Suriyeliler Osmanbey'i canlandırdı, yerli esnaf rahatsız

Osmanbey’de uzun süre boş kalan dükkanlar piyasayı yavaşlatmıştı. Şimdilerde ise Suriyelilerin bu dükkanları tutmasıyla piyasa tekrar canlandı. Ancak Suriyelilerin iş kültürlerinin uymaması nedeniyle yerli esnaf rahatsızlık yaşıyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Sercan AKINCI

Tekstil piyasasının İstanbul’daki en önemli yerlerinden biri olan Osmanbey’de son dönemlerde canlanma yaşanıyor. Uzun süre boş kalan dükkanlar Suriyeliler tarafından tutulup, işletiliyor. Fakat piyasadaki esnaf rahatsız. Suriyelilerin, iş yapış kültürüne uyum sağlayamadığını ifade eden esnaflar, kaçak işçi çalıştıran Suriyeli esnafın haksız rekabet yarattığını vurguluyor.

Darbe girişiminin ardından ilk çıkarılan kanun hükmünde kararnameyle (KHK) kapatılan derneklerden olan Osmanbey Tekstilci İş Adamları Derneği (OTİ- AD), 4 aylık aranın ardından tekrar faaliyetlerine başladı. Uzun süredir Türkiye’nin gündemini seçimlerin meşgul ettiğini söyleyen OTİAD Başkanı İlker Karataş, bu süreçte ekonomiye odaklanılamadığını kaydetti. Bu nedenle çarkların yavaşladığına dikkat çeken Karataş, yakın bir zamana kadar Osmanbey sokaklarında her yerde kiralık dükkan yazısının olduğunu dile getirdi.

Türk ürünlerine boykot uygulanıyor

Daha önceleri bu piyasada dükkanların anında el altından değiştirildiğini ve bir dükkanın 15 gün boş kalmasının mümkün olmadığını belirten Karataş, “Rakamlar çok yüksekti. Sonra rakamlar aşağıya düştü, her yer boştu. Yüzde 50’ye yakın fiyatlarda düşüş var. Şimdi nispeten biraz doluluk var ama nedeni hem kiraların düşmesi hem de Suriyeliler. Türkiye’ye gelen Suriyelilerin hepsi gariban değil. Sermaye sahipleri var. Osmanbey sokaklarında şimdi onları görüyoruz. Boş mağazaların bazılarını onlar tuttu. Ciddi anlamda yer kiraladılar” dedi.

Suriyelilerin piyasaya girmesinin yerli esnafı rahatsız ettiğini vurgulayan Karataş, Suriye’den gelenlerin uyum sağlayamadığını bildirdi. Türkiye’nin bu coğrafyada dünyaya her yönüyle entegre olmuş bir ülke olduğuna değinen Karataş, şöyle devam etti:

“Suriyeliler, ticaret kültürünü, iş anlayışını Suriye’deki gibi devam ettirebilecekmiş gibi davranıyorlar. Bu ülkenin şartları orasıyla bir değil. Bunu kontrol altında tutmazsanız, haksız rekabetle karşı karşıya kalıyorsunuz. İş kültürleri uyuşmuyor. Gayriresmi çalışmalara biraz daha fazla yöneliyor onlar. O insanların adaptasyonu için elden gelen her türlü çalışma yapılmalı.” Son 3 yılda anlam veremedikleri siyasi olaylar olduğuna vurgu yapan OTİAD Başkanı Karataş, Türk tekstil sektörünün 2 önemli pazarının Avrupa ve Ortadoğu olduğunu kaydetti.

Yapmış oldukları ihracatta Avrupa’nın yüzde 65- 70’lik paya sahip olduğunu hatırlatan Karataş, “Dolayısıyla sektör olarak tamamen Batı'ya dönmüş bir yapı var. Son 3 yılda baktığımızda Avrupa’yla olan ilişkilerimizde bir terslik var. Nereden kaynaklandığı noktasına girmek istemiyorum. Bu gerilim son zamanlarda had safh aya ulaştı. Bu kadar önemli bir pazarda, dünyada da olumlu bir ‘Made in Turkey’ algısı varken, şimdi boykot uygulanıyor. Bununla karşı karşıyayız. Sokaktaki insan almak istemeyince, büyük üreticiler de Türkiye ile iş hacmini yarı yarıya indiriyorlar.

Fas ve Tunus en büyük rakiplerimiz. Bunları görüp, önlemlerini almak gerekiyor. Avrupa olmayınca gidecek çok da yer kalmıyor. Ortadoğu sıkıntılı, Orta Afrika’yı Çin domine ediyor. Daha güneyde ise bizi kurtaracak hacim yok şu anda” diye konuştu.

‘TUSKON ile dernek olarak bağımız olmadı’

15 Temmuz darbe girişiminin ardından derneğin faaliyetlerinin 4 ay durdurulduğunu ifade eden OTİAD Başkanı İlker Karataş, bu tip süreçlerde devletlerin bu şekilde reaksiyon göstermesinin normal olduğunu söyledi. Karataş, “O dönemde TUSKON ile adımızı ananlar oldu. Hiç aslı yok. O örgütün hiçbir kurum ve kuruluşuyla, bağlantısı olmayan bir dernek burası. Kişiler üstünden bağlantı kuruldu. Hiçbir soruşturma geçirmedik. Kapatılmanın ardından hiç kimse gelip ‘Derneği kapatıyoruz, ne kadar mal varlığınız varsa el koyuyoruz’ demedi. 4 ay boyunca kimse beni arayıp da ‘Bir gelin ifadenizi alayım’ da demedi. Yönetim kurulu da aranmadı.

Kapatıldığımız açıklanınca bütün personelden anahtarları topladım. Kimseyi içeri sokmadık. Biz kilidi vurduk. Gelen giden olmayınca endişelenmeye başladık. Kötü niyetli biri girip binaya bize zarar vermeye çalışır diye... Emniyet Müdürlüğü’ne, Kaymakamlığa gittim. Eve gidince rahat uyumak istiyorum dedim. Açıldığımıza dair KHK yayınlandığının ertesi günü 5 kişilik bir heyet gelip açılışı yaptı” dedi.

‘Tüm olumsuzluklar birbirini izledi’

İlker karataş ilk kez 2014’te otİad başkanı seçildiğinde, 301 madencinin hayatını kaybettiği soma faciası yaşanmış. görevi buruk bir şekilde devraldığını anlatan karataş, “ben ilk başkan seçildiğim günden bu yana hem ülke hem dünya ekonomisinde birçok olumsuz olay oldu. soma faciasının devamında olumsuz ekonomik ve siyasi gelişmeler birbirini takip etti. her olaydan sonra daha kötü ne olabilir ki derken darbe girişimi oldu. bu olumsuzlukların içerisinde stk başkanları olarak hep topluma moral aşılamak zorundayız” dedi.