Seçim hükümeti için 'MHP ve HDP' şartı
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, kurulacak olası bir seçim hükümetine MHP'nin ardından HDP'nin de üye vermeme kararı alması durumunda kendilerinin de bu hükümete bakan vermeyeceğini belirtti.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile dün yaptığı görüşmede koalisyon ihtimallerinin sona erdiğini söylemesinin ardından hükümet kurma görevini bu akşam Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a iade etme kararı aldı. MHP ise kurulacak bir seçim hükümetine HDP ile yan yana yer almamak için üye vermeyeceğini dün gece açıkladı.
Reuters'a değerlendirmelerde bulunan Altay, anayasanın 116. maddesine göre kurulacak bir seçim hükümetine muhalefet partilerinin üye vermeye çok olumlu bakmadıklarını belirterek, "MHP zaten bu hükümete üye vermeyeceğini açıkladı. HDP de çok olumlu değil bu konuda. Eğer HDP de üye vermezse AKP'nin çoğunlukta olduğu bir hükümete biz payandalık yapmayız, biz de bakan vermeyiz."
Altay, bunu partinin yetkili kurullarında değerlendireceklerini de sözlerine ekledi.
Davutoğlu'nun görevi bu akşam Erdoğan'a iade etmesinin ardından hükümet kurma yetkisinin kendilerine verilmesi gerektiğini söyleyen Altay, şunları kaydetti:
"Saray'ın yapması gereken, görevi hemen bu akşam 2100'de CHP'ye vermektir. O durumda biz görüşmelere hemen yarın başlarız. HDP'nin dışarıdan desteklediği bir hükümeti MHP ile kurmak isteriz. Ama bu olmazsa da CHP azınlık hükümetini de kurarak ülkeyi seçime götürmek mümkündür."
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, hükümet kurma sürecine ilişkin, "Güvenerek ve inanarak söylüyorum ki Sayın Devlet Bahçeli saray entrikalarının aleti olmayacak, bu tuzağa düşmeyecek. Dolayısıyla Türkiye'yi bir CHP azınlık hükümeti ile seçime götürmek ihtimali daha güçlü ve yüksek gibi duruyor" dedi.
Altay, TBMM'de gazetecilerin hükümet kurma sürecine ilişkin sorularını yanıtladı.
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun bugün akşam saatlerinde Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hükümeti kurma görevini iade etmesinin beklendiği ifade edilerek, "Bu noktada Cumhurbaşkanı'ndan ne bekliyorsunuz?" sorusu üzerine, "19.30 Erdoğan-Davutoğlu görüşmesi var. Bir saat sürdüğünü varsayalım, 20.30. 21.00'de de Sayın Cumhurbaşkanı'nın anamuhalefet partisi liderine görev vermesi işin olması gerekeni, yakışanı, anayasanın emrettiği kısmıdır" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hükümet kurma görevini Davutoğlu'na vermesinin üzerinden geçen süreye ve gelinen noktaya işaret eden Altay, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ama 39 gündür Türkiye'de saray entrikalarını izliyoruz, hep beraber. 39 gün boyunca Adalet ve Kalkınma Partisi'nin bir koalisyon arayışı olmadı. 39 gün boyunca Adalet ve Kalkınma Partisi kısa süreli, iki aylık bir seçim hükümetine payanda ortak aradı. Millet her şeyi biliyor, her şeyi görüyor. AKP'nin samimi bir koalisyon kurma arayışı olsaydı, bugün Türkiye bu tarihi fırsatı kaçırmamış olurdu. Türkiye'deki kutuplaşma, ekonomideki kırılganlık, demokrasideki daralma, içine düştüğümüz neredeyse savaş ortamını çözmenin tek yolu da geniş tabanlı bir hükümetti. Bunu topluma da AKP'ye de anlatmaya çalıştık. Topluma anlattık, AKP'ye anlatamadık. Geldiğimiz noktada, sarayın da basıncıyla çok hızlı bir seçim yapılması öngörülüyor. Ama erken seçim Türkiye'ye yapılabilecek en büyük kötülüktür."
CHP'nin erken seçim durumunda oyunu artıracak tek parti olduğunu, buna rağmen yeni bir seçimi yararlı görmediklerini vurgulayan Altay, partisinin her zaman, önce Türkiye anlayışı ile hareket ettiğini kaydetti.
'39 günü kaybetmişiz. Yeniden AKP ile oturmaya gerek var mı?'
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun hükümeti kurmakla görevlendirilmesi halinde nasıl bir yol izleyeceği sorusunu da yanıtlayan Altay, bunun öncelikle Merkez Yönetim Kurulu'nda değerlendirileceğini belirtti. Altay, "Ama zaten 39 günü kaybetmişiz. Yeniden AKP ile bir oturmaya gerek var mı bilemem. Olması gereken MHP ve HDP'nin desteğini alarak bir CHP azınlık hükümetidir" dedi.
