Sanayici, iş adamı ve esnaf borç tuzağında

YAYINLAMA
GÜNCELLEME



ANKARA - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısında yaptığı konuşmada, ekonomi ve çözüm sürecine ilişkin eleştirilerde bulundu.
Ekonomideki sorunların devam ettiğini dile getiren Bahçeli, geçen yıl açılan şirket sayısının, bir önceki yıla oranla yüzde 27.3 azaldığını, bu yılın ilk iki ayındaki kapanma oranının da geçen yıla göre yüzde 25.5 arttığını söyledi. Sanayici, iş adamı ve esnafın borç tuzağında kıvrandığını savunan Bahçeli, iç ve dış borcun yükseldiğini, 2002 yılına göre kredi kartı borçlarının 17.3, tüketici kredilerinin 89.6 kat arttığını belirtti.

Bahçeli, işsizlik oranın yüzde 10.6'ya, işsiz sayısının 2 milyon 890 bin kişiye çıktığını anımsatarak, gerçek işsizlik oranının daha yüksek olduğunu herkesin bildiğini ifade etti. Devlet Bahçeli, "AKP hükümetinin ekonomideki toz pembe hayal tablosu, yalan dolu iddiaları gerçeklerle bağdaşmamakta, gerçeklere sığmamaktadır. Türk milleti kan ağlarken AKP hanedanlığı şahsi ve siyasi ikbal ve çıkar peşinde koşmakta, gününü gün etmektedir" dedi.
Türkiye'de iyi şeylerin, umut verici gelişmelerin ve iyi niyetli girişimlerin olmadığını savunan Bahçeli, "Milli birliğimiz, milli huzurumuz ve milli saadetimiz budanmaya, tırpanlanmaya ve biçilmeye çalışılmaktadır. Türk devletinin yıkılması, rejimin ana esas ve ilkelerinin yok edilmesi konusunda ahlaksız bir mücadele sergilenmektedir. Geldiğimiz bugünkü bunalım ortamında, tüm sorunların merkezi olarak Türk milletinin ve Türk kimliğinin varlığı gösterilmektedir" diye konuştu.

"Propagandaya yasal kılıf dikildi"

Hükümetin terör örgütü PKK'yı meşrulaştırmak için "gözü dönmüş gibi" hareket ettiğini öne süren Bahçeli, şunları söyledi:
"Milletimizin parçalanmaya, bölünmeye, yıkıma ve çözülmeye ikna olması için tüm ihanet mekanizmaları işleme alınmış, karartmanın her türlüsü süslenerek sürecin hizmetine sokulmuştur. Bir yanda 'Sözde Akil İnsanlar Heyeti' harıl harıl AKP ve PKK'nın emirnamelerini yerine getirirken, diğer yanda Başbakan ve bölücü yandaşları can havliyle milli vicdanları kanatmakla meşgul olmuştur.
4. Yargı Paketi TBMM'de kabul edilmiş ve bu yolla PKK'ya bol kepçeli bir ikramda bulunulmuştur. Artık cebir ve şiddet içermeyen terör faaliyetlerini övmek, bunların propagandasını yapmak, bildiri ve açıklamalarda bulunmak suç kapsamından çıkarılmıştır. Öz ve özet olarak diyebiliriz ki PKK propagandasına yasal kılıf dikilmiş, İmralı canisinin posterlerini taşımaya mazeret bulunmuş, cani başına 'sayın' demek, bölücü fikirleri ve terörist düşünceleri şiddete başvurmadan savunmak serbest hale gelmiştir. Elbette KCK tutukluları kalabalıklar halinde özgürlüklerine kavuşmaya başlamışlardır. PKK ne istiyorsa almakta, neyi bekliyorsa elde etmektedir.
Gerçekten de bölücü terör örgütü silahla yapamadığı ne varsa, AKP marifetiyle, AKP hıyanetiyle ulaşmaktadır. PKK, Türklüğün ezilmesini, Türk milletinin değersizleştirilmesini istemekte, AKP bunu hevesle yerine getirmektedir. PKK, üniter milli devlet yapısının sakatlanmasını teklif etmekte, AKP bunu iştahla hayata geçirmektedir. PKK, Türkiye Cumhuriyeti'nin yıkılmasını, 'Türk' ifadesinin her taraftan silinmesini bastırmakta, AKP bunları çoktandır yapmaktadır.
PKK, Türkiye'yi istemekte, AKP buna hazır olduğunu göstermektedir. PKK, Türk vatanında hak iddia etmekte, AKP bu kutsal mirası peşkeş çekmek için müsait zaman kollamaktadır. PKK nazlanmakta, AKP pışpışlamaktadır. PKK somurtmakta, AKP gönül almaktadır. PKK jest yapmakta, AKP mest üstüne mest olmaktadır. Şu rezalete bakınız ki Başbakan ve hükümeti PKK'nın oyuncağı haline gelmiş, tüm imkanlarıyla bölücülüğün önüne düşmüş ve flamasını sallamaya koyulmuştur. Türkiye Cumhuriyeti kuruluşundan 90 yıl, Türk milleti tarih sahnesine çıktıktan binlerce yıl sonra böylesi bir zillete muhatap olmak durumunda kalmıştır. Terörist başı dün ne söylüyor idiyse, bugün Başbakan tekrarlamış ve sanki yeni bir şey gibi sahiplenmiştir. İmralı canisiyle Başbakan Erdoğan, tencere kapak misali birbirlerini bulmuşlar ve hedefler konusunda üst üste çakışmışlardır."

