Tarihi çağrıya Davutoğlu'ndan ilk yorum

PKK’ya yapılan silah bırakma çağrsını değerlendiren Başbakan Ahmet Davutoğlu, çözüm sürecinin yeni bir aşamaya girdiğini vurgulayarak, “Şiddetin, silahın dili sona erecek, demokratik siyasetin önü açılacaktır” dedi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, Çözüm Süreci'nin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 2005'te Diyarbakır'daki konuşmasıyla başladığını, türlü badirelerden, tahriklerden, kumpaslardan geçerek bugünkü açıklamayla yeni bir zemine oturduğunu belirterek, "Artık bu ülkede, Türk, Kürt, Sünni, Alevi gibi ayrımlar hiçbir şekilde bu milletin fertleri arasında nifak tohumu olacak şekilde kullanılamayacaktır. Türkiye'de şiddetin, silahın dili sona erecek, demokratik siyasetin önü açılacaktır" dedi.

Davutoğlu, Atatürk Spor Salonu'nda düzenlenen AK Parti Gençlik Kolları 4. Olağan Kongresi'nde,  28 Şubat'ın eski Türkiye'nin sembolü olduğunu, bugün burada yeni Türkiye'nin sembolüne ilişkin 3 önemli gelişmeyi paylaşacağını ifade etti.

Bunlardan birinin Çözüm Süreci olduğuna işaret eden Davutoğlu, 28 Şubat döneminde, vatan evlatları arasında ayrım yapan zihniyetin, sadece başörtülü-başı açık ayrımına gitmediğini, lehçesi, kültürü, örfü dolayısıyla ayrıma uğrayanlar bulunduğunu söyledi. Davutoğlu, etnik temelli her türlü dışlayıcılığın yeni Türkiye'de artık yer bulamayacağını belirtti.

Milletin fertlerinin ezeli ve ebedi kardeşliği için ilan edilen Çözüm Süreci'nin bugün yeni bir aşamaya geldiğine dikkati çeken Davutoğlu, artık gençlerin dağlarda ya da sokaklarda karşı karşıya gelmeyeceklerini vurguladı.

Türkiye'nin geleceğinin teminatı olan gençlerin, Selahaddin Eyyubi'nin, Alparslan’ın ordusunda yan yana yürüyen ataları gibi geleceğe yan yana yürüyeceklerinin altını çizen Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"2005'te Sayın Cumhurbaşkanımızın Diyarbakır'daki konuşmasıyla başlayan Çözüm Süreci, türlü badirelerden, tahriklerden, kumpaslardan geçerek bugünkü açıklamayla yeni bir zemine oturmuştur. Artık bu ülkede, Türk, Kürt, Sünni, Alevi gibi ayrımlar hiçbir şekilde bu milletin fertleri arasında nifak tohumu olacak şekilde kullanılamayacaktır. Türkiye'de şiddetin, silahın dili sona erecek, demokratik siyasetin önü açılacaktır."

Tarihler Cenab-ı Hakk'ın tevafukuyla aslında güzel şeyler ifade ediyorlar. 12 Eylül 1980'de Türkiye'ye bir devrim, bir darbe anayasası dikte ettirilmişti. 12 Eylül 2010'da biz o darbe anayasasını değiştirdik, demokratik bir anayasanın önünü açtık. Şimdi de 28 Şubat’ta, 28 Şubat 1997'deki o dışlayıcı darbe kültürünün yerini bütün vatandaşları kucaklayan Çözüm Süreci almış bulunmaktadır."

"Ortak aidiyet bilinciyle ortak bir gelecek için el ele"

Sadece Ankara'daki değil Türkiye'nin her bölgesindeki gençlere bir mesaj iletmek istediğini ifade eden ve ailelerine selam gönderen Davutoğlu, tüm gençlerin bundan sonra ortak bir aidiyet bilinciyle, demokratik siyaset anlayışıyla, ortak bir gelecek için el ele yürüyeceklerini dile getirdi. 

Tarihte Türk, Kürt ve Arap gençlerin aynı ideal için yürüdüklerini hatırlatan Davutoğlu, artık Anadolu evlatlarının da bir arada, el ele yürüyeceklerini ve "Hep birlikte Türkiye" diyeceklerini söyledi.

Davutoğlu, hiçbir annenin yüreğine evlat acısı düşmeyeceğini, hiçbir Anadolu evladının şu veya bu gerekçeyle dağa çıkarılmayacağını, şiddet ve nefret dili üzerinden birbirlerine düşman edilmeyeceğini vurguladı. 

"Yeni ümit, yeni bir ışık doğdu"

Dışlayıcılık, ayrımcılık ve her türlü bölücü faaliyetin ayakların altında olacağının altını çizen Davutoğlu, kendileri için ne Arap'ın Acem'e, ne Acem'in Arap'a üstünlüğü bulunduğunu dile getirdi. 

Davutoğlu, bu tür ayrımların cahiliye adeti olduğunu ve Anadolu evlatlarının bu tür adetleri ayaklarının altına aldığını belirterek, bugün, 28 Şubat'ta Türk, Kürt, Sünni, Alevi, herkesin kardeşliği için yeni ümit, yeni bir ışık doğduğunu söyledi.

Bu aidiyet hissinin, ortak vatandaşlık hissiyle pekiştirileceğine işaret eden Davutoğlu, Türkiye'de bütün vatandaşlar için aynı insanlık ilkeleri etrafında davranan, şefkatli ve kudretli bir devleti inşa ettiklerini, bu devletin adının "Yeni Türkiye, Türkiye Cumhuriyeti Devleti" olduğunu kaydetti. 

