”Randevu talebi gelirse gözden geçirilir ama şarta bağlıdır”

ANKARA - CHP Grup Başkanvekili Hakkı Süha Okay, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "Ramazan Bayramı'ndan sonra siyasi partilerden 'Demokratik açılım' çalışmalarıyla ilgili randevu talep edeceği" haberlerine ilişkin, "Randevu talebi gelirse, o koşullarda gözden geçirilir ama şarta bağlıdır; Bir proje, düşünce yoksa, bu anlayış devam ediyorsa, böyle bir görüşmenin yapılması mümkün değildir" dedi.

Basınla sohbet toplantısı düzenleyen Okay, gazetecilerin sorusu üzerine, "demokratik açılımla" ilgili Başbakan Erdoğan'ın bayramdan sonra bazı siyasi partileri ziyaret edeceğine ilişkin açıklamaların olduğunu, usul ve yönteme ilişkin olarak böyle bir ziyarete CHP'nin kapılarının kapalı olduğunu ifade ettiklerini anımsattı.

"İktidarın projesi, düşüncesi neyse, bir yol haritası varsa, bunu kamuoyuna açıklaması durumunda bunlar üzerinden bir görüşme yapılabileceğini" ifade ettiklerini hatırlatan Okay, "Bu açılım sonrasındaki gelişmelere baktığınızda, bu açılım bir anlamda, sanki İmralı'dakini kurtarmak ve onun muhatap alınması projesi haline dönüştü" dedi.

CHP'nin böyle bir projenin tarafı olmayacağını çok net olarak ifade ettiğini dile getiren Okay, "Eğer siyasal iktidarın açılıma ilişkin bir projesi varsa, o koşullarda belki bir görüşme olabilir ama bugünün koşullarında bir görüşmenin yapılması söz konusu olamaz" diye konuştu. Okay, şunları kaydetti:

"AKP'nin yol arkadaşı olmayacağız, hangi limana gideceği belli olmayan gemiye binmeyeceğiz' dedik. Bu görüşlerimizde bir değişiklik olmamıştır. Böyle bir talep gelebilir, o talep geldikten sonra da CHP'nin Genel Başkanı buna ilişkin değerlendirmede bulunur.

Ancak burada ikircikli bir talep daha var. Bir taraftan 'siyasi partilerden randevu alacağız' diyorsunuz bir taraftan da 'Mecliste kapalı oturumda genel görüşme yapacağız' diyorsunuz. Demek ki siyasi partilere bayram sonrası ziyaretinizde yeni bir proje götürmeyeceksiniz yahut düşüncelerinizi açıklamayacaksınız. O zaman niçin gideceksiniz? Eğer bunlar Meclis'te kapalı oturumda ifade edilecekse o zaman bu ziyaretin anlamı yok.

AKP, bu oturumu kapalı olarak yapmak istiyor, bu yansıdı. Siz 'bizim muhatabımız millet' diyorsunuz ama Meclis'te kapalı oturum yaparak milletten neyi kaçırıyorsunuz? Milletin neyi bilmesini istemiyorsunuz? Sunacağınız proje, milletin kabul edemeyeceği, benimseyemeyeceği projeler mi de bunları saklamak istiyorsunuz. Çünkü kapalı oturumda yapılan görüşmeler 10 yıl süreyle açıklanmıyor. O zaman kapalı kapılar ardında milletin bir şeyleri saklayıp milletin vekillerine bir şeyler söylemek istiyorsunuz ve de bunu hiç bir şekilde kamuoyunun bilmesine izin vermiyorsunuz. O zaman bir art niyet düşünmek lazım. Oysa böylesi iddialı bir proje ortaya koyduğunu ifade edenlerin çok net olarak da düşüncelerini ortaya koyması lazım.

Bu randevu talebi, eğer böyle bir talep gelirse, o koşullarda gözden geçirilir ama şarta bağlıdır. Bir proje, düşünce yoksa, bu anlayış devam ediyorsa, böyle bir görüşmenin yapılması mümkün değildir. Kapalı oturum talebi gelirse, CHP'nin tavrı o öneri geldiği koşullarda ortaya çıkar."

Okay, "Güneydoğu'ya ve doğuya ekonomik paketle" ilgili bir soru üzerine ise bu girişimin samimi olmadığını savundu.

7 yıldır iktidarda olan bir partinin bugüne kadar Güneydoğu'ya ciddi hiçbir yatırım yapmadığını savunan Okay, "Ama bugün yeni keşfedilmiş gibi ekonomik yatırım paketi ifade ediliyor" dedi.

Özel televizyonların Kürtçe yayın yapmasına "CHP'den destek" olarak bazı basın yayın organlarında yansıtılmasının "haksızlık" olduğunu belirten Okay, "CHP'nin programında, özel televizyonların Kürtçe yayın yapmasının geleneklerin, kültürlere özgürlük anlayışının, folklor yaşamının doğal bir parçası, uzantısı olduğunu ve özgürlük anlayışının gereği olduğu ifade edilmiştir. CHP zaten bunun kendi programına almıştır. Eğer RTÜK özel televizyonlara Kürtçe yayın yapmasını sağlayacaksa CHP'nin programında yer alan bir hususu hayata geçiriyordur" diye konuştu.

Okay, "Kürtçe parçayla Eurovizyona gidilebilir mi?" sorusuna da "Olabilir. İngilizce de katıldı. Mesele şu; Devlet bu işi güdümlemesin, devlet tarafından belirlenmesin" karşılığını verdi.