Öncelikle MHP'ye bir koalisyon teklifi de götüreceklerinin altını çizen Altay, amaçlarının Türkiye'yi CHP'nin başkanlığında seçime götürmek değil, mümkünse koalisyon hükümeti kurmak olduğunun altını çizdi.
Matematiksel olarak buna imkan olduğuna işaret eden Altay, şöyle konuştu:
"MHP'nin, Sayın Bahçeli'nin bu konudaki tavrını, görüşünü, anlayışını almamız, ölçmemiz lazım. Koalisyon olmuyorsa, CHP'nin kuracağı bir azınlık hükümeti ile Türkiye erken seçime gitmeli. Diğer bir seçenek de 116. maddeye göre Cumhurbaşkanı'nca görevlendirilecek bir başbakan tarafından kurulacak bir hükümettir. O hükümete de hem MHP hem HDP üye vermeyeceklerini sanıyorum açıkladılar."
Anayasa'nın 116. maddesi gereğince kurulacak hükümete CHP'nin üye verip vermeyeceğinin de sorulduğu Altay, "İki muhalefet partisinin üye vermediği ve ağırlıklı AKP'li üyelerden oluşacak bir hükümette biz payanda olarak bulunmayı arzu etmeyiz. Ama nihai kararı MYK'mız verir" dedi.
'Bahçeli, Türkiye'nin anahtarını AKP'ye vermez diye düşünüyorum'
Altay, "MHP hiçbir şekilde HDP ile aynı ortamda bulunmayı istemedi. Sayın Kılıçdaroğlu, Sayın Bahçeli'yi HDP hassasiyetine rağmen ikna edebilir mi?" sorusu üzerine ise MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın'ın bir televizyon kanalının canlı yayınında yaptığı değerlendirmelere işaret etti.
"Semih Bey'i izledim. Olumluydu bence yaklaşımı. Negatif değildi en azından" diyen Altay, şunları kaydetti:
"Sayın Bahçeli'nin 39 gündür sergilenen bu saray entrikalarına teslim olacağına ihtimal vermem. Saray bir projeksiyon geliştirdi, Türkiye'nin 40 gününü, hatta 2-2,5 ayını çaldı. Şimdi Sayın Bahçeli böyle bir alternatif çıkmış iken bu alternatifi elinini tersiyle itip de saray entrikalarına alet olup tekrar Türkiye'nin anahtarını AKP'ye vermez diye düşünüyorum."
'Biz ettiğimiz yemine arkadan dolanmayız'
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun önceki açıklamaları işaret edilerek, hükümet kurma görevini almasının söz konusu olması halinde Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne gidip gitmeyeceğinin sorulması üzerine de Altay, "Hükümet kurma göreviyle ilgili, bu anayasanın amir bir hükmüdür. Sayın Kılıçdaroğlu duygularıyla devlet işlerini birbirine karıştırmayacak kadar da tecrübeli bir devlet adamıdır. Yeter ki Sayın Cumhurbaşkanı 'istişari görüşmeler yapacağım' adı altında son 6 günü de çalmasın" değerlendirmesinde bulundu.
Altay, "Görevlendirme dışında Saray'a çıkmayacaksınız, böyle mi anlayalım" sorusuna ise "İstişare edecekse gelsin kendisi, Sayın Baykal'la mesela Dışişleri Konutu'nda görüştü. O ayrı. Ama görevlendirme ayrı bir durumdur, anayasal bir durumdur. Sayın Kılıçdaroğlu ve CHP hukukun üstünlüğüne ve anayasaya sadakate yemin etti. Biz ona uyarız. Biz ettiğimiz yemine arkadan dolanmayız" diye konuştu.
Meclis'in ülkeyi seçime götürme seçeneğinin ortadan kalktığı belirtilerek, "İki yol mu kaldı? Cumhurbaşkanı'nın seçime götürmesi ya da CHP azınlık hükümeti" şeklindeki soruyu da yanıtlayan Altay, "Özellikle MHP tarihi bir dönemeçte. İki seçenek var; ya 116'ya göre bir hükümet ya da CHP'nin kuracağı bir azınlık hükümetiyle seçim. Ama ikisinde de seçim var" ifadesini kullandı.
Seçim tarihine ilişkin tahminin de sorulduğu Altay, 25 Ekim ve 1 Kasım tarihlerinin olabilirliğini yüksek bulduğunu söyledi.
Altay, bir başka soruyu yanıtlarken de "İnisiyatif Sayın Bahçeli'nin kararında, tavrındadır. Ben tekrar güvenerek ve inanarak söylüyorum ki Sayın Devlet Bahçeli saray entrikalarının aleti olmayacak, bu tuzağa düşmeyecek. Dolayısıyla Türkiye'yi bir CHP azınlık hükümeti ile seçime götürmek ihtimali daha güçlü ve yüksek gibi duruyor" diye konuştu.