Sözleşme özgürlüğü ve ikale sözleşmesi
Rıza EROĞLU / PwC İş ve Sosyal Güvenlik Hizmetleri Kıdemli Danışman
Anayasamız sözleşme özgürlüğünü güvence altına almıştır. Kişiler sözleşme yapıp yapmama, sözleşmenin şeklini ve içeriğini belirleme haklarına sahip oldukları gibi sözleşmeyi sona erdirme özgürlüğüne de sahiptirler. Bu çerçevede taraflar yapmış oldukları bir sözleşmeyi fesih ya da karşılıklı anlaşma yoluyla ortadan kaldırabilmektedirler.
Uygulamada istifa ederek işten ayrılan işçilere zaman zaman bazı nedenlerle (hakkaniyet vs.) işveren tazminat ödemek isteyebilmektedir. Bazen de taraflar iş sözleşmesinin sonlandırılması hususunda aralarında anlaşabilmektedirler. Bunda tarafların iş sözleşmesinin devamından bekledikleri yararların ortadan kalkması etkili olabilmektedir. Bu durumda, ihbar ve kıdem tazminatına hak kazanma koşullarından bağımsız olarak, tarafların karşılıklı borçlarını ortadan kaldıran ve serbest iradeleri ile aralarında kararlaştırabilecekleri tutarda tazminata yer verebilecekleri bir sözleşme (bozma sözleşmesi) yapmaları mümkündür.
İkale sözleşmesi bir fesih olmadığından iş sözleşmesinin feshinden kaynaklanan hakları ortadan kaldırmaktadır. İkale sözleşmesi ile iş sözleşmesi bozulan işçiye kıdem tazminatı ödenmeyeceği gibi, Geçerli ikale sözleşmesinde işe iade de söz konusu olmayacağı gibi haklı veya geçerli bir gerekçe bildirme zorunluluğu da ortadan kalkmaktadır.
Taraflar belli bir tazminatla iş sözleşmesinin ortadan kalkacağını kararlaştırabilirler. Burada hem fesih nedeni ile işveren açısından doğabilecek yükümlülükler bertaraf edilmekte, hem de işçi yasal olarak alabileceği ihbar ve kıdem tazminatından az olmamak üzere bir tazminat alabilmektedir.
Burada söz konusu olan tazminat kıdem tazminatı olmadığından gelir vergisi kesintisine tabi olacaktır.
Geçerli ikale sözleşmesi
İkalenin geçerliliği Borçlar Kanunu hükümlerine göre saptanmakla birlikte, iş sözleşmesinin ikale ile sona erdirilmesinde genel hükümler dışında, iş hukukundaki işçi yararına yorum ilkesinin de göz önünde bulundurulması gerekmektedir.
Yargıtay da kararlarında ikalenin geçerliliği açısından "makul yarar" ölçütüne başvurmakta ve somut olayın özellikleri dikkate alınarak makul yararın takdir edilmesi gerektiği üzerinde durmaktadır. Yargıtay makul yarar ölçütünü değerlendirirken, işverenin işçiye kıdem ve ihbar tazminatlarının üzerinde ek bir menfaat daha sağlanmasını aramaktadır.
Yargıtay'ın makul yarar kavramı çerçevesinde değerlendirildiğinde, işçiye iş akdinin feshi nedeniyle sağlayabileceği menfaatlerin üzerinde bir menfaat sağlanması ikale sözleşmesinin geçerliliği açısından önemlidir.
İkale sözleşmesinin dayanağı
İş hukukunda ikaleye ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır. Ancak ikale bir sözleşme niteliği taşıdığından yapılması, kapsam ve niteliği borçlar hukukunun genel ilkelerine tabidir. Bu çerçevede ikale sözleşmelerine Borçlar Kanunu'nun sözleşmelere ilişkin hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. Yargıtay bir davada "iş sözleşmesinin karşılıklı anlaşma yolu ile sona ermesi, kısaca ikale sözleşmesi, borçlar hukuku anlamında bir sözleşme olduğu için, sözleşmeler için genel şartların ikale sözleşmesinde de bulunması ve aranması gerekir" kararını vermiştir.
İkale sözleşmesinin şekli
Doktrinde ikale sözleşmesinin şekline ilişkin çeşitli görüşler vardır. İş sözleşmesinin bozulmasına ilişkin ikale sözleşmesinin de iş sözleşmesine uygun olarak yapılması gerektiği belirtilmektedir. Kanımca ikale sözleşmesi genel olarak belli bir şekil şartına bağlı olmamakla ve yazılı yapılması mutlaka gerekli olmamakla birlikte, iş hukukunda iş sözleşmesine ilişkin hükümler çerçevesinde, iş sözleşmesindeki değişikliklerin dahi yazılı olarak bildirilmesi gerektiğinden, yazılı yapılması ispat yükümlülüğünün de yerine getirilmesi bakımından doğru olacaktır.
Sonuç olarak; ikale yapılmadan önce işçinin birikmiş ücret, yıllık ücretli izin ve diğer alacaklarının tam olarak ödenmesi, ikale sözleşmesi yapılırken tarafların karşılıklı ve birbirine uygun iradelerinin ortaya konması, işçinin ikale sözleşmesi yapılmasında sağladığı yarar vurgulanarak, tazminat ödenmesi öngörülüyorsa tutarının belirtilmesi önem arz etmektedir.