Şura'nın 2'nci gününde 'doğru din' eğitimi tartışıldı
İSTANBUL - Perşembe günü sonuç bildirgesiyle sona erecek olan 8. Avrasya İslâm Şurası'nın ikinci gününde, "Avrasya'da İslâm Geleneği ve Yeni Algılar" başlıklı oturum düzenlendi. Başkanlığını Rusya Federasyonu Müftüler Konseyi Başkanı Ravil Gaynuddin'in yaptığı oturumda, Avrasya coğrafyasında İslâm tarihi ve İslâm medeniyeti, 21. Yüzyılda İslâm algısı ve din eğitimi konuları değerlendirildi.
Oturumun açılış konuşmasını yapan emekli Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, Avrasya coğrafyasının İslâm ile müşerref olduğu zaman diliminin son derece önemli bir dönem olduğunu belirtti. "İslâm'ın fetihlerden sonra farklı kültürlerle karşılaşması, İslâmi anlayışa, kavrayışa bir dinamizm ve özgüven kazandırdı" ifadelerine yer veren Bardakoğlu, "Onun için Avrasya coğrafyasında, bir arada yaşama kabiliyeti ve farklı kültürlere karşı direnç kabiliyeti son derece yüksektir" dedi.
"Avrasya'da güçlü dini idareler ve sağlıklı din eğitimi ekmek ve su kadar ihtiyaçtır…"
Orta Asya, Kafkasya ve Balkanlar'da İslâm'ın ilim, irfan ve hikmet geleneğinin her zaman yaşadığını dile getiren Bardakoğlu, Buhara Mektebi, Semerkant Ekolü, Meşayih-i Belh gibi ilim merkezlerinin İslâmi düşünceye yeni ufuklar getirdiğini ifade ederek sözü günümüze getirdi.
"Avrasya coğrafyasının ekmek kadar, su kadar ihtiyacı olduğu şey, ayakları yere basan, güçlü kurumsal kimliği olan güçlü dini idareler ve sağlıklı din eğitimidir" diyen Bardakoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çünkü sağlıklı bir din eğitiminin olmadığı yerde bilgi açığı ve insanların dini bilgiye olan ihtiyacı başka kanallardan dolacaktır. Köksüz anlayışlar, temeli olmayan anlayışlar, ilim ve irfan geleneğimize uygun olmayan anlayışlar aramıza bu şekilde sızmaktadır."
Türkiye ile Rusya arasında eğitim işbirliği…
Oturumda söz alan Kazan İslâm Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Rafig Muhammedşin, özellikle sağlıklı bir bilgi birikimi bulunmayan gençlerin, olumsuz kaynaklara yöneldiğini söyledi. Söz konusu gençlerin, geleneksel İslâmi kurumlara karşı negatif bir tavır içerisine girdiklerinden yakınan Muhammedşin, Türkiye ile Rusya arasında eğitim alanında işbirliğine ihtiyaç olduğunu dile getirdi. Muhammedşin, "Türkiye ile birlikte,net ve sahih bir eğitim sistemi oluşturmamız lazım. Gençlerimiz, gerek ülkemizde ve gerekse Türkiye'de eğitim görebilsinler" dedi.
Bosna Hersek İslâm Topluluğu adına konuşan Dr. Fikret Karciç de "Osmanlı İslâmi Kültürel Bölgesi" olarak nitelendirdiği geniş bir toprak parçasında varlığını sürdüren İslâmi kültüre işaret etti. Bölgede ilim, sosyal hayat ve reform hareketlerinin bu kültürün etkisinde şekillendiğini dile getiren Karciç, "Avrasya coğrafyasının pek çok bölgesinde bu kültürün etkilerini görmek mümkündür" dedi.
