Sabrın sonuna geldik

Başbakan Erdoğan Gezi Parkı için son önerinin plebisit olduğunu söyledi. AP kararını eleştirerek, polis uygulamalarını savundu.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Gezi Parkı için son olarak plesibit önerdiklerini söylerek sabrımızın sonuna geldik dedi.  Erdoğan dün hükümetin gündeme getirdiği ancak hukuken uygulaması mümkün olmayan referandum yerine "plebisit" önerisi getirdi.

AK Parti belde belediye başkanları toplantısında  konuşan Erdoğan, plebisit önerisini şu sözlerle dile getirdi;

Topçu Kışlası konusunda bu kadar hassas mısınız, direniyor musunuz? O zaman referandumun değişik bir şekli var. Referandum sadece anayasa değişikliğinde oluyor. Plebisit o belediyenin yapabileceği bir uygulamadır. Beyoğlu’nda da İstanbul içinde yapabilir. Bunlar YSK ile olan bir iş değil. Bu yerel yönetimlerde 15. Madde.  Bu adımı bu şekilde atabiliriz. Bunun neticesinde ne çıkıyorsa o. Bununla ilgili olarak yarın zaten, genişletilmiş il başkanları toplantımızda belediye başkanım da burada olacak. Kendilerine talimatı vereceğiz. Tabi burada yürüyen bir idari mahkeme var. Bunun da neticesini görelim istiyoruz. Takip edeceğiz.

Biz sabrımızı devam ettirdik. Sabrımızın da sonuna geldik. Bu uyarımı son defa yapıyorum. Diyorum ki anneler babalar yavrularınıza sahip çıkın. Biz bir taraftan yargı sürecini bekliyoruz, plebisit noktasında adımımızı atarız. İstanbul halkı ne istiyorsa onu yapacağız. Aksi takdirde daha fazla bekleyemeyiz. Gezi parkı işgal güçlerinin değildir, tüm milletindir.

Plebisit nedir?
Teknik olarak referandum yapılamaması daha dar kapsamlı bir oylamayı ifade eden plebisit gündeme getiriyor. 5393 Sayılı Belediye Kanunun 15’inci maddesi belediyelere halk oylaması yetkisi veriyor. Söz konusu maddede, “Belediye, belde sakinlerinin belediye hizmetleriyle ilgili görüş ve düşüncelerini tespit etmek amacıyla kamuoyu yoklaması ve araştırması yapabilir” ifadesi yer alıyor. Gezi Parkı için de daha geniş bir mutabakat metinin oylaması anlamına gelen referandum yerine bir durumun tercih edilmesi anlamına gelen plebisitinin yapılabileceği görülüyor.
Latince kökenli bir kelime olan plebisit günümüzde ya bir olay, anlaşmazlık ya da bir kişiyi onaylamak ya da onaylamamak için yapılan halk oylaması anlamına geliyor. Daha önce plebisit uygulamasının yurt içinde ve yurt dışında pek çok uygulaması yapılmıştı. Bu oylamalardan biri yakın tarihte Ankara’da Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek tarafından uygulandı. 25 Ekim 2003'te Kızılay’da yayalaştırma çalışmaları kapsamında yürütülen uygulamalar tartışma konusu olunca 100 sandık konularak halk oylamasına başvurulmuştu. Hatay’ın Türkiye’ye katılmasında da yine plebisit uygulanmıştı.

 

Benim polisimi eleştiremezsiniz

Gezi Parkı ile ilgili olarak geçtiğimiz günlerdeki söylemlerini tekrarlayan Erdoğan şunları söyledi;

 Açık açık söyledik. Bakın siz bu illegal örgütlerle aranıza bir defa perde çekmek zorundasınız. Siz diyorsunuz ki bizim onlarla ilişkimiz yok. Siz bunu ne kadar söylerseniz söyleyin, aynı yerdesiniz. Dolayısıyla benim polisimi de eleştiremezsiniz. Kurunun yanında yaş da böyle yanar. Yapmanız gereken ne? AKM adeta bir işgal altında mıydı? Asılan paçavraları da gördünüz değil mi? Bakanıma 24 saat içinde bu paçavralar oradan indirilecek. Taksim Anıtı’ndaki paçavralar oradan indirilecek. Tüm İstanbulluların ülkemin, ülkeme gelen insanların meydanıdır. Biz bu illegal örgütlerin cirit attığı bir yere bu meydanımızı getiremeyiz.

Büyük abdestlerini oraya yapıyorlar

Eylemcilerin her sabah rutin olarak temizlediği Gezi Parkı'nin pislik yuvası olduğunu söyleyen Erdoğan şu ifadeleri kullandı;

Taksim meydanı otobüslerden geçirilmezdi. Bu kardeşiniz belediye başkanınız olduğunuz zaman, aleyhte yazılar yazan maske dağıtıyorlardı İstanbul halkına. Çöp yığınlarından geçilmiyordu. Şu anda çok enteresan. Aynen o gezi parkını çevrecilik adına, açık konuşacağım pislikten geçilmiyor. Sidik kokusundan geçilmiyor. Bir çoğu afedersiniz büyük abdestini oraya yapıyor. Samimi olanları kastetmiyorum. Bazı otellere gidip ihtiyaçlarını gideriyorlar. Orada her şey ücretsiz biliyorsunuz. Kaynağı enteresan. Her durum orada meşru. Bunu da güya çevrecilik adına yapıyorlar.
Diyorlar ki biber gazı, biber gazı, biber gazı. Bir başbakan olarak ve hukuk devletinde, herkesin bu hukuk devletinde, hukuk kurallarına uygun olarak hareket etme mecburiyeti var.
AP kararını tanımıyorum

[PAGE]

AP kararını tanımıyorum

Başbakan  Erdoğan "Dün Avrupa Birliği Parlamentosunda birileri çıkıp birşeyler söylemişler. İlgili bakanlarım da gerekli görüşmeleri yaparlar. Avrupa Parlamentosu’nun bizlerle ilgili kararı ben tanımıyorum" dedi.  Dün AP toplantısında Gezi Parkı olayları dolayısıyla Türkiye eleştiri yağmuruna tutulmuştu.

