TAPDK ne yapıyor?
Cevdet TERLİKSİZ / Hukukçu
Bilindiği üzere 09.01.2002 tarihli, 24635 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 4733 sayılı Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun (15.04.2008-26848 tar. say. R.G. ve 5752 sayılı kanun ile değişik) ile Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu oluşturulmuştur.
Kurulun oluşturulmasını müteakip Tekel Genel Müdürlüğü'nden görevlendirilen 13 geçici görevli personel tarafından altı ay süreyle yapılan yoğun çalışmalar sonucu, 06.02.2003 tarihi itibariyle oluşturulan kurum, bu kanun tarafından verilen görevleri yerine getirmek üzere hazırlanan yönetmeliklerin yürürlüğünü sağlamak suretiyle kurul ve kurum olarak işlevini yerine getirmeye başlamıştır.
Ancak kurum, yoğun faaliyetlerin olduğu tütün ve alkol piyasasını düzenleme, denetleme ve regülasyonunda, kuruluş aşamasında yaptığı bazı hataları düzeltmediği gibi, daha sonra çıkarılan kanun ve kanun değişikliklerine ilişkin ikincil mevzuatı oluşturamayarak piyasayı adeta başıboş hale düşürmüştür.
Kronolojik bir sırayla bahsetmek gerekirse;
1- 06.06.2003 tarihli, 25130 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan "Alkol ve Alkollü İçkilerin İç ve Dış Ticaretine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik"le kurum, alkol, alkollü içkiler ve metanolün iç ve dış ticareti, dağıtımı ile izin, izleme ve denetim usul ve esaslarını düzenlemiştir.
Ancak burada temel bir yanlış vardır. O da alkollü içkilerin yanı sıra metanolün de aynı yönetmelik kapsamında düzenlenmesidir.
"Gıda/gıda maddesi: Tütün ve sadece ilaç olarak kullanılanlar hariç olmak üzere; içkiler ve sakızlar ile hazırlama ve işleme gereği kullanılan maddeler dahil, insanlar tarafından yenilen ve/veya içilen ham, yarı mamul veya mamul her türlü maddeyi," ifade eder şeklinde 5179 sayılı Gıdaların Üretimi, Tüketimi ve Denetlenmesine Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun"da belirlenmiştir.
Metanol ise gıda değildir, canlı organizmalar için zehirdir. Alınış miktarına göre insanlarda körlüğe ve ölümlere sebebiyet verir.
Ülkemizde metanolden içki yapılması sonucu 1981 yılından bu yana ölümler ve kör olma vakaları yaşanmıştır. En son 2004 yılında kaçak ve sahte rakı imalatında metanol kullanılması nedeniyle insanlar ölmüştür.
Bu itibarla, metanole özel bir önem atfedilmesi ve muhakkak alkol ve alkollü içkilerin iç ve dış ticaretine ilişkin usul ve esaslar hakkında yönetmelikten çıkarılarak ayrı ve teferruatlı bir düzenleme gecikmeksizin yapılmalıdır.
25.07.2007 tarihinden itibaren görev yapmakta olan yeni teşekkül etmiş Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu'nun bu hususa acilen el atması gereklidir.
2- Tütün ve alkol sektörünün çok dinamik olmasına karşın, Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurulu'nun durağan bir çalışma yöntemiyle sektörün ve hatta işlerin gerisinde kaldığı gözlenmektedir.
Buna, 20.07.2002 tarihinde atanmış olan ve 21.07.2007 tarihinde görevleri son bulan ilk kurul da dahildir.
Buna göre,
a) 4733 sayılı kanunun 3'üncü maddesinin (j) bendinde öngörülen, "Kuruma bağlı akredite laboratuvarlarının tesis edilmesine ve işletilmesine ilişkin şartları tespit etmek" görevi bugüne kadar yerine getirilememiş olup, sigara analizleri halen yurtdışında yapılmakta, içkiler için ise yurtiçindeki laboratuvarlardan istifade edilmektedir.