"Bu nasıl bir akillik?"

MHP Genel Başkanı Bahçeli, "63'lükler" olarak nitelendirdiği Akil İnsanlar Heyeti'nin, "bölücülüğün kabullendirilmesi için ikna turlarına ve psikolojik harekete başladığını" ifade etti.
Akil İnsanlar Heyeti'nde yer alanlardan bazılarının "ulus-devlete karşı olduğunu", "bölünme ve toprak kaybı gibi endişelerin yersiz olduğunu", "terör örgütüne tazminat verilmesi gerektiğini", "Türkler'in Kürtler'e borcunu ödemesi gerektiğini", "terörist başının serbest kalması ve Kandille İmralı arasındaki temasın sağlanması" düşüncelerini söylediğini anlatan Bahçeli, "Acaba bu sözlerin sahipleri bölücü değil midir? Şehitlerimizin kemiklerini sızlatma pahasına, teröristlere tazminat ödenmesini gündeme getirmek nasıl bir insanlık, nasıl bir akilliktir?" diye sordu.
Akil insanların amacının Türk milletinin bin yıllık kardeşlik hukukuna katkı vermek, terör sorununa kalıcı ve etkili çözümler getirmek olmadığını vurgulayan Bahçeli, şöyle devam etti:
"Hayatlarında bir tek defa şehide şükran duymamış bedbahtlar bu 63'ün arasındadır. Hayatlarında bir tek gün Türklüğü ağızlarına almamış, vatan dememiş, bayrak diyememiş PKK havarileri bu 63'ün içindedir. Bunlar PKK tetikçileridir, bunlar AKP propagandistidir ve bunlar Türkiye'nin karşısındaki cephedir, Türk milletinin sırtındaki kamburlardır. Bunlar unvan avcısıdır. Bunlar para ve şöhret takipçisidir. Bunların derdi kanın durması, terörün bitmesi, anaların ağlamaması değil, Türkiye'nin bölünmesi, bölücülüğün kurumsallaşması ve PKK'nın dağdan inerek Türkiye'yi esir almasıdır.
Bir defa çözümden ne anladıkları, çözüm olarak neyi işaret ettikleri şaibelidir. Ancak Türk milletinin bunlar gibilere karnı toktur. Damat Ferit'in nasihat heyeti ne şekilde yenilmişse, bunlar da tıpkı aynı şekilde yenilecek ve korkudan küçük dillerini yutma noktasına gelerek, soluğu kendilerine menfaat vaat eden patronlarının yanında alacaklardır.
Türk milleti mukadderatına gözü gibi bakacaktır. Büyük milletimiz canını alan, kanını döken bölücü teröristleri özgürlük savaşçısı ve hakkı yenmiş mağdurlar olarak göstermeye yönelen kim olursa olsun her platformda demokratik itirazını gösterecek, bunları geldikleri gibi de gönderecektir."