Bu dönemin, tüm vatandaşların onurunu koruma kudretine ve onlara şefkatle bakma merhametine sahip olduğunu dile getiren Davutoğlu, yeni Türkiye'nin inşasının AK Parti gençliğiyle olacağını, Türkiye'nin AK Parti gençliğinin elinde 2023'e, 2053'e, 2071'e yürüyeceğini söyledi.

"Açıklamayı ve onun uygulanmasını yakından takip edeceğiz"

Davutoğlu, aidiyet bilincinin, ortak kader bilincinin ve demokratik siyaset anlayışının birbirini tamamlayan unsular olduğuna dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü: 

"Demokratik siyaset varsa herkes demokrasi içerisinde görüşlerini ifade edebiliyorsa AK Parti'li gençlerin de siyasetçilerin de devlet adamlarının da bir daha şiddeti, nefreti körükleyen açıklamalardan uzak durması lazım. 

Madem ki demokrasi inşa edildi, madem ki 28 Şubat'ın bütün izleri birer birer siliniyor, 12 Eylül'ün izleri birer birer siliniyor, artık bu topraklarda silah diliyle kimse konuşmamalıdır. Bugün yapılan açıklamayı ve onun uygulanmasını yakından takip edeceğiz. Anadolu evlatlarını birbirine karşı kim silahlandırırsa onun karşısında Horasan ruhu, Horasan erenlerinin emaneti, Selahaddin Eyyubi ruhu dimdik ayakta olacaktır."

Davuğlu, salondaki gençlere, "Gençliği bölmeye çalışanlara karşı dimdik ayakta duracak mısınız? Türk, Kürt, Sünni, Alevi gibi ayrımlara karşı dimdik ayakta duracak mısınız? Hakkari'yi Edirne ile Diyarbakır'ı Bursa ile Bitlis'i Konya ile Kayseri ile ebediyen kardeş kılacak mısınız? Ankara'yı başkent olarak, bu kardeşliğin ruhunun sindiği küresel Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin başkenti olarak savunmaya devam edecek misiniz" diye sordu. 

Gençlerden "Evet" yanıtını alan Davutoğlu, gençliğin ortak geleceğinin burada olduğunu söyledi. 

Başbakan Davutoğlu, Mersin'de öldürülen Özgecan Aslan ve İzmir'de öldürülen Fırat Yılmaz Çakıroğlu'nu anarak, "1970'li yıllarda en yakın arkadaşlarını sokak çatışmalarında kaybetmiş bir nesil olarak sizlere emanetimiz, üniversitelerde, sokaklarda, Anadolu'nun hiçbir yerinde bir daha gençlik çatışmasına izin vermemenizdir. Dimdik Anadolu evlatları için barış, ebedi ve ezeli kardeşlik, ortak gelecek demeye devam ediniz" ifadelerini kullandı. 

"Türkiye'de silahın dile sona erecek"

Davutoğlu'nun konuşmasından öne çıkan diğer başlıklar şöyle:

"28 Şubat, milletin evlatlarının izzetinin, onurunun çiğnendiği bir dönemdi. Şimdi yeni bir 28 Şubat'ta Ankara'dan sesleniyoruz, bu milletin bugün ilan ettiği 28 Şubat zihniyeti, milli iradeye dayanan zihniyet, hiçbir zaman durdurulamayacak, söndürülemeyecek inşallah."

"28 Şubat'ta iç tehdit kavramıyla milletin fertleri, devlet tarafından tehdit ilan edilmişti. 28 Şubat'ta tanklar Sincan'da yürüyordu, şimdi ise Süleyman Şah için Suriye'de yürüyor. Aradaki fark bu."

"28 Şubatın bütün kalıntıları ayaklarımızın altındadır. Yeni Türkiye, eski Türkiye'nin bütün izlerini yerle bir edecektir"

"Artık gençlerimiz dağlarda, sokaklarda karşı karşıya gelmeyecek, yan yana yürüyecek"

"2005'te Sayın Cumhurbaşkanımızın Diyarbakır'daki konuşmasıyla başlayan Çözüm Süreci, türlü badirelerden, tahriklerden, kumpaslardan geçerek bugünkü açıklamayla yeni bir zemine oturmuştur. Artık bu ülkede, Türk, Kürt, Sünni, Alevi gibi ayrımlar hiçbir şekilde bu milletin fertleri arasında nifak tohumu olacak şekilde kullanılamayacaktır. Türkiye'de şiddetin, silahın dili sona erecek, demokratik siyasetin önü açılacaktır."

"Madem ki demokrasi inşa edildi, madem ki 28 Şubat'ın bütün izleri birer birer siliniyor, 12 Eylül'ün izleri birer birer siliniyor, artık bu topraklarda silah diliyle kimse konuşmamalıdır. Bugün yapılan açıklamayı ve onun uygulanmasını yakından takip edeceğiz. Anadolu evlatlarını birbirine karşı kim silahlandırırsa onun karşısında Horasan ruhu, Horasan erenlerinin emaneti, Selahaddin Eyyubi ruhu dimdik ayakta duracaktır."

"Tarihler Cenab-ı Hakk'ın tevafukuyla aslında güzel şeyler ifade ediyorlar. 12 Eylül 1980'de Türkiye'ye bir devrim, bir darbe anayasası dikte ettirilmişti. 12 Eylül 2010'da biz o darbe anayasasını değiştirdik, demokratik bir anayasanın önünü açtık. Şimdi de 28 Şubat 1997'deki o dışlayıcı darbe kültürünün yerini, bütün vatandaşları kucaklayan Çözüm Süreci almış bulunmaktadır."

Bu konularda ilginizi çekebilir