Sigortacılık sektörü ile eğitim kurumları arasındaki uçurum

Bekir KAYA / Bankacılık Sigortacılık Programı Em.Öğr. Görv.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Sigortacılık sektöründe dört yıllık lisans eğitimi veren özel ve devlet üniversitelerinin yanında yaklaşık 105 civarında 2 yıllık eğitim veren bankacılık ve sigortacılık programları bulunmaktadır. Bu programların puan düzeyleri de gayet yüksektir. Sektörün ümit vadeden görüntüsü bu okullara rağbeti arttırmaktadır. Ancak bu okullardan mezun olan öğrencilerin sigortacılık sektöründe çalıştığı düşünülürse hata olur çünkü bu okullardan mezun olanlardan ancak %1-3 oranında bir kısmı kendi branşında istihdam edilmektedir. Yani bir yandan çokça sigortacı yetiştiriyoruz diğer yandan bunları sigortacılık sektöründe istihdam etmiyoruz. Bu sorunun kökenine inmek ve kısa bir analiz yapmak istersek;

1) Eğitim kurumlarında bulunan öğretim elemanları sigorta kökenli olmadıklarından sigortacılığın felsefesinin verilmesi noktasında başlangıçta eksiklik oluşmaktadır. Kalifiye öğretim elemanı sorunu çözülmemiştir. Birçok üniversitede öğrenci ile hocası aynı zamanda sigortacılık eğitimi almaya başlamaktadır. Bankacılık ve sigortacılık programına bu alanda hiç tecrübesi olmayan hocalar ders vermek üzere girebilmektedirler. Bu sektörde eğitim verebilecek kadar gelişemeyen öğretim elemanı tabi ki yeterli olamayacaktır. Eğitimcilerin eğitilmesi bu bağlamda önem arz etmektedir. Bu bir yapısal sorundur.
2) Sigortacılık sektöründe temel kurallardan birisi karşılıklı iyi niyet kuralıdır. Bu kural tam zıddı ile hayat bulmaktadır. Sektörde şirketler vatandaşı, vatandaş da şirketleri iyi niyetli olarak görmezken okullarda bu durum işlenmemektedir. Mezun olan öğrenci hasar evraklarını tanımakta ancak bunların hayat seyrini, nasıl elde edileceğini, elde edilemez isede nasıl sonuçlar doğuracağını bilemeden mezun olmaktadır. Sigortacılığın sevimli yüzü hasardan önceki yüzüdür. Bu nedenle sigortacı hasarda belli olur denilmektedir. Okullarda sigortacılığın hasar yüzü yeteri kadar anlatılamamaktadır. 
3) Bir sigortacının kendisi için “ömrüm bu yolda geçti” dedikten sonra “Takdir edersiniz ki sigortacılık da derya deniz” diye kullandığı tabir çok yerindedir. Okullardan mezun olan öğrenciler karma karışık ve yarım yamalak bilgilerle dolu olarak mezun olmaktadırlar. Mektepli olmanın verdiği güvenle iş aramaya başladıktan sonra birkaç görüşmeden sonra gerçekle karşı karşıya gelmektedir. Yani iş bulamamaktadır. İş başvurusu yaptığı yerlerde genellikle sigortacılık eğitimi almamış alaylı kişileri yada işletme iktisat gibi branşlardan mezun olan kişilerin çalıştığını görmektedirler. Örneğin Güvence Hesabı gibi hasar kurumunda çalışan sigortacılık mezunu elemanın olmaması ilk aklıma gelen handikaplardandır. 
4) Alaylı mı, mektepli mi olmalı? Acenteler ve sigorta şirketleri kişisel yetenekleri ön plana çıkmış daha düşük ücretle çalışmaya razı alaylı kişileri tercih etmektedirler. Yüksekokulu birincilikle bitirmiş olan öğrencinin acente yanında kıymeti bulunmamaktadır. Çalışacak olan kişinin kazandıracağı önem arz etmektedir. Bu durumda alaylıyı ön plana çıkarmaktadır. 
Kısaca ve genel düzeyde bahsettiğimiz bu sorunların aşılmasında aşağıdaki tedbirlerin faydalı olacağına inanmaktayım.
1) Devlet sigortacılık mezunu olan kişileri korumalı sektörde zorunlu sigortacılık mezunu çalıştırılması yükümlülüğünü getirmelidir. Yada açılan okullara bir sınırlama getirmelidir. Hatta acentelerin ve şirketlerin bu mezunları çalıştırması durumunda vergi indirimi uygulanabilir. Aksi halde bu sorun düzelmeden devam edecektir.
2) Bankacılık ve sigortacılık programları YÖK tarafından ayrılmalıdır. Bankacılık için iki yıllık süre yeterli olmasına karşılık sigortacılık için bu süre kesinlikle yeterli değildir. Burada iki metod uygulanabilir; birincisi okul içinde eğitim süreci üç yıla çıkarılıp birinci temel yıldan sonra kaza sigortaları, hayat sigortaları, sağlık sigortaları gibi branşlar tesis edilip bu branşlardan birisi seçilmeli ve öğrenci bu branşta eğitilmelidir. İkincisi YÖK tarafından sigortacılık branşlara ayrılmalıdır. Örneğin Kaza sigortaları programı yada hayat sigortaları programı şeklinde kaynağında ayrım yapılmalıdır.