Süt üreticileri için bir çözüm önerisi
Dr. İbrahim KILIÇ / Ziraat Mühendisi
Yaklaşık son 6 aydır çiğ süt üreticileri para kazanamadıklarını söyleyerek feryad ediyorlar. Bu durumun bir çok sebebi var. Süt fiyatları düşük, elektrik, mazot, yem fiyatları yüksek, süt üreticileri organize olamadıklarından kamuoyuna seslerini duyuramıyorlar vs.
Bu durum hakkında çok değişik görüşler olmakla birlikte biz aşağı yukarı herkesin ortak kanaati olan temel soruna bir çözüm önerisi sunacağız. Temel problem bir süt üretme çiftliğinin tüm giderlerinin yaklaşık %70-80'ini oluşturan yemin maliyetinin yüksek oluşu. Bu durum sektörün kârlılığını ortadan kaldırmaktadır. Yem maliyetlerinin neden yüksek olduğu sorusunun cevabı arandığında çok daha karmaşık ve yapısal problemler karşımıza çıkmaktadır. Kısaca; arazilerin çok parçalanmış ve dağınık olması, sulu tarım arazilerinin yerleşim ve sanayi amaçlı kullanım nedeniyle azalması, hayvan yemi yerine gıda ağırlıklı tarımsal üretim, enerji maliyetlerinin yüksekliği vs.
Agroforestry uygulamaları yem maliyetlerini düşürebilir?
Çok değişik tanımları olmakla birlikte Agroforestry, 'bir araziden çok yönlü faydalanma yollarının araştırılması, aynı araziden hem orman, hem de tarım ürünleri, hayvan yemi üretiminin sağlanması' konularını araştıran yeni bir bilim alanıdır. 1980'li yıllarda ABD'de gündeme gelmiş 90'lı yıllardan beri de hayvancılık sektörünün rutin uygulama alanına girmiştir. Kısaca bu bilim dalı orman-bitki-hayvan ilişkilerini inceleyen ve bu üç varlığı bir arada uyumlu bir şekilde yaşatmaya çalışan bir araştırma alanıdır.
Öncelikle şunu belirtmekte fayda var. Burada önereceğimiz çözüm yeni bir şey değildir. ABD'de bir çok üniversitede çiftlik sahiplerinin ücretsiz olarak danışabileceği, bu alanda uzman personel bulunmakta ve rutin olarak bu yöntemler kullanılmaktadır.
Buradan hareketle;
Orman vasfını yitirmiş veya bozuk orman vasfındaki araziler belirli bir sayıda hayvanı olan çiftliklere ağaçlandırma karşılığı verilebilir. Çiftlik sahipleri bu alanları 25-30 metrekareye bir ağaç gelecek şekilde ağaçlandırarak aynı zamanda bu alanlarda yonca, fiğ, mısır gibi yem bitkilerini yetiştirebilirler. Arazi eğimi uygunsa, otlatma yaparak (yılda 6-7 ay otlatma mümkündür) yem maliyetlerini düşürebilirler.
Böyle bir uygulama aşağıdaki avantajları beraberinde getirecektir;
1-Bozuk veya çıplak alanlar ağaçlandırılmış olacak ve kereste üretimi artacaktır.
2-Toprak bitki örtüsü ile örtüleceğinden nem oranını koruyacak ve ağaçlar daha hızlı büyüyecektir,
3-Bitki örtüsü ve ağaçlandırma nedeniyle erozyon önlenmiş olacaktır.
4-Ekolojik denge korunacaktır.
5-Çiftlik sahibi buradan neredeyse sıfır maliyetli yem elde edecektir.
Bütün bunların yapılabilmesi için devletin finans kaynağı bulması, yatırım yapması da gerekmemektedir. 09.10.2003 gün ve 25254 Sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Ağaçlandırma Yönetmeliği'nin 10. maddesinin 1. fıkrasına 'tarım ürünleri' ve 'ağaçlara zarar vermeden otlatılabilir' ibaresinin eklenmesi yeterli olacaktır. Hazine arazilerindeki ormanlarda bu ibare vardır ancak devlet ormanlarında bu ibare olmadığından hayvan yemi yetiştirilememektedir.
Kârlılığı olmayan bir sektöre kredi, hibe veya teşvik vermek çözüm değildir. Kan kaybeden hastaya kan vermenin çözüm olmadığı gibi... Sektörün önünü açacak, kârlılığı sağlayacak uygulamalar her zaman öncelikli olmalıdır. Ancak kanamayı durdurmak uzun vadede problemi çözecektir.
Not: İlgilenen okuyuculara Agroforestry uygulamaları hakkında yayın gönderebilirim.
İbrahim Kılıç