”Siyasetçilerin üslubu yaralayıcı oluyor”

Cumhurbaşkanı Gül, "Bir ülkenin siyaseti çalkantılı olursa dışarıda başı dik temsil edilemez" ifadesini kullandı

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

KUVEYT - Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, son dönemde yaşanan gelişmelerle ilgili siyasetçilerin kullandığı üslubun yaralayıcı olduğunu ifade ederek, "Bu, Türkiye'ye yakışmaz. Bu rahatsızlık büyürse dışarıdaki görüntümüzü de zedelemeye başlar" dedi.

Resmi ziyaret için bulunduğu Kuveyt'te temaslarını izleyen Türk gazetecilerle sohbet toplantısı düzenleyen Cumhurbaşkanı Gül, soruları da yanıtladı.

Cumhurbaşkanı Gül, "Türkiye'nin içerideki görüntüsüyle dışarıdaki görüntüsü arasında bir fark olduğu ve makasın giderek açılmasını nasıl değerlendirdiği" sorusunu yanıtlarken, bu durumun üzücü olduğunu ve Türkiye'ye yakışmadığını söyledi. Kendi içinde güçlü olan bir ülkenin dışarıda da güçlü olacağını işaret eden Gül, "Bu rahatsızlık büyürse dışarıdaki görüntümüzü de zedelemeye başlar. Bir ülkenin siyaseti çalkantılı olursa dışarıda başı dik temsil edilemez" diye konuştu. Gül, "rahatsızlık" ifadesinden neyi kastettiğinin sorulması üzerine, "Siyasetçilerin üslubu yaralayıcı oluyor" dedi. Cumhurbaşkanı Gül, sadece genel başkanların değil, parti sözcü ve temsilcilerinin de aynı üslubu kullanabildiğine dikkati çekti.

Türkiye'nin, hangi hükümet iş başında olursa olsun önemli meseleleri olduğunu, bu konuların çözülmesi için beraber çalışabilme, ortak anlayış yaklaşımı gerektiğini belirten Cumhurbaşkanı Gül, bu konuların hükümet üstü meseleler olduğunu kaydetti. Cumhurbaşkanı Gül, bu meselelere örnek olarak güneydoğu sorununun yanı sıra Kıbrıs ve Ermeni meselelerini gösterdi.

Cumhurbaşkanı Gül, "yargı içinde bazı ayrışmalar olduğunun ve herkesin hesap verebilirliğiyle ilgili tartışmalar yaşandığının" ifade edilmesi üzerine, yargı, Türk Silahlı Kuvvetleri gibi kurumların büyük camialar olduğunu söyledi. Bu nedenle söz konusu kurumlar içinde uygulamalarla ilgili sorunlar çıktığını dile getiren Gül, şöyle konuştu:

"Hukuk devletinde kurallar, ilkeler neyse makamlara bakılmadan uygulanır. Bunların hiçbiri ortada kalmaz. Gönül arzu eder ki şahsi düşünceler mesleğin gerektirdiği titizliği zedelemesin.

Telefon dinleme ayrı bir şey. Teknoloji avantajlar getirdiği gibi dezavantajlar da getiriyor. Tabii kanunsuz dinlemeler suçtur. Yetkili organlar mahkeme kararı olmadan dinleme yaparsa bu büyük bir suç olur, delil olarak da sayılamaz. Mahkeme kararıyla yapılan dinlemelere de kimse bir şey diyemez."

Yeni yıl yemeği düzenlenecek

Cumhurbaşkanı Gül, "Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın başına gelen konuyla ilgili bilgi aldınız mı?" sorusu üzerine, Türkiye'ye dönünce ayrıntılı bilgi alacağını söyledi. Gül, bu konuyu MİT Başkanı, Genelkurmay Başkanı ve Başbakan ile yapacağı haftalık olağan görüşmelerde ele alabileceğini belirtti.

Gül, bir soru üzerine, yasama, yürütme ve yargı organlarının başkanlarını geçen yıllarda yeni yıl yemeğinde bir araya getirdiğini hatırlatarak, bu yıl da böyle yemek düzenleneceğini bildirdi.

İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres'in davetine vereceği cevabın netlik kazanıp kazanmadığının sorulması üzerine Gül, daha önce kendisine iletilen davete olumlu yanıt verdiğini anımsattı. Ziyareti yararlı olacak bir dönemde yapması gerektiğini anlatan Gül, bunun altyapısının bakan düzeyindeki ziyaretlerle hazırlanabileceğini kaydetti.

"Irak'ın istikrarsızlığı Kuveyt'i çok etkiledi"

Kuveyt'e gerçekleştirdiği ziyarete ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Cumhurbaşkanı Gül, görüşmelerde ilişkilerin nasıl geliştirilebileceği üzerinde durduklarını söyledi. Muhataplarıyla bölge meselelerini de görüştüklerini anlatan Gül, Irak'ın istikrarsızlığının Kuveyt'i çok etkilediğini belirtti.

Türkiye'nin Körfez bölgesinin güvenliğine önem verdiğini vurgulayan Gül, "Körfez ülkeleriyle beraber gözükmemiz değerli ve anlamlı bir resim. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin prestijine buralarda gıptayla bakılıyor" dedi.

Irak ile Kuveyt arasında hala çözülmemiş konular bulunduğunu dile getiren Gül, İran'ın nükleer çalışmalarının da risk unsuru olduğunu söyledi. Gül, sorunların büyümesi ve BM'nin bağlayıcı bir ambargo kararı alması halinde bu durumdan en olumsuz etkilenecek ülkenin Türkiye olacağını kaydetti. Körfez Savaşı'ndan sonra Irak'ın bölünmesinin, 36. paralelin kuzeyine uçuş yasağı getirilmesinin, Çekiç Güç gibi konulardan geçmişte hep zarar görüldüğüne dikkati çeken Cumhurbaşkanı Gül, bu nedenle bölge barışının Türkiye açısından büyük önem arz ettiğini belirtti.