Sedat Peker Silivri Ceza İnfaz Kurumu'na nakledildi
'Ergenekon' davasının dünkü duruşmasında, başka suçtan hükümlü olan Sedat Peker'in Silivri Ceza İnfaz Kurumu'na nakledilip, ifadesinin alınması kararlaştırıldı
İSTANBUL - "Ergenekon" davasının dünkü duruşmasında başka suçtan hükümlü olan Sedat Peker'in, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ne naklinin sağlanmasına karar verildiğini belirten Şengün, tutuklu sanıklardan Hayrettin Ertekin'in de hastalığı konusunda rapor alınmak üzere Adli Tıp Kurumuna sevkine ve sıra beklenmeksizin muayenesinin yapılması konusunda yazı yazılmasına hükmedildiğini kaydetti.
Sanıklar Aydın Yüksek ve Muzaffer Şenocak'ın "Ergenekon terör örgütüne üye olmak" suçundan tutuklanmalarına gerek olmadığına karar verildiğini belirten Şengün, diğer bazı talepler ile sanıkların tutukluluk durumu konusundaki taleplerin de yarın değerlendirilmesine hükmedildiğini bildirdi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza İnfaz Kurumu Yerleşkesindeki duruşma salonunda bugün 5. duruşması yapılan davanın öğleden sonraki oturumunda da bir süre 2455 sayfalık iddianamenin 2 Cumhuriyet savcısı tarafından okunmasına devam edildi.
15.45'te iddianamenin okunmasına ara verildi
İddianamenin okunmasına, saat 15.45'te 284. sayfaya gelindiğinde ara verildi.
Ardından Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün bazı sanıklar ile avukatlarının talepleriyle ilgili dilekçeleri okudu.
Doğu Perinçek ve bir kısım sanık avukatlarının dilekçelerinde, iddianamenin okunmasından vazgeçilmesi ve sorguya başlanmasını istediklerini bildiren Şengün, bu konuda sanık Halil Behiç Gürcihan'ın yazılı talebi olduğunu söyledi.
"Ergenekon ismi değiştirilsin"
Sanık avukatı Yusuf Çolak'ın dilekçesinde, "Ergenekon" isminin değiştirilip, "yasa dışı örgüt" ya da "örgüt" olarak okunmasını istediğini belirten Şengün, sanıklardan Abdulmuttalip Tonçer'in de can güvenliği için gerekli işlemlerin yapılmasını istediğini söyledi.
Başkan Şengün, tutuklu sanık Ümit Oğuztan'ın tahliye talebinde bulunduğunu, Ümit Sayın'ın iddianamedeki açıklamaları kabul etmediğini, Oğuz Alpaslan Abdulkadir'in telefon kayıtları ve ek delil klasörü hakkında bilgi istediğini bildirdi.
Tutuklu sanık Veli Küçük'ün avukatının dilekçesinde telefon görüşmeleri ve Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığına yazı yazılarak Kocaeli İl Jandarma Komutanlığı görevinde bulunduğu dönemle ilgili bazı taleplerde bulunduğunu belirten Başkan Şengün, sanık Aydın Yüksek'in ise tahliye talebi olduğunu duyurdu.
Başkan Şengün, tutuksuz sanıklardan Ferudun Refik Nuhoğlu, Kemal Şahin ve Mehmet Murat Yücel'in, haklarında verilen adli kontrol kararlarının kaldırılmasını, Yaşar Arslanköylü ile Fuat Ermiş'in de iddianamenin okunmasının zaman alacağı gerekçesiyle sorgularına geçilinceye kadar duruşmalardan vareste tutulmalarını istediklerini belirtti.
Red talebine itiraz
Şengün, sanıklardan Gazi Güler'in avukatı Özbay Demirel ile Oktay Yıldırım'ın avukatı Ahmet Ülger'in mahkeme heyetinin reddi talebi konusunda verilen karara itiraz ettiklerini ve gereğinin yapılmasını istediklerini bildirdi.
Kemal Kerinçsiz'in avukatı Tolga Akalın'ın, yetki itirazlarının mahkemece reddi yönündeki karara itirazın ilgili merciye gönderilmesini istediğini belirten Şengün, üye hakim Sedat Sami Haşıloğlu hakkında verilen ret talebinin reddi yönündeki kararın da yeniden gözden geçirilmesinin istendiğini kaydetti.
Tutuklu sanıklardan Mehmet Demirtaş, 17 aydır tutuklu olduğunu söyleyerek, "bu sürede hukukun gücünü değil, gücün hukukunu hissettiklerini" ileri sürdü.
