"Zorun karşısında yılmak, siyasetçiye yakışmaz"

Başbakan Erdoğan, İran Ticaret Sanayi ve Madencilik Odası'nda düzenlenen Türk-İran İş Forumu'nda iş adamlarına hitap etti

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

TAHRAN - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Zor bir coğrafyada bulunuyoruz, bunun farkındayım, ama siyasi liderlere düşen zoru kolay kılmaktır. Zorun karşısında pes etmek, mağlup olmak siyasetçiye yakışmaz, yaraşmaz" dedi.

Erdoğan, "Ekonomi risktir, siyaset risktir, ama şunu bilelim ki hayat risktir. Öyleyse Orta Doğu gibi Kafkasya gibi sorun alanlarının yanı başında yer aldığımızı unutmayalım. Bu sorun ve çatışma alanlarına rağmen Türkiye ve İran olarak bölgede bir barış ve istikrar unsuru olarak varlıklarımızı sürdürüyoruz" diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, İran Ticaret Sanayi ve Madencilik Odası'nda düzenlenen Türk-İran İş Forumu'nda iş adamlarına hitap etti.

Türkiye ile İran'ın dünyanın en eski sınırlarını paylaştıklarını hatırlatan Erdoğan, şunları söyledi:

"1639 yılında iki ülke arasında Kasr-ı Şirin antlaşması imzalandı. O tarihten itibaren de çok şükür aramızda ciddi bir sorun yaşanmadı. Türkiye ile İran arasındaki sınır sembolik olmanın ötesine geçmemiş, iki ülkeyi ayıran değil birleştiren bir etki yapmıştır. Türkiye ile İran'ın tarihi, bir çok noktada ortaklıklar arz ediyor. Bizler tarih boyunca  bir ve beraber yaşamış, barış içinde yaşamış, ortak bir kültürü inşa etmiş halklarız. Birlikteliğimiz günlük adetlerimizden dilimize, inançlarımızdan kültürümüze kadar her alana sirayet etmiş durumda."

"Çözüme katkı vermeliyiz"

"Zor bir coğrafyada bulunuyoruz, bunun farkındayım. Ama siyasi liderlere düşen zoru kolay kılmaktır" diyen Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Zorun karşısında pes etmek, mağlup olmak siyasetçiye yakışmaz, yaraşmaz. Ekonomi risktir, siyaset risktir, ama şunu bilelim ki hayat risktir. Öyleyse Orta Doğu gibi Kafkasya gibi sorun alanlarının yanı başında yer aldığımızı unutmayalım. Bu sorun ve çatışma alanlarına rağmen Türkiye ve İran olarak bölgede bir barış ve istikrar unsuru olarak varlıklarımızı sürdürüyoruz. Açıkçası tüm bir bölgenin de ülkelerimiz gibi refaha, huzura, istikrar ve güven zeminine kavuşması için birlikte yapabileceğimiz girişimler olduğuna inanıyorum. Filistin'den alınız, Lübnan, Ürdün, Suriye, Irak, İran, Türkiye, Afganistan ve Pakistan bu bölgenin hiç bir yerini bizler ihmal edemeyiz.

Komşumuz Irak'ın güven ve istikrara kavuşması her iki ülke için de hatta Suriye'yi de buna kattığım zaman komşuları olarak her üç ülke için de önem arz ediyor. Orta Doğu'daki sorunların çözümüne hepimiz katkı vermek durumundayız. İran da bunu istiyor, Suriye de bunu istiyor, biz de bunu istiyoruz. Terör meselesinden Türkiye olduğu kadar İran da Suriye de Afganistan da etkileniyor, Pakistan da etkileniyor. Ben dün akşam Pakistan'dan geldim, Orada bizzat durumu gördük, yaşadık. Oradaki liderlerle de görüşmelerimiz oldu ve bu konuştuklarımızı aynen onlar da paylaşıyor. Bölgenin bu huzuru mutluluğu için çare biziz, başkaları değil, el ele vereceğiz, dayanışma içinde olacağız, bir olacağız, beraber olacağız, diri, iri olacağız."