Sürmene'nin tersane umutları hayata geçiyor

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Recep ERGENC / Trabzon Sanayici ve İşadamları Derneği (SİAD) Genel Sekreteri

Göz terazi, tükürük şakul; diyen, önce ahşabı, şimdilerde metali işleyerek gemi yapan Sürmeneli ustalar geçer gözümün önünden. Sonra… Ray demirini döverek bıçağa, sonra da verdiği su ile bıçağı çeliğe dönüştüren Sürmeneli bıçakçı ustaları anımsarım. Kan oluklu, Sürmene sivrisi… Sürmene evleri…

Ve türküler, Süreyya Davulcuoğlu'nun sesinden Akçaabat Festivali'nde dinlediğim; Oy Sürmene Sürmene/Kızlar giyer fermene.

Sürmene'de on sanayi parseline sahip olacak tersane bitmek üzere. Şimdi sorunları konuşma, "ben"' olma halinden "biz" olma haline geçme zamanı. Tartışılacak ve katkı verilecek çok konu var. İsmini bile yeni duyduğumuz gemileri üretmek gerek. Tersanecilikte bakım onarım işleri de var. Tersane de insan vücudu gibi. Kalp, böbrek ya da mide… İyi çalışmazsa sonuç nasıl yıkım oluyorsa insan vücudunda… Göz terazi, tükürük şakul da öyle..

Önce çağdaş ve sürdürülebilir rekabetçiliğimizi geliştirmeliyiz. Kümelenmeyi…Yani Sürmene'de tersanecilikte bütün paydaşları ortak değer üretmeye davet etmek ve bunu başarmak zorundayız.

Sonra metal ve gemi inşa ile madencilik sektörüne hizmet edecek bölgesel AR-GE ve inovasyon merkezini kurmayı gerçekleştirebilmeliyiz. Bir çift sözüm var; Sayın Bakan Faruk N. Özak'a, milletvekili Cevdet Erdöl'e, Vali Recep Kızılcık'a, belediye başkanı Fikri Usta'ya, vakıf başkanı  Muammer Yüceler'e, kooperatif başkanı  Rıfkı ağabeyime ve kaymakam  Mustafa Özarslan'a...

Sürmene'de asıl acı ve sancılı dönem şimdi başlıyor. Bunun tam adı "ben"den "biz"e geçme dönemidir. Birlikte değer üretebilmektir. Zamanı, öğrenmeye, bilmeye ve enerjimizi uzlaşmadan yana kullanmaya harcamalıyız. Bunun için henüz fırsatımız var… Yoksa dünya ile rekabet yerine yer bitiririz kendimizi.

Göz terazi, tükürük şakul artık başlangıç günlerinin nostaljisi olarak kalmalı. Hatta bir parselde bir ustamız bu nostaljik yöntemle üretimini sürdürmelidir. Sürmene Gemi Sanayi, Trabzon'u DOKAP illerinden ayıran önemli bir özelliğimiz. Trabzon yerel kalkınmasında sürükleyici (lokomotif) sektörlerin önde olanlarından biri… Bir STK olan Trabzon Sanayici ve İşadamları Derneği (TSİAD) bu süreçte TÜBİTAK'ın desteklediği "Metal ve Gemi İnşa Sektörü" inovasyon merkezinin kurulmasını sona aşamaya kadar taşımıştır. Paydaşların bir araya gelmesi ve "elimizi biz de taşın altına koyuyoruz" demesi aşamasındayız. Sizce de Sürmene'deki gemi inşa (tersanecilik) ve bıçakçılık Trabzon'u farklı yapmıyor mu? Tersanede çalışan bir kişi dışarıda üç kişiye iş sağlıyor. İşimiz zor ama olanaksız değil. Siz ne dersiniz?