Erdoğan diğer Avrupa ülkelerini işaret ederek şöyle konuştu;

Bu kararı alanlar önce Yunanistan’a baksınlar. Yunanistan’da halkla polisin karşı karşıya geldiğinde acaba AB’nin yetkilileri hatta onlara para vermekten başka ne yaptı? 100 milyar euro’yu aşkın para verdi onlara. Onlar bütün o gösterilerini niye yaptı? İşsizlik için yaptı. Açız diye yaptı. Sendikalarla ilgili yaptı vesaire.
Daha dün İngiltere’de G-8 gösterilerinde 30’u aşkın gösterici gözaltına alındı. Yerlerde sürüklendi. Fotoğraflarda var. Ama Türkiye’deki bu gösterilerde, yandaş olan medya bile bunları göstermedi. Avrupa Parlamentosu acaba İngiltere’ye yönelik ne söyledi? Kendisi üyesi. Sen nasıl olurda benimle ilgili böyle bir karar alıyorsun? Senin haddine mi? Önce bir defa karşılıklı olarak olayları analiz edeceksin. Ondan sonra kalkıp konuşacaksın. Genişlemeden sorumlu olan bir adamları var. Benim karşımda en ufak bir anti tez ileri süremiyor. Çıkıyor tweet atıyor. Bu ahlaki mi? Öbür tarafta sosyal demokrat bir tanesi. 15 gün önce ana muhalefeti oluşturuyor. Şimdi de o yanlışını düzeltmek için çıkıyor bizi eleştiriyor.

 

Sabrın sonuna geldik

Gezi Parkı konusunda yargı kararını eleştiren Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü;

"Benim üzüntüm de şudur. İdari mahkeme bunu, bu gezi parkı olaylarının patlak verdiği o akşam açıklaması manidardır. Yürütmenin savunmasını verinceye kadar, yürütmenin durdurulmasına diye bir kararın verilmesi de manidardır. Bir defa ortada ne var? İhalesi yapılmış bir proje mi var? Ne yapılacağı belli olan bir şey mi var? Yok. Size biri bir yazı yazıyor. Nasıl böyle bir karar verirsiniz? Böyle bir adım atılır, diyelim ki ihale yapılır. Yürütmeyi durdurma verirsiniz. Hiçbir şey yokken bunun kararını veriyorsunuz. Bu düşündürücüdür.


Ağaç hesabı Erdoğan'ı kızdırdı

Başbakan kamuoyunda çok eleştirilen milyarca ağaç diktik sözlerinde ısrarcı olurken şunlar söyledi;

Biz halkımızın hakkını gasp etmeye müsaade etmeyiz. Hilton’un yanında yeşil alan vardır büyüktür. Sahipleri bu yeşil alanı Hilton’a eklemek istediler. Şişli Belediyesi’ne müracaat ettiler. Belediye başkanım böyle bir şey var dedi. Dedim ki asla müsaade etmeyeceksin. Yeşil alana dokundurtmayız. İşte ben burayı düşünerek satın aldım, bilmem ne yaptım. Bize mi sordun kardeşim? Bu yeşil alan. Biz buna müsaade etmeyiz.
Bizim iktidar olarak 2 milyar 800 milyon fidan ve ağaçtan bahsediyorum, çıkıyor hesap yapmış kendi kendine. Ağaç değil be, fidan fidan. O fidanlar yetişecek. Senin de çorak olan arazine dikeceğiz.

Sanatçılar mağdur

Dün akşam bazı sanatçılar geldi. Bazı sanatçılar daha gelecekti. Çok ilginç şeyler söylediler üzüldüm. Ulusal ve uluslararası bu sanatçılarımıza baskı yapılıyor. Eğer oraya gidecek olursanız bütün anlaşmalarınızı iptal ederiz. Reklam vermeyiz, yayın politikalarınızı gözden geçirin. Hani demokrattınız, özgürlükçüydünüz? Nasıl oluyor bu iş?

Benim belediye başkanıma diyor ki siz işçileri zorla dışarı döktünüz. Yahu Pazar günü zaten tatil. Oraya gelen bir işçiye kim karışabilir? Bizi buraya getiren millettir. Millet dur derse dururuz, kal derse kalırız. Başka da hiç kimsenin dayatmasına kulak asmayız.

Ben gezi parkındaki genç yavrularımıza sesleniyorum. Bakınız burada samimi olarak talebinizi ortaya koydunuz. Artık lütfen çevreyle ilgili yeşille ilgili bu samimiyetin dışında orada illegal örgütlerin uzantıları var. Samimiyetsiz olanlar var. Bunların oyununa gelmeyin.

Bu konularda ilginizi çekebilir