Sorgu süresi doldu diye terketmek istediler

"Casusluk" soruşturması kapsamında sevk edildikleri adliyeden, gözaltı sürelerinin dolduğunu iddia ederek ayrılmak isteyen şüpheli polisler, oturma eylemine son verdi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - Emniyette "paralel yapı" iddialarına ilişkin yürütülen "casusluk" soruşturmasında, gözaltı sürelerinin dolduğunu öne sürerek adliyeden ayrılmak isteyen eski İstanbul Terörle Mücadele (TEM) Şube Müdürü Yurt Atayün'ün de aralarında bulunduğu şüpheli polisler, oturma eylemine son verdi.

Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'nda tutuklanmaları istemiyle 1. Sulh Ceza Hakimliği'ne sevk edilen 49 kişiden sadece biri sorguya alındı.

Dışarıda bekleyen diğer şüpheliler, yasal prosedüre göre gözaltına alındıktan sonraki 96 saat içinde hakim karşısına çıkamadıkları gerekçesiyle 6. kattan adliyenin eksi 3'üncü katındaki C kapısına gelerek, dışarı çıkmak istedi. Ancak TEM Şube polisleri ile adliyedeki çevik kuvvet ekipleri izin vermeyince, şüpheliler ile görevli polisler arasında arbede çıktı.

Ellerindeki telefonlarla kendilerini durdurmaya çalışan polislerin görüntülerini kaydeden ve "Sicilin ne? Amirin kim senin?" diye soran şüpheli polisler, dışarı çıkmalarına izin verilmeyince oturma eylemi başlattı.

Eski TEM Şube Müdürü Yurt Atayün, kendisini görüntüleyen adliye muhabirlerine, "Emniyette 54 saat hiçbir soru sorulmadan bekletildim. 54 saat sonra ifademe başlandı. Ama vakit bittiği için sevk ettiler. Buraya geldim, savcı ifade almadı" dedi.

CHP Milletvekili Mahmut Tanal da oturma eylemi yapan şüphelilerin yanına gitmek isteyince, çevik kuvvet ekipleri çemberden geçmesine izin vermedi. Tanal ile polisler arasında tartışma yaşandı. Şüphelilerin avukatlarının da çemberin içine girmesine izin verilmedi.

Şüphelilerin avukatı Sıddık Filiz, gazetecilere yaptığı açıklamada, gözaltı süreleri biten müvekkillerinin hürriyetlerinin tahdit edildiğini, yasal olarak adliyede bulunmalarını gerektiren bir neden olmadığını ve polis memurlarının keyfi hareket ettiğini savundu. Filiz, bu durumun tutanak altına alındığını belirtti.

Şüphelilerin eylemi, İstanbul 1. Sulh Ceza Hakimliği'ne bildirildi. Hakimliğin, şüphelilerin sorgularının başladığı gerekçesiyle, oturma eylemi yapanların nezarethaneye alınmasına karar verdiği öğrenildi. Bunun üzerine şüpheliler, polis ekipleri eşliğinde nezarethaneye götürüldü.

Bina içindeki güvenlik önlemleri de artırıldı. Binanın dışında bekleyen şüpheli yakınları, yaşananları protesto ederek, giriş kapılarını yumrukladı. Güvenlik görevlilerinin uyarıları sonucu şüpheli yakınları bina girişinden uzaklaştırıldı.

Bu arada, şüphelilerin oturma eylemi süresince binaya giriş-çıkışlar yasaklandı.

CHP Milletvekili Mahmut Tanal, iki avukatla, sorguya ara veren İstanbul 1. Sulh Ceza Hakimliği'ne giderek, bilgi almak istediklerini söyledi.

Hakim İslam Çiçek'in, bir başsavcı vekili, bir polis yetkilisi ve kim olduğunu bilmedikleri iki kişiyle toplantı halinde olduğunu belirten Tanal, kendilerine güvenlik konusunun konuşulduğunun söylendiğini kaydetti.

Tanal, kimliği bilinmeyen kişilerin kim olduğunu sormaları üzerine hakim Çiçek'in "Kaç İsmail kaç" dediğini öne sürerek, bunun üzerine bu kişinin hızlı bir şekilde oradan uzaklaştığını savundu.

Bu kişinin peşinden giderek, kimliğini öğrenmek istediklerini ifade eden Tanal, kimliğini açıklamayan bu kişinin MİT görevlisi olabileceğini düşündüklerini söyledi.

Tanal ve avukatların bu olayla ilgili tutturduğu tutanakta, hakimin odasından kaçtığı ve ismini açıklamadığı öne sürülen kişiyle ilgili TEM Şube'de görev yapan bir emniyet yetkilisinin "benim elemanım" dediği belirtildi.

Bu arada, Samanyolu Televizyonu muhabiri Salih Haşimoğlu, bina içinden yayın yaptığı için gözaltına alınmak istendi. Araya giren avukat Ömer Kavili itiraz etti. Polis ekiplerince, muhabirin bina içinde çektiği görüntüler silindi.

Öte yandan, adliyede görev yapan basın mensuplarının bulunduğu odanın boşaltılması yönünde Başsavcıvekilliği'nden talimat geldiğini ifade eden adliye polisleri, gazetecilerden odayı boşaltmalarını istedi. Basın mensuplarının, talimatın yazılı olarak bildirilmesi gerektiğini söylemeleri üzerine polisler buradan ayrıldı.