olan Uludağ Üniversitesinin (UÜ) ev sahipliğinde düzenlenen konferans öncesi, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Prof. Dr. Özcan, "Bazı kişiler YÖK'e ve mevcut yapısına karşı. Demokratikleşme sürecinde YÖK'ün tasfiye olacağına inanıyor musunuz?" sorusunu şöyle yanıtladı:
"YÖK'ün tasfiye olması çok akıllıca bir şey olmaz, ama belki YÖK'ün yetkilerini azaltmak akıllıca bir şey olabilir. İlk kurulduğu dönemin özelliklerini taşıyan yetkilerin biraz budanmasında fayda var. Rektörlerimizin de yetkilerinin azaltılması faydalı olabilir. Bizim gibi ülkelerde yüksek öğretim planlamasını yapacak, önümüzdeki 20-50 yılı planlayacak, üniversiteler için politikalar geliştirecek bir kuruma ihtiyaç var. Ama yetkileri biraz azaltıldığında YÖK, o türden bir kurum haline gelebilir. Bu da ülkemiz için iyi olur."
"YÖK varken demokrasiden bahsetmek mümkün değil" yorumlarının hatırlatılması üzerine Özcan, "Aralarında bir ilişki görmüyorum. Biraz abartılı bir yorum olmuş. 2547 sayılı kanunda ne yazıyorsa biz de üniversitelerden ancak onu talep edebiliriz" dedi.
"İlk 100 peşinde değilim"
Prof. Dr. Özcan, Türk üniversitelerinin dünya ölçeğindeki başarısının sorulması üzerine, "Bizim elimizde, indeksli dergilerde basılan makale sayıları bakımından Türk üniversitelerinin yeri var. Diğer sıralamalarda, Türkiye'de çok zor gerçekleşebilecek parametreleri kullandıkları için biz o sıralamalarda çok üstlerde yer alamayacağız" görüşünü dile getirdi.
"Üniversitelerin illa ilk 100 içinde olması peşinde değilim" diyen Özcan, şöyle devam etti:
"Bu, sadece bizim gururumuzu okşayan bir şey olur. Ben üniversitelerimizin hemen tamamında aynı kalitede eğitim verilmesi ve bu kalitenin dünyada herkes tarafından kabul ediliyor olmasını daha çok tercih ederim. O sıralamada yer alan üniversitelerin bulundukları ülkeler, ekonomileri itibariyle her zaman bizim çok üzerimizde olmuş ülkelerdir. Çok da finans ayırmadığınız, kaynaklarınızın büyük kısmını seferber etmediğiniz bir alanda dünyada çok da üstün başarılar beklemek, çok da mantıklı bir durum değil. Ama işin peşini de bırakacak değiliz."
Özcan, üniversitelerin daha fazla ülke ekonomisine katkıda bulunmaları için çalıştıklarını ifade ederek, "Mesela sağlık sektöründe ilaç, aşı, serum ve tıbbi cihaz yapımı, ziraatte kendi tohumumuzu kendimizin geliştirmesi gibi yüzlerce konuda, biraz üniversitelerin ekonomiye katkıda bulunmasını istiyoruz. Bunlar yapılır, indeksli dergilerde yazılarımız da belli seviyede olursa, dünyanın ilk 100-200 üniversitesi arasına girmiş olup olmamak çok da önemli olmayacaktır" diye konuştu.
Prof. Dr. Özcan, daha sonra AUDEM Başkanı John Ryder, UÜ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mete Cengiz, Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Akdemir ve Düzce Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Funda Sivrikaya Şerifoğlu'nun bulunduğu konferansın açılışına katıldı.
Toplam 62 yabancı konuğun katılacağı konferans, 10 Kasımda sona erecek.