Stagflasyonun dönüşü

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Murat BERK - Yapı Kredi Yatırım

Cuma günü açıklanan ABD tarım dışı istihdam verisi piyasalar açısından ciddi bir sürpriz oldu. Zira ADP, haftalık işsizlik gibi istihdam verileri yanı sıra () son açıklanan hizmet ISM hariç diğer veriler ) veya Beige Book, bu yönde güçlü bir sinyal vermemişti.

Kabaca iki olasılıktan bahsedebiliriz. Birincisi veri, istihdam piyasasının ve ekonominin genel trendini yansıtmıyor. Diğer veriler ile birlikte bu daha net görülecek. İkincisi ise ABD ekonomisinde geçici olup olmadığı şu noktada bilinemeyecek sert bir yavaşlama başlıyor veya başladı.

Birinci ihtimalin daha ağır bastığını söyleyebiliriz.. Eğer öyleyse piyasa temalarının ve fiyatlamalarının Cuma günü öncesi ile daha uyumlu bir hale dönmesi beklenebilir. Eğer ikinci şık doğruysa Amerika Merkez Bankası’nın (FED) faiz artırmasının güçleştiği beklentisi, bizim gibi gelişmekte olan ülkelere kısa vadede yarayabilir. Biraz daha orta vadede baktığımızda ise borç yükünün yüksek olduğu, para politikalarının etki marjının azaldığı ve bazı büyük gelişmekte olan ülkelere etkisinin olumlu olmayacağını düşünüyoruz. Atıl kapasite ile birlikte yanlış yatırımlar ile emlak balonlarının oluştuğu bir dünya konjonktüründe ABD’nin de durgunluğa girmesinin dünya ve gelişmekte olan ülkeler için sorun yaratabileceğini söyleyebiliriz.

Tabii burada bir de ara senaryolar var. Yani ABD’de büyüme FED’in faiz artırım cesaretini kıracak kadar geriliyor fakat durgunluğa girecek kadar gerilemiyor. Diğer gelişmekte olan ülkeler ve bizim için en az olumsuz senaryo bu olabilir görüşündeyiz. Önümüzdeki veriler hangi senaryonun gerçekleşme olasılığının arttığını gösterecek. 
Orta vadeye ek olarak şunu da söylemek gerekiyor. Rogoff-Reinhart ve daha sonra BIS’in detaylı çalışmalarında iddia ettikleri gibi tarihsel olarak borç oranlarının yüksek seyrettiği dönemlerde, trend büyüme oranlarında gerileme görülüyor. Yüksek borç oranını indirmek için tarihsel olarak kullanılan yöntemler ikiye ayrılabilir. Bu, borçların silinmesi olarak gerçekleştirilebilir, ki bu son derece sancılı olduğu için demokrasilerde kullanılması çok zor. Öte yandan nominal borcun reel değeri enflasyon yaratılarak veya yükseltilerek düşürülebilir, ki bu seçenek görebildiğimiz kadarıyla büyük gelişmiş ülklerde denenen yöntem.  İkinci seçeneğin  “istenen enflasyonu” yaratmaması durumunda ise bundan sonra para politikasından ziyade maliye politikalarının kullanılması söz konusu olabilir ancak henüz o aşamada değiliz.

Yukarıda saydığımız birinci ve ikinci olasılığı birlikte ele aldığımızda, en azından teorik olarak 1970-80’lerde gördüğümüz kadar şiddetli olmasa da ABD’de stagflasyon riski tezini yok saymak doğru olacak. ABD seçimlerinden sonra artması muhtemel korumacı tedbirlerin bu riski artırması söz konusu. Açıklanan veriler arasında cuma günkü zayıf istihdam verisi de dahi yıllık ücretlerin yüzde 2.5 artmış görünmesi ise düşündürücü.