Suriyeli sığınmacılara 2 milyar dolar harcadık
Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Büyükelçi Ömer Önhon, bugüne kadar Türkiye'nin Suriyeli sığınmacılara 2 milyar dolar harcadığını söyledi
ANKARA - Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu 73. Toplantısı 3. oturumu TBMM'de yapıldı. Oturumda konuşan Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Büyükelçi Ömer Önhon, bugüne kadar Türkiye'nin Suriyeli sığınmacılara 2 milyar dolar harcadığını söyleyerek, "Bunun ancak 180 milyon doları Avrupa'dan ve diğer ülkelerden geldi. Bu bakımdan yük paylaşımı ilkesinin burada da devreye girmesini arzu ediyoruz" dedi.
Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu 73. Toplantısı 3. oturumu TBMM'de yapıldı. Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Önhon ve AB Türkiye Delegasyonu Başkan Vekili Bela Szombati açılış konuşmalarında, Türkiye'nin güncel dış politikasına ilişkin genel bir çerçeve çizdiler. Ardından Önhon, komisyon üyelerinin sorularını yanıtladı.
Önhon, Suriye'de olayların başlamasının üzerinden üç yıla yakın bir süre geçtiğini hatırlatarak, Suriye'deki olayların, halkın meşru beklentilerine ölüm ve yıkımla karşılık veren bir rejimin izlediği yoldan dolayı başladığını söyledi. Devam eden süreçte Suriyelilere insani yardım konusunda birçok ülkenin katkısı olduğunu söyleyen Önhon, sözlerine şöyle devam etti:
"Komşu ülke olmamız hasebiyle bu yükün bir ağırlığını biz çekiyoruz. Bunu bir şikayet olarak söylemiyorum. Bugün Türkiye'de 600 bin sığınmacı var. Misafir diyoruz biz onlara. Bugüne kadar 2 milyar dolar harcadık. Bunun ancak 180 milyon doları Avrupa'dan ve diğer ülkelerden geldi. Bu bakımdan yük paylaşımı ilkesinin burada da devreye girmesini arzu ediyoruz."
Yardımların doğru yerlere ulaşmasında Suriye'deki rejimden kaynaklanan bir sıkıntı olduğuna dikkati çeken Önhon, "Dolayısıyla biz başta AB olmak üzere uluslararası camianın bu konunun üzerine ciddiyetle eğilmesini ve Suriye rejimine gerekli mesajları vermesini bekliyoruz" ifadelerini kullandı.
Suriyeli sığınmacılar
Önhon, Türkiye'nin kapısının bütün misafirlere açık olduğuna işaret ederek, "Kapımızdan giren misafirlere senin mezhebin nedir, senin etnisiten nedir, hangi dindensin diye sormuyoruz" ifadesini kullandı.
Türkiye'nin Suriye'den gelen Hristiyanlar için Mardin Nusaybin'de kamp kurduğunu belirten Önhon, "Türkiye'nin mezhep veya dini gerekçelerle bazı gruplara daha içten davrandığı, diğer grupları kabul etmediği yönündeki düşünceler tamamen yanlıştır" dedi. Bu yanlışın bir de Avrupa boyutu olduğunu söyleyen Önhon, şöyle konuştu:
"Avrupa da Suriye halkına yardımcı olmak için 100-200 gibi çok az rakamlarda sığınmacı alıyor. Ama baktığınız zaman hep belli bir kesimden seçiliyor bunlar. Bu Irak için de aynı şekilde geçerliydi. Pek Sünni Arabın mülteci statüsüyle Avrupa'ya gidebildiğini göremedim doğrusu. İstatistiklere baktığımızda Hristiyanların veya Nusayrilerin daha ağırlıkta olduğunu gördüm. Ayrımcılık uygulanmasın diyorsak, biz hiç bir şekilde ayrımcılık uygulamıyoruz ama diğer ülkelerin de aynı şekilde bu ayrımcılıktan uzak durması gerektiğini düşünüyoruz."
Suriye'de faaliyet gösteren radikal örgütlerin bütün ülkeler için bir tehdit olduğuna en ufak bir şüphe olmadığını söyleyen Önhon, "Türkiye'den bir tane bile radikal örgüt üyesi geçmedi" denmesinin doğru olmayacağını belirtti. Önhon, 35 milyon turistin arkasına görevli takılmasının mümkün olmayacağına dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Ancak bize diğer ülkelerden gerekli istihbari bilgiler, polis bilgileri geldiği takdirde, biz bu geçişleri engellemek için elimizden geleni yapıyoruz. Nitekim bugüne kadar çok sayıda kişi sınırdan geri çevrilmiştir. Bir kısmı da ülke içinde derdest edilip geri gönderilmiştir. Bir kere her şeyden evvel bu yapıdaki örgütler bizim için bir tehdit teşkil etmektedir."
Bu radikal örgütlere katılmak için Türkiye sınırına gelen sığınmacıların bir kısmının Ortadoğu'dan bir kısmının da Avrupa ülkelerinden geldiğinin altını çizen Önhon, kaynak ülkelerin sorumluluklarını yerine getirmesi gerektiğini, aksi takdirde Türkiye'nin de güvenliğinin tehdit altında kaldığına işaret etti.