Suriye ekonomisi 5 yılda yüzde 57 küçüldü

IMF'nin Suriye ekonomisine yönelik hazırladığı çalışma notuna göre, ülke iç savaşın başladığı 2011'den 2015 sonuna kadar GSYH'sının yüzde 57'sini kaybetti.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Mehmet KAYA

ANKARA - Yaşanan iç savaş nedeniyle Suriye’nin kayıplarının başta insan kaynağı olmak üzere dramatik boyutlara ulaştığı belirtildi. IMF Suriye ekonomisine yönelik bir çalışma notu yayınladı. Çalışma notunda, çok güvenilir olmasa da savaşın etkileri ve gelecek dönemde yeniden yapılanma ihtiyaçları belirlenmeye çalışıldı. Buna göre, Suriye iç savaşın başladığı 2011 yılından 2015 sonuna kadar GSYH’sının yüzde 57’sini kaybetti. Petrol dışı GSYH’sının düşüşü de yüzde 53 oldu. Çalışmada, kısıtlı ve tam güvenilemeyen verilere rağmen bir öngörü yapıldığı ve savaşın 2016’da bittiği varsayımı altında, 2006’daki en yüksek reel GSYH seviyesine gelişinin ancak 2034’te olabileceği vurgulandı. Suriye’nin alt ve üst yapısının yeniden inşası ise 200 milyar dolara kadar çıkabilecek. 

Reel ekonomiye yönelik elde edilebilen veriler ve tahmin metodlarına bağlı yapılan hesaplamalara göre, Suriye ham petrol ve gaz gelirlerindeki düşüş yine 5 yılda yüzde 87’ye ulaştı. Raporda, ülkenin en büyük kayıplarından birinin insan kaynağı olduğu vurgulandı. İşgücü kaybı bir yana, gençlerin eğitimden uzak kalması ve ülke dışına çıkan birçok nitelikli insanın Suriye’ye dönmeme, dönseler bile tamamen tahrip edilmiş bir ülke nedeniyle yeterince etki edemeyeceği kaydedildi. 

Suriye 2006’daki reel GSYH’sine ancak 2034’te gelebilir 

Suriye’nin yeniden yapılandırılmasının birçok değişkene bağlı olduğu belirtilen çalışmada, her şeyden önce çatışmanın çözülmesinin zamanı, sonrasında ortaya çıkacak sistemin kapsayıcılığı ve dış yardımlarının boyutunun hızlı bir başlangıç olup olmayacağı konusundaki ana unsurları oluşturduğu anlatıldı. 

Suriye’nin ekonomik toparlanmasının, savaş yaşayan Lübnan, Kuveyt gibi ülkelerle kıyaslandığında daha yavaş olmasının beklendiği belirtilen çalışmada, çatışma sonrası toparlanma deneyimlerinin, savaşın devam ettiği süreden daha uzun sürede bir toparlanmaya işaret ettiği kaydedildi. Lübnan’da 16 yıllık savaş sonrası, savaş öncesi hale gelmenin 20 yıl aldığı, Kuveyt’te ise çok daha kısa bir çatışma savaş olmasına rağmen ancak 7 yılda tam toparlanma sağlandığı belirtildi. 

Çalışmada, savaşın bitmesi halinde Suriye’nin ilk yukarı dönüşünü 2018 sonunda yapabileceği, bu durumda dahi, savaş öncesi haline dönüşünün 20 yıla yaklaşacağı belirtildi. Suriye’nin reel olarak 2006’da geldiği GSYH seviyesine dönüşünün 2034’ü bulacağı vurgulandı.

Şirketler üretimini Türkiye’ye taşıdı

IMF notuna göre, iç savaş sırasında Suriye’nin ana imalat merkezleri olan Halep, Humus ve Şam bölgesi tamamen yıkıma uğradı. Fabrikalar ve imalathaneler tahrip edildi, yağmalandı. Başarabilen imalathanelerin bir kısmı üretimlerini Türkiye’ye taşıdılar ve Suriye’ye mal satmaya başladılar. IMF çalışmasına göre 2012’de Suriye’ye Türkiye’den 500 milyon dolarlık ihracat yapılırken, bu rakam 2014 yılında 1.8 milyar dolara çıktı.

Alt ve üstyapıyı yenilemenin maliyeti 200 milyar dolar

Tahminler yanılma payına sahip olsa da ülkenin alt ve üst yapısındaki iyileştirmenin toplam maliyetinin 200 milyar dolara çıkabileceği belirtilen çalışmada, enerji, yol, bina, boru hatları ve diğer tüm altyapı için bir harcama yapılması gerekeceği kaydedildi. IMF çalışma notunda, BM Batı Asya Ekonomik ve Sosyal Komisyonu’nun daha önce hazırladığı raporda da benzer bir maliyet hesabı yapıldığı hatırlatıldı.

Toparlanma için reformlar

IMF çalışmasında, savaş sonrası yeniden toparlanmaya yönelik reformlara da değinildi. Çalışmada kısa vadede yoksulluğu azaltma ve istikrarı korumaya odaklanması gerektiği belirtildi. Yeniden yapılandırma aşamasına gelindiğinde ise geniş reformlara başlanması önerildi. Bu aşamada, sıralı olarak; petrol dışı sektörlerdeki üretim düşüşünü geri kazanma ve istihdam oluşturma, mali sürdürülebilirlik, gençlerin işe yerleştirilmesine odaklanılması önerildi. Bunun için de gençlere yeni beceriler kazandırılması, verimlilik, teknoloji, özel sektörün gelişimi politikalarının öne çıkması gerektiği vurgulandı. Ülkenin, başta su olmak üzere insani alanlarda da hızla altyapı yatırımlarına girişmesinin desteklenmesi gerektiğinin