Sendikaların gölgesinde çalışanlar ve sanayi yatırımları

Uğur ULUDAĞ / Çalışma Yaşamı Uzmanı

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

6356 sayılı Sendikalar Kanunu'nun 41. maddesinde “Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde üçünün üyesi bulunması şartıyla işçi sendikası, toplu iş sözleşmesinin kapsamına girecek işyerinde başvuru tarihinde çalışan işçilerin yarıdan fazlasının, işletmede ise yüzde kırkının kendi üyesi bulunması hâlinde bu işyeri veya işletme için toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkilidir” denilmekte. 

O iş kolunda en az %3’ünün üyesi bulunması şartıyla yetki başvurusunda bulunabiliyor ama aynı kanunun 6. geçici maddesi kademeli olarak kanunun yayınlandığı tarih olan 2013 yılından 01/07/2016 tarihine kadar yüzde bir, 01/07/2018 tarihi ne kadar yüzde iki ve 01/07/2018 tarihinden sonrasında ise yüzde üç uygulanacaktır.

2015 Ocak ayı istatistiğine göre metal sektöründe 1.445.331 kişi çalışmakta
Sendikalar    2015 Ocak    2015 Ocak    2014 Temmuz    2014 Ocak    2013 Temmuz    2013 Ocak
         üye sayısı    oranı (%)    oranı (%)    oranı (%)    oranı (%)    oranı (%)

Türk Metal    177.125    12.26    11.89    11.63    11.17    11.1
Çelik İş    28.823    2.00    2.12    2.14    2.1    2.01
Birleşik Metal    25.959    1.78    1.84    1.9    1.87    1.91
Diğer Sendikalar    1.675    0.01    0.01    0.01    0.01    0.01

Türkiye’nin önde gelen sektörü metal sektöründe 2003 yılındaki durumu bir bakıldığında toplam metal sektöründe 575,736 çalışan varken bunların sendikalar arasındaki dağılımı ise şu şekildedir.
 
Sendikalar    2003 Temmuz    2003 Temmuz
     üye sayısı    oranı (%)
Türk Metal    237.655    41.27
Çelik İş    84.981    14.76
Birleşik Metal    65.556    10.86
Diğer Sendikalar    2119    0.01

Tabi bu süreç içerisinde sendika ve toplu iş sözleşmesi ile ilgili kanun birleştirildi ve istatistikler yeni belirlenen kanundaki düzenlemeye göre yapıldı ve Türkiye de toplu iş sözleşmesi yapmanın kurullarında Türkiye çapında üye sayısının kanunda belirtilen yukarıda da saydığım şekilde belirli oranlar getirildi bunun sebebi Türkiye de ki çoklu sendikal yaşamdan uzmanlaşan ve devletle ve yatırımcı ile uzlaşan yapıya dönüşmesi amaçlanmıştır. Yatırım yapan şirketler stabil ortamları ve maliyetlerini görebilmeyi ve kontrol altına alabilecekleri yerlerde yatırım yapmayı severler yatırım şartlarını belirleyen etmenlerde değişiklikler olduğunda ikinci planlarını zaman içinde uygulamaya koymak isteyeceklerdir. 

Sendikalar çalışanların hak arama işlemlerini yaparken sözleşme dönemlerinde çalışanların isteklerini o sözleşme döneminde gerçekleştirmeye ve işin devamını sağlamaya çalışmalıdırlar eğer otomotiv sektöründe çalışanlar kendiliğinde sendikalı yerde tekrar ikinci hak arama mücadelesine giriyorlarsa başka bir sorun vardır. 

Mevcut yasamızın bir önceki sendika ve toplu sözleşme kanundan bir sütün yani amatör sendikalı yöneticiden bahsetmesi ve haklarını koruması da üstün yönü ise çalışma yaşamındaki oranlardan da gösterdiğim gibi iş yerinde yetki alabilmesi için tüm Türkiye de belirli bir oranda olması sendikalar arasında rekabeti de kızıştırmaktadır. 

Ülkemizde çalışma yaşamında son yaşanan olaylara bakıldığında bir eksiği söylemek gerekir mevcut kanun kara sendikacılığı engelleyemiyor bunu hızlı bir şekilde engelleye bilecek hale gelmesi gerekir ayrıca geniş kitlelere sirayet eden eylemlerde kanun işveren ile sendikayı nerede ise baş başa bırakıyor bu olmamalı mevcut kanunda değişikliğe gidilmeli işveren de kara sendikacılığa karşı kendisini koruyucu maddeler konulmalıdır. Sendikalar kanunda İş Kur’un ismi çok zikredilmiş ve yetki alınırken “İşyeri toplu iş sözleşmesi için işyerinin, işletme toplu iş sözleşmesi için işletme merkezinin bağlı bulunduğu Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü'nü, aynı Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü'nün yetki alanına giren işyerleri için yapılacak grup toplu iş sözleşmelerinde bu işyerlerinin bağlı bulunduğu Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü'nü….” şeklide anılmış ülkemizde yaşadığımız gibi durumlar için arabulucu devreye her an girmeli çalışanları ikna edebilecek bir yapıya sahip olması gerekir.

Stabil bir ortam yatırımları getirir, yaşayan bir ekonomi dinamik kanunları getirir biz kanunlarda bazı ek maddeler ve devletin elindeki kurumları daha etkin kullanması ile sorunları daha az hasarlı atlatmasını bilmeliyiz.