Bu durum nedeniyle kurumun sektöre hakimiyeti zayıf olduğu gibi, kaçak ve bilhassa sahtecilikle mücadelede önemli bir zafiyet içerisindedir. Yıllardır yapılmayan bu işin açık bir görev ihmali teşkil ettiği de bilinmelidir.
b) 12.07.2006 tarih ve 26226 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5538 sayılı kanunun 16'ncı maddesi ile 4733 sayılı kanuna eklenen, "EK MADDE 1"de, satış belgelerinin kurum tarafından çıkarılacak yönetmelik çerçevesinde il özel idarelerince verilmesi öngörülmüşse de, ne eski, ne de yeni kurul tarafından bu yönde bir çalışma yapılmamış, kanunun amir hükmü hiçe sayılmış, satış belgeleri konusunda fiilen mevzuata aykırı bir durum oluşturulmuştur.
2007 yılı itibariyle satış belgelerinin il özel idarelerince verilmesi gerekirken, mevzuata aykırı olarak bizzarur eski uygulama kanuna aykırı olarak sürdürülmüştür.
Bu süreç içerisinde, sözü edilen "EK MADDE-1", 15.04.2008-26848 tar. say. R.G. ve 5752 sayılı kanun ile aşağıdaki şekilde değiştirilmiş olup;
"EK MADDE 1-Kurum, bu Kanunun uygulanmasında gerekli koordinasyonun sağlanması ve yasadışı faaliyetlerin önlenmesi amacıyla, bu Kanunun uygulanmasına ilişkin denetimlerin kendi adına yapılması, yetki devri suretiyle idari yaptırımların uygulanması ve satış belgelerinin verilmesi konularında ilgili kamu kurum ve kuruluşlarıyla, ayrıca satış belgelerinin verilmesi konusunda kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarıyla protokoller yapabilir."
Hükmü getirilmesine rağmen, bugüne kadar bir protokol yapılmadığı ve herhangi bir yönetmeliğin de düzenlenmediği anlaşılmıştır.
Tekel Tütün Mamulleri Üretimi AŞ'nin özelleştirilmesi sonucu, satış belgelerini halen Kurum adına vermekte olan Tekel Pazarlama ve Dağıtım başmüdürlüklerinin 18 Ağustos 2008'den itibaren peyderpey kapatılmasına başlanacak ve bu işlem yıl sonuna kadar tamamlanacaktır.
Bu itibarla kurumun bir an önce bu konuda düzenleme yaparak, herhangi bir boşluğa sebebiyet vermemesi gerekir.
Diğer taraftan, yetki devri suretiyle diğer 'ilgili kamu kurum ve kuruluşları'na, kurumun denetimler yaptırması ve idari yaptırımlar uygulatması, düzenlediği/denetlediği sektör açısından ciddiye alınmaması sonucunu doğuracağı da düşünülmektedir.
3- Ayrıca, "4207 sayılı Tütün Ürünlerinin Zararlarının Önlenmesi ve Kontrolü Hakkında Kanun'un" (Kanun adı 19.01.2008 tarihli ve 26761 sayılı R.G. ile değişik-5727 sayılı Kanun) 4'üncü maddesinin (5)inci fıkrasında, "(5) Bu kanunda sözü edilen yasal uyarı yazıları, resim, şekil veya grafik mesajlarıyla ilgili hususlar yönetmelikle düzenlenir. Bu yönetmelik Sağlık Bakanlığı'nın uygun görüşü alınarak Tütün, Tütün Mamulleri ve Alkollü İçkiler Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından çıkarılır."
Hükmü yer almakta olup, bu kanunun geçici 3'üncü maddesine göre, 19.06.2008 tarihine kadar hazırlanarak yayımlanması gereken, bu yönetmelik de henüz çıkarılmamıştır.
Bilinmelidir ki, özerk kurumlar her bakımdan düzenlediği/denetlediği sektörün önünde olmak zorundadırlar. Kanunun amir hükümlerini dahi yerine getirmeyen bir kurumun temel görevi ve yetkilerini yerine getirmekte olduğu söylenemez.
Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu, sektörün önünde olursa, gelişmelere öncülük ederse, vizyon verirse ancak düzenlediği/denetlediği sektör açısından ciddiye alınacağını unutmamalıdır.