Saldırı emri 'Allah'tan gelmiş
Ergenekon sanığı Arslan, savcının "Danıştay saldırısını neden yaptınız?" sorusuna ilginç bir yanıt verdi
İSTANBUL - Birinci Ergenekon davasının tutuklu sanığı Alparslan Arslan, çapraz sorgusu sırasında, Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel'in "Danıştay saldırısını neden yaptınız?" sorusuna, "Emir gelmişti. Yukarıdan, Allah'tan gelmişti" yanıtını verdi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada savunmasını yapması için kürsüye çağrılan Alparslan Arslan, "Çay içip sohbet edeceksek edelim. Yoksa konuşacak bir şeyim yok" dedi.
Bunun üzerine Başkan Şengün, mahkeme salonunun çay içme yeri olmadığını söyledi.
Sanık Alparslan Arslan'ın avukatı Oğuz Kayıran da Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi tarafından mahkemeye gönderilen, "Alparslan Arslan'ın psikolojisinin yerinde olduğu, sadece mahkemeyi kandırmaya yönelik simulasyon yaptığı" belirtilen raporun, bilimsel dayanağının olmadığını ileri sürdü. Avukat Kayıran, "Raporda belirtilen bulgular ile varılan sonuçlar arasında bir nedensellik yoktur. Tekrar rapor alınması için Alparslan Arslan'ın Adli Tıp Kurumuna sevk edilmesini talep ediyorum" dedi.
"Emir gelmişti"
Daha sonra savunmasını yapmak istemeyen Alparslan Arslan'ın çapraz sorgusuna geçildi.
Cumhuruyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel, Arslan'a kız kardeşiyle yaptığı "Eksiğin var mı? İçeride mi, dışarıda mı? Neyi eksik yapıyorum? Yolcuyu gördün mü?" şeklindeki telefon mesajlarının ne anlama geldiğini sordu.
Arslan da açıklanacak bir şey olmadığını, ailesiyle yaptığı mesajlaşma olduğunu, sadece sorulan sorulara cevaplar verdiğini söyledi.
Savcı Pekgüzel'in "Danıştay saldırısını neden yaptınız?" sorusuna Arslan, "Emir gelmişti. Yukarıdan, Allah'tan gelmişti. Rüzgarla gelir, melekle gelir, hal ile gelir, bakışla gelir emir" yanıtını verdi.
Savcı Mehmet Ali Pekgüzel'in, "Cumhuriyet gazetesine bomba atasın diye mi emir geldi?" sorusu üzerine Arslan, şunları söyledi:
"Başörtüsünü biliyoruz. Allah'tan utanmayan insanla benim işim olmaz. Başörtüsü takmayan insandan utanırım. Sen kimsin ki şe..., Türkiye Cumhuriyeti'nde bunu yasaklıyorsun? Vesilelerle 1.70-1.80 boyundaki bir mahluk, Allah'tan utanmayan insanlara cezayı verdi. Danıştay önemli mesele. Başörtüsünü yok sayamazsın. Bunu yüzde 90 ile 99 arasında biliyorum. Benim bilgim bu. Bu yasağın altındaki imza size mi ait diye gidip sormadım. Gittim, 'Bunu yasaklayamazsınız' dedim. Çırılçıplak dolaşan birini dövecek misin? Alıp bir kenara çekecek ve ihtiyacını karşılayacaksın."
"Beni idam edin"
Savcı Pekgüzel, kronolojik olarak Danıştay tarafından başörtü yasağına ilişkin bir karar alındığını, daha sonra Cumhuriyet gazetesinde başörtü giymiş bir domuz karikatürünün yayımlandığını hatırlatarak, "Madem öyle, neden önce Cumhuriyet gazetesine bomba attınız?" sorusuna Arslan, şu yanıtı verdi:
"Ben hala edep derim. Edepli olmak lazım. İnsanlar hayatlarının bir döneminde hata yapmış olabilir ama edepli olmak lazım. Bütün mahlukatın sahibi Allah'tır. Ben edepsizin yanında yaşayamıyorum. 'Neden edepsizlik yapıyorsun' da diyemiyorum. Çıkar giderim yanından. Edepli olmak lazım. Cezaevine girmeden önce büyüklerime saygısız davranmaktan korkardım. Devlet denen mahluk, koydu bir deliğe. İdam şart. Bu şekilde insanların yaşamını uzatamazsın. Bir anlamı yok. Meclis, idam yasasını tekrar çıkarsın, ben altına imza atarım. Beni idam edin."
"Pimi çekip atmak lazım"
Arslan, savcının "El bombalarını nereden biliyorsunuz?" yönündeki sorusuna, "Pimi çekip atmak lazım diye söylendi. Pimi çekilecek atılacaktı. Ben patlayıp patlamayacağı konusunda şüpheliydim. Bombalar çok sağlıklı değildi. Biraz yıpranmıştı. Uzun süreden beri bulunduğu belliydi. Öldürmek kastım olsaydı, girer içeriye atardım. İnsanlara para karşılığı eylem yaptırmadım. Yaptığım işin parayla bir alakası yok" dedi.
Savcı Taşkın, telefonundan atılan bazı mesajları okuyarak, Kalaşnikof ile neyi anlatmak istediğini sordu. Arslan da "ATV'yi kurşunlayacaktım ya da kurşunlatacaktım. Erkekler yarışıyor adlı yarışmadan dolayı" diyerek, Cumhuriyet gazetesine bomba atılmasının ardından ATV'ye saldırı düzenleyeceğini söyledi.