Kerinçsiz: "Sözde örgüt"
Kemal Kerinçsiz de "birbirini tanımayan kişilerin bir araya toplanıp, sözde bir örgüt haline getirildiğini" savunarak, "Bütün renkler bir araya getirilmiştir" dedi.
CMK'nın 8 ve 9'uncu maddeleri anlamında ortada tüm sanıkların bir araya getirilerek yargılanmasını zorunlu kılan hiçbir hukuki gerekçe bulunmadığını savunan Kerinçsiz, bazı ferdi suçların da örgüt kapsamında gösterilmek istendiğini ileri sürdü.
Kerinçsiz, Danıştay cinayeti ve Cumhuriyet gazetesinin bombalanmasına azmettirilmesi iddiasıyla ilgili bir kısım sanıklar, Kuvay-i Milliye Derneği 1919'un üyesi sanıklar, İşçi Partili sanıklar, Ümraniye'de bulunan patlayıcılar, Ankara merkezli Kuvay-i Milliye Derneği ve Eskişehir'de bulunan bombalar ile ilgili davaların ayrılmasını istedi.
Kerinçsiz, Danıştay cinayetine ilişkin olarak, "Asıl failler Ankara'da yargılanıp, tuhaftır ki sözde azmettiriciler İstanbul'da yargılanmak istenmektedir" dedi.
"Anadolu ajansı duruşmayı izlesin"
Tutuklu sanık Bekir Öztürk, medyanın salondaki durumuyla ilgili bir şey söylemek istediğini belirtti.
Basında davaya ilişkin gerçeği yansıtmayan haberler çıktığını söyleyen Öztürk, "Anadolu Ajansı gelip haber yapsın istiyorum" dedi.
Mahkeme Başkanı Köksal Şengün de "Var zaten Anadolu Ajansı" şeklinde konuştu.
Öztürk, ayrıca gazetecilerin salonunun arka kısmında olmaları nedeniyle kendilerini arkadan gördüğünü ve bu sebeple yanlış haber yaptığını ileri sürerek, basın mensuplarının, mahkeme heyeti ile sanıklar arasındaki ön bölümde bulunmasını talep etti.
Mahkeme heyeti ile sanıklar arasındaki boşluğu göstererek, "Devletin ajansının burada oturmasını talep ediyorum"' diyen Öztürk, konuya ilişkin hazırladığı dilekçeyi de mahkeme sundu.
Tutuksuz sanık Yaşar Arslanköylü, işinden yıllık izin kullanarak duruşmalara gelebildiğini, ancak bu izninin biteceğini ifade ederek, mağdur durumda olduğunu anlattı.
Sanık avukatlarının beyan ve talepleri
Sanıklardan Emin Gürses'in avukatı Bozkurt Nuhoğlu tahliye talebinde bulunarak, bazen mahkemelerin uzun dilekçeleri okumayabildiğini söyledi.
Başkan Şengün, bunun üzerine mahkeme heyetinin bütün dilekçeleri okuduğunu vurguladı.
Tutuklu sanık Sami Hoştan'ın avukatı Kemal Ökke, müvekkilinin uyuşturucudan hüküm giydiğine ilişkin iddianamedeki ifadelerin doğru olmadığını savundu.
Ökke ayrıca, iddianamede bazı yerlerde "Arnavut Sami" kod adlı ifadelerin bulunduğunu belirterek, bunun bir kod adı olmadığını, müvekkilinin doğduğundan bu yana böyle anıldığını anlattı. Ökke, müvekkilinin tutukluluk durumunun da gözden geçirilmesini istedi.
Mehmet Zekeriya Öztürk'ün avukatı Yaşar Ağsu, daha önce davalarda bu şekilde iddianame okunduğunu duymadığını belirterek, iddianamenin tebliğ edildiğini, sorgu sırasında da sanıklara haklarındaki iddiaların söylenmesiyle iddianamenin okunmuş olacağını savundu.
Tutuklu sanık Halil Behiç Gürcihan'ın avukatı Ercan Birol, müvekkilinin tahliyesini talep etti.
Gazi Güder'in avukatı Özbay Demirel, iddia makamının bu davada iddianameyi okumakta ısrar ettiğini ileri sürerek, bunun nedenini sordu.
Savunmalara geçildikten sonra tahliyeler olacağına inandıklarını dile getiren Demirel, tutuklu sanıklar hakkında adli kontrol kararı uygulanmasını istedi.
Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, bunun üzerine adli kontrol kararı konusunun, tahliye kararından itibaren düzenlendiğini hatırlattı.
