Rüzgarlı'da yaprak kıpırdamıyor

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Ufuk Gerger

Geçenlerde Ankara'nın can damarı olan Rüzgarlı'da küçük bir gezinti yaptım. Bu bölgedeki esnafların nabzını tuttum. Keşke tutmaz olaydım. Bir dokundum bin ah işittim. Toptancı esnaflar verdikleri ürünlerin paralarını alamıyor, perakendeci esnaflar ise ümitle müşterilerin en kısa zamanda dükkanlarını ziyaret edip alışveriş yapmasını bekliyor. Görüştüğüm toptancı esnafların büyük bir bölümü verdikleri ürünlerin parasını alamayacaklarını bildikleri için pek mal satmak istemiyorlar. Her gün onlarca esnaf iflas ediyor veya dükkanını devretmeye çalışıyor.

Esnaftan aldığımız bilgilere göre TOBB Başkanı, ATO Başkanı, Şu anki Sanayi ve Ticaret Bakanımız hep bu piyasalarda yetişmişler. Bu piyasa uzun süreler yönlendirici ve belirleyici olmuş. Fakat bugünlerde maalesef ki bir çok piyasada olduğu gibi burası da krizden nasibini almış durumda. Kısacası Rüzgarlı'da yaprak kıpırdamıyor.

Bu piyasada ağırlıklı olarak hırdavat, ev aksesuarları, medikal ürünleri gibi bir tür ihtiyaç maddeleri satılıyor. Toptan ürün satan esnaflar daha çok Anadolu'ya, Ankara ve çevre illerindeki kamu kurumlarına hitap ediyorlar. Tahsilat sorunu sadece özel sektörde değil, kamu kurumunda da kendini göstermekte. Toptancı esnafımız geç de olsa devletten parasını alabileceğini düşündüğü için kamu kurumlarına mal vermekten çekinmiyor.

Perakendeci esnaflar ise deyim yerinde ise kapıda müşteri bekliyor. Rüzgarlı'nın en meşhur iş merkezlerinden biri olan Eser İş Merkez'inde fırtına öncesi sessizlik söz konusu. Bu iş merkezinin en canlı olan kapısından içeri girdim ve 30'a yakın esnafımızı ziyaret ettim. Çoğunun suratı bir karış. Bir dükkana girmemle çıkmam bir oldu. Çünkü içeride büyük bir kıyamet kopuyordu. Firma sahibi tahsilat yapamadığı bir müşterisine tehditler savuruyor ve şiddetle ödeme bekliyor.

Bir esnafımızın tepkisi beni oldukça şaşırttı. Toptan ve perakende alanında faaliyet gösteren esnafımıza işlerin nasıl olduğunu sorduğumda aldığım cevap problemin hangi noktada olduğunu ortaya koyuyordu. Esnafımız dükkanların ortak olarak ödedikleri aidat bedelini bile vermekte zorlandıklarını söylüyordu.

Diğer esnafların da söyledikleri bunlardan pek de farklı değil. Esnaflarımızın en büyük tepkisi ise herşeyi toz pembe göstermeye çalışan yetkililere. Onlara göre yetkililer tüm kesimleri kapsayan demeçler vermiyorlar. Hep belli bir kesim için açıklamalar yapılıyor. Bu durum da küçük ve orta ölçekli esnafların canını çok sıkıyor.

Rüzgarlı'da dikkatimi çeken bir başka işletme daha vardı. Rüzgarlı'nın tam göbeğindeki Rüzgarlı sürücü kursu. Merdivenleri bir bir çıktım ve kapıyı çaldım. Beni iki kişi kapıda karşıladı. İçeride müşteri namına  kimse yok. Firma yetkilisi ile görüşmek istedim. Yetkilinin yanına girdiğinde beni büyük bir samimiyetle karşıladı. Kendisi ile bir süre konuştum. Krizin kendilerini nasıl etkilediğini sordum. Aldığım cevap "Gördüğün gibi" oldu. Muhtemelen bir süre sonra işten çıkarmaların başlayabileceğini üzülerek ima etti. Bir zamanlar müşterilerine gün vermekte güçlük yaşayan bu esnafımız şimdilerde ayakta durmakta zorlanıyor.

En kısa zamanda Rüzgarlı'nın kendi kimliğini yeniden bularak eski günlerine dönmesi gerekiyor. Bunun için yetkililerin esnafla kuvvetli bir bilgi akışını sağlamaları gerekir. Aksi takdirde Ankara'nın kalbini by-pass bile kurtarmayabilir.