Tam güne geçen hekimlerin kıdem tazminatı alma hakkı olacak mı?

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

Erkin GÖÇMEN / Tıp Doktoru-Hukukçu

 

Tam Gün Kanunu, Sağlık Bakanlığı çalışanı ve asker hekimler için 1 Ağustos 2010'da yürürlüğe giriyor. Muayenehanesi olanlar bu tarihe kadar muayenehanelerini kapatmak zorunda. Aksi takdirde haklarında disiplin cezası uygulanacak. Yine, özel hastane, tıp merkezi veya polikliniklerde çalışanların da bu tarihe kadar işlerinden ayrılmaları gerekiyor.

Özel hastane, tıp merkezi, dal merkezi vb. yerlerde çalışan hekimler İş Kanunu hükümlerine tabi olarak çalışıyor. Bu hekimler, herkes gibi İş Kanunu'nun tanıdığı bütün hakları kullanabiliyor. İş Kanununda tanınan haklardan birisi de kıdem tazminatı alma hakkı.

Şimdi bir çok kişinin zihninde şu soru var: Kamuda tam zamanlı çalışmak üzere, özeldeki işinden ayrılan hekimler de kıdem tazminatına hak kazanır mı?

Bir çok hekim bu sorunun cevabını merak ediyor.

Kıdem tazminatı, kanunda yazılı sebeplerle işinden ayrılan ya da işveren tarafından ilişiği kesilen işçiye (hekime), işe başladığı tarihten itibaren geçen her yıl için 30 günlük ücreti tutarında ödenmesi gereken bir paradır. Buna göre bir işyerinde 10 yıl kıdemi olan bir hekim, 300 günlük ücretinin karşılığı kadar kıdem tazminatına hak kazanır.

Acaba tam gün çalışmak üzere özel hastanedeki vb. görevinden ayrılan hekimler de bu tazminata hak kazanır mı?

Kıdem tazminatı alabilmenin şartları kanunda tek tek gösterilmiştir. Bunların dışındaki bir sebeple işten ayrılma halinde kıdem tazminatı ödenmez. Örneğin askere giden, emekli olan, haklı sebeple işinden ayrılan veya evlenen kadın işçi kıdem tazminatına hak kazanır. Yine ölen işçinin yasal mirasçıları da kıdem tazminatı alabilir.

Ancak tam gün uygulaması  sebebiyle işinden ayrılanlar için özel bir hüküm  mevcut değil. Fakat bu hekimler kanundan kaynaklanan bir zorunluluk sebebiyle işlerinden ayrılacak. Bir bakıma buna mecbur bırakıldılar. Yani gerçek iradeleri çalışmak doğrultusunda ama kanun çalışamazsın dediği için istemeye istemeye sözleşmeyi feshedecekler. Bu yönüyle bakıldığında kıdem tazminatına hak kazanmaları gerektiği söylenebilir.

Ancak işveren cephesinden baktığımızda durum değişir. O da şöyle diyecektir: "Ben kimseyi işten çıkarmıyorum. Dileyen çalışmaya devam eder. Tam Gün Kanunu özelde çalışmayı yasaklamıyor. Sadece hem kamuda hem de özelde çalışamazsın diyor. Bu durumda hekim ben özelde çalışmaya devam edeceğim de diyebilir. Bu sebeple hekimin işten ayrılma zorunluluğundan söz edilemez. İşinden gönüllü olarak ayrılırsa da kıdem tazminatı alamaz"

Bu durumda iş mahkemeye intikal edecektir. Acaba mahkemeler nasıl karar verecektir? Şüphesiz bunu kesin olarak tahmin etmek mümkün değildir. Fakat bu durumda kuvvetle muhtemel işveren haklı sayılacaktır. Zira işveren hekimi işten çıkarmamaktadır. Hatta bir çok merkez hekimin çalışmasını dahi isteyecektir. Ancak, hekim bir tercih yapmakta kamuda tam zamanlı çalışmayı yeğlemektedir. Bu durumda işvereni ilave olarak bir de kıdem tazminatı ödemeye mahkum etmek hakkaniyete aykırı olacaktır.

Bu hususta önceden açılmış benzer dava örneğine rastlayamadık. Bu konuda Yargıtayın kıdem tazminatına yaklaşımı yol gösterici olabilir. Yüksek Mahkemeye göre kıdem tazminatına hak kazanma halleri sınırlı sayıdadır. Bunların yorum yoluyla genişletilmesi mümkün değildir. İş Kanunu'nda da doğal olarak hekimlerin Tam Gün Kanunu karşısındaki durumu kıdem tazminatı alabilme sebepleri arasında gösterilmemiştir. Bu sebepleri yorum yoluyla genişletme olanağı da bulunmadığına göre hekimlerin kıdem tazminatı almalarının yolunun kapalı olduğunu söyleyebiliriz.

Bu konularda ilginizi çekebilir