Sağlık sertifikası orkinos ithalatını çıkmaza soktu
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın bir tebliği orkinos ithalatını çıkmaza soktu.
Arzu ALP
İZMİR - Daha önceki yıllarda canlı orkinos balıklarının ithalatında Veteriner Sağlık Sertifikası aranmazken, geçtiğimiz 19 Şubat’ta Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren tebliğle sertifika istenmesi, orkinos ithalatını çıkmaza soktu.
Tunus ve Fas’tan getirdiği 220 ton orkinosu, sağlık sertifikası olmadığı için millileştiremeyen Akua
Grup, balıkları 15 gündür çiftliğinin yakınında tutuyor. Bir ay süresi kalan balıklar için bürokrasi de çözüm arıyor.
Tebliğden önce ithalat bağlantılarını yapan orkinos firmaları, ithalat yapılan ülkelerden Veteriner
Sağlık Sertifikası alamadığı için orkinosların ithalatını yapamıyor. Orkinosları balık çiftliklerinin dışında bekletmek zorunda kalan firmalar, bu soruna bir an önce çözüm bulunmasını bekliyor. İhraç etmek kaydıyla orkinos ithal eden firmaların, 20 milyon euro tutarında ihracatının da önü tıkandı.
Orkinos firmaları, 19 Şubat 2012 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Hayvansal Ürün İthalatı Kontrol Belgesi Onaylanması ve İthalat Sırasında Sunulması Gereken Belgeler Hakkında Tebliğ’de yer alan Veteriner Sağlık Sertifikası aranmasının canlı orkinos balıkları için mümkün olmadığını savunuyor. Bugüne kadar istenmeyen sertifikayı bir anda kucaklarında bulan firmaların eli kolu bağlı kalırken, sorunun giderilmesi için çalışan Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürü Dr. Durali Koçak’ın çabaları çözüm getirmedi.
“İthal edilen canlı deniz balığına sağlık sertifikası isteyen tek ülkeyiz” diyen Akua Group’un Yöneticisi Nedim Anbar, balığı muayene edip böyle bir sertifika vermenin mümkün olmadığını savundu. Anbar, geçmiş yıllarda orkinos balıklarının ithalatında Veteriner Sağlık Sertifikası aranmazken birkaç ay önce yayınlanan tebliğ ile bu istisnanın kaldırılmasının orkinos ithalatını durdurduğuna dikkat çekti.
“Steteskopla balığın kalbini mi dinleyeceğiz”
Tarım Bakanlığı’nın yeniden yapılanmaya gittiğini hatırlatan Ambar, sözlerine şöyle devam etti:
“Koruma Kontrol Genel Müdürlüğü altında Su Ürünleri Dairesi Başkanlığı vardı. Bir de TÜGEM’in altında Su Ürünleri Dairesi vardı. Koruma Kontrol’ün altındaki daire avcılık ile sorumluydu. TÜGEM’in altındaki daire ise deniz ve akarsulardaki üretimle ilgiliydi. Su Ürünleri Genel Müdürlüğü kurulunca her iki tarafın daireleri birleştirildi. Koruma Kontrol Genel Müdürlüğü’ndeyken Su Ürünleri Dairesi’nde su ürünleri mühendisi ile eksperi vardı. Bu işi bildikleri için daha önce yayınlanan genelge ile orkinos balıkları sağlık raporunda istisna tutulmuştu. Türkiye’ye canlı ithal edilen tek balık olan orkinoslarda sağlık sertifikası aranmaz kaydı bulunuyordu. Bunun gerekçesi şudur; Denizdeki canlı balığa nasıl sağlık sertifikası verirsiniz. Böyle bir şansınız yok. Ne muayene edebilirsiniz, ne kan alabilir ne de analiz yapabilirsiniz. Hiç birşey yapamazsınız. Bu itibarla düzenlenen sağlık sertifikası yalan olur. Verilirse eğer yalan olur. Bize Tunuslu bakanlık yetkilisinin söylediği şey doğrudur; ‘ Biz AB’de dahil, her yere canlı orkinos satıyoruz. Bizden sağlık sertifikası isteyen tek ülke sizsiniz dedi. Kulağımıza steteskopu alıp, denize dalıp orkinosların kalbini mi dinleyeceğiz?”
“Bürokrasi çözüm arıyor”
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Su Ürünleri Genel Müdürlüğü’nün bu konuya gösterdiği ilgiyi
Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü de gösterirse bu iş çözülür” diyen Anbar, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürü Dr. Durali Koçak’ın da bu yanlıştan dönülmesi konusunda çabaları olduğunu ancak şu ana kadar bir çözüme kavuşamadığını söyledi. Bu konunun sorumluluğundaki Gıda Kontrol Genel Müdürlüğü’nün yasada bu madde olduğu için genelgeden çıkaramadıklarını ama bunu aşmanın yollarını arayıp bulacakları konusunda açıklama yaptığını anlatan Anbar, “ Bu sıkıntı nedeniyle şu anda hiçbir şey yürümüyor. Balıkların ithalatı durdu. Sağlık sertifikası olmadan ithalatı gerçekleştiremiyoruz. Balıklar geldi. Çeşme’deki çiftliğin kenarında beklemedeler. Açlıktan ölmesinler diye yemliyoruz, o da sağlıklı değil. Onları daha millileştirmedik. İthalat için gümrüğe beyanname sunduk. Sunulmanın ardından 45 günde ithalat yapmak durumundayız. Balıklar 15 gün önce geldi, geriye 1 ay süre kaldı. Ancak debeleniyoruz. Tonlarca balık ithal edilmeyi bekliyor” dedi.
‘Yaklaşık 20 milyon euroluk ihracat engelleniyor’
Anbar, sadece kendi firmalarına ait 220 ton balığın girişi beklediğine dikkat çekti. Bu balıkların çıkışının ise 350 ton olduğunu belirten Anbar, bu yıl kilosunun 20 euro civarında olduğunu, 7 milyon euroluk ihracatın önünde durulduğunu söyledi. Re-export yapılan balığın toplamının 700-800 tonun altına düşmeyeceğine işaret eden Anbar, “Nereden bakarsanız bakın 20 milyon euroluk ihracatın önünde engeldir” dedi. Bu balıkların geri gitme şansı olmadığını vurgulayan Anbar, Tunus ve Fas’tan ithal ettiği balıklar için 3 milyon euro harcadığını kaydetti. Anbar, bugüne kadar Türkiye çapında 6-10 milyon euroya yaklaşan satın alma yapıldığını ifade etti.
Türkiye’nin orkinosta kotasının 550 ton olduğunu hatırlatan Anbar, “Bundan fazlasını yakalayamıyoruz. Yakalarsanız illegal olur. Yaklaşık 6 -7 milyon euroluk ithalat yapılacak. Kendi katma değeri ile 20 milyon euroluk girdi sağlanacak. Her çiftlikte 60-70 kişi ekmek yiyor. Bunun yan çevresi ile değerlendirildiğinde 200 kişi her bir çiftlikte çalışıyor. Diğer çiftlikler de değerlendirildiğinde yaklaşık bin kişi buradan ekmek yiyor” diye konuştu.