"Bir ve beraber olmaya özen göstermeliyiz…"
Irak- Erbil Dini Lideri Dr. Molla Beşir Demirci de "Tevhit, İslâm toplumlarının anahtarıdır" diyerek İslâm medeniyetinde birliktelik ilkesinin önemine vurgu yaptı. İslâm dünyasında üçüncü dünya ülkesi olarak nitelendirilen ülkeler bulunduğunu ifade eden Demirci şöyle konuştu: "Bunun nedeni, sosyal adalet yoksunluğu, geri kalmışlık, eğitim düzeylerinin düşük olması ve gerçek anlamda bilim adamları ve din âlimleri yetiştirme kapasitesine sahip okullarımızın yeterli seviyede olmamasıdır. Eğer biz sorunlarımızı çözmek istiyorsak, bizden önce yaşamış salih insanlarımızın, atalarımızın yaptığı gibi bir olmaya, beraber olmaya özen göstermeliyiz."
"Avrasya'da İslâm Geleneği ve Yeni Algılar" başlıklı oturumda ayrıca Bulgaristan Müslümanları Yüksek İslâm Şurası Başkanı Şaban Ali, Ahmet Durmuş Ali, Estonya Müslümanları Müftüsü İldar Muhammedsin, Slovenya Müslümanları Müftüsü Dr. Nejat Grabus, İngiltere İslâm Konseyi Başkanı Faruk Murat, Kosova İslâm Birliği Başkanı Naim Ternava, Tataristan Dini İdare Başkanı İldus Faizov, Karadağ İslâm Birliği Başkanı Rifat Feyziç de söz alarak, ülkelerine ilişkin dini, kültürel ve sosyal konularda bilgi verdi.
Dini kurumlar arasındaki işbirliğine vurgu…
Emekli Diyanet İşleri Başkanı Dr. Tayyar Altıkulaç da "Geçmişten Geleceğe Avrasya'da Dini Kurumlar" başlıklı oturumun açılış konuşmasını yaptı. Tayyar Altıkulaç, bütün Müslümanların iman bağıyla birbirleriyle kardeş olduğunu belirterek kurumlar arası işbirliğinin önemine değindi. Tayyar Altıkulaç "Bizler kardeşiz ve toplumumuza manevi açılardan rehberlik etmek durumunda olan insanlarız. Bu itibarla ülkelerimizde esen rüzgârlar nasıl olursa olsun birbirimizle daima yardımlaşma, dayanışma, bilgi ve tecrübe paylaşımı yapmak gibi bir mecburiyetimiz var" dedi.
İslâm Üniversitesine ilim adamlarından destek…
Rusya İlimler Akademisi Doğu Bilimleri Enstitüsü Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Ferit Esadullin oturumda yaptığı konuşmada Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez'in, şuranın açılışında dile getirdiği İstanbul'da Uluslararası İslâm Üniversitesi kurulması fikrine destek verdi. Esadullin, "İstanbul'da bir İslâm Üniversitesi kurulması durumunda Rusya'nın Müslüman aydınları buralardan feyiz alabilecektir" dedi.
Kırgısiztan Din Komisyonu Başkanı Abdullatif Cumabayev de Rusya İlimler Akademisi Doğu Bilimleri Enstitüsü'nün Avrasya coğrafyasında kaynak gösterilen bir kurum olduğunu hatırlatarak, "İstanbul merkezli bir eğitim kurumu oluşturulması durumunda Rusya İlimler Akademisi'nin de desteği alınabilecektir" diye konuştu.
Oturumda ayrıca Batı Trakya İskeçe Müftüsü Ahmet Mete, Belarus Müslümanları Müftüsü Ebubekir Şabanoviç, Moğolistan İslâm İdaresi Başkanı Azathan Muhanoğlu, Astana Müftüsü Kalızhan Zankoyev, Rusya Federasyonu Altay Müslümanları Müftüsü Canbolat Ahtubayev, Moldova İslâm Ligi Başkanı Sergiu Sochirca, Danimarka İslâm Birliği Başkanı Ahmet İhsan Deniz, Kırım Müslümanları Müftüsü Emirali Ablayev ve Gürcistan Müslümanları Şeyhi Vagıf Akberov da söz alarak temsil ettikleri ülkelerin dini gelişmeleri, din hizmetleri, din eğitimi ve İslâm tarihi konularında bilgi verdi.