Oktay Yıldırım'ın avukatı Ahmet Ülger, telefon tapelerinin suç ile ilgili olan bölümlerinin okunması gerektiğini savundu. Ülger, iddia makamının önyargıyı mahkemeye empoze ettiğini ileri sürdü.
Bunun üzerine başkan Şengün, "Hiç kimse mahkemeye bir şey empoze edemez. Hiçbir güç bu mahkemeye bir şey empoze edemez" dedi.
Veli Küçük'ün avukatı Ülkü Ilıca, bir kısım sanıklara ilişkin telefon görüşme tutanaklarının bir kopyasını talep etti.
Sanık Hayrettin Ertekin'in avukatı Lütfü İşbulan, suçlanan kişinin neyle suçlandığını bilmesi halinde artık iddianamenin okunmasının lüzumsuz olduğunu savundu. İşbulan'ın, "Tutuklu sanıklar mağdur olmuştur. Buna üzülüyoruz" diyerek iddianamenin okunması sürecinin uzamasını, sorgulara geçilememesini kastetmesi üzerine Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, "Hep birlikte üzülüyoruz" dedi.
İşbulan daha sonra, "Bu iddianamenin daha fazla okunmasına izin vermeyin" diye konuştu.
Bugün Ertekin'e sağlık sorunları nedeniyle iki kez daha müdahale yapıldığını ve iğneyle ayakta durduğunu söyleyen İşbulan, müvekkilinin üniversite hastanesine sevkini ve tahliye taleplerinin yeniden gözden geçirilmesini istedi.
Kemal Kerinçsiz'in avukatı Tolga Akalın ve Abdulmuttalip Tonçer'in avukatı Fatih Büyükyurt da müvekkillerinin tahliyesini talep etti.
Cumhuriyet savcıları görüşlerini beyan etti
Görüşünü açıklayan Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel, iddianamenin okunması için iddia makamının ısrarlı olduğu yönündeki beyanı asla kabul etmediklerini belirterek, bunun mahkemenin takdirinde olduğunu vurguladı.
Savcı Nihat Taşkın da bazı taleplerin reddini isteyerek, adli kontrol kararının kaldırılmasına ilişkin talebin ise kısmen kabul edilerek, bu sanıklar hakkındaki yurt dışına çıkış yasağının sınırlı olarak kaldırılmasını talep etti.
Taşkın, bazı tutuksuz sanıkların duruşmalardan vareste tutulması yönündeki taleplerinin reddini, tutukluların tutukluluk hallerinin devamını, soruşturma aşamasında "gizli bilgi elde etmek" suçundan tutuklanan Aydın Yüksek ve Muzaffer Şenocak'ın ayrıca TCK'nın 314/2. maddesi uyarınca "Ergenekon terör örgütü üyesi olmak" suçundan da tutuklanmalarını istedi.
Mahkeme heyeti, daha sonra duruşmaya 40 dakika ara verdi.
Ara karar
Daha sonra mahkeme heyetinin aldığı ara kararları açıklayan Başkan Köksal Şengün, tutuklu sanıklardan Kemal Kerinçsiz'in avukatı Tolga Akalın'ın "yetkisizlik" kararı verilmesi yönündeki taleplerinin reddedilmesine ilişkin karardan vazgeçilmesi konusundaki istemlerin reddine hükmedildiğini ve itirazın İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesinin kararlaştırıldığını ifade etti.
Daha önce mahkeme heyetinin reddi ve üye hakimlerden birinin reddi konusundaki taleplerin, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin 2. heyetince değerlendirilerek karara bağlandığını hatırlatan Şengün, bu kararlara itiraz edilerek taleplerin mahkeme heyetince tekrar incelenmesi ve olumsuz bir karar verilmesi halinde de itiraz merciine gönderilmesinin istendiğini bildirdi.
Başkan Şengün, bu taleplerin incelenmesi için mahkemenin 2'inci heyetine gönderilmesine karar verildiğini bildirdi.
Başka suçtan hükümlü olan Sedat Peker'in, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ne naklinin sağlanmasına karar verildiği belirtildi.
Verilen arada tutuklu sanıklar, avukatları ve yakınları ile görüşme fırsatı buldu.
Cezaevi yetkilileri ile bir inşaat şirketinin görevlileri de duruşma salonun bulunduğu binayı dışarıdan inceleyerek, salonun genişletilmesi konusunda görüşmeler yaptı.
Bu incelemenin ardından salonun duvarındaki ankesörlü telefonların söküldüğü görüldü.
Davanın 6. duruşması bugün saat 09.30'da yapılacak.