Tayyar'dan "Hedef Halk Bankası" iddiası

AK Parti Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar, rüşvet ve yolsuzluk operasyonunun Halk Bankası'nı hedeflediğini öne sürerek, "Bu operasyonlarda Türkiye'nin 20 milyar dolar ekonomik kaybı var" iddiasında bulundu

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - AK Parti Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar, rüşvet ve yolsuzluk operasyonuna ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Sürece genel olarak bakıldığında çeşitli usulsüzlüklerin bulunduğunu ancak bunların önemli bir kısmının basına yansımadığını dile getiren Tayyar, "Ben inanıyorum ki olayın, soruşturmanın ayrıntıları kamuoyuna yansıdıktan sonra kamuoyuna yansıdıktan sonra kamuoyundaki algının daha da değişeceğini düşünüyorum" dedi.

Operasyonu yapanların "ustaca ve organize bir kurgu" yaptıklarını öne süren Tayyar, şöyle devam etti:

"Henüz daha işin başında kamuoyunda bir algı oluşturmak için ciddi bir imaj çalışması yapmışlar. Misal  '4,5 milyon dolar ele geçirildi' dense kamuoyunda bu kadar tepki oluşturulmazdı. Şimdi bunu yaparken gizlilik kararı alıyorsunuz aynı zamanda, yani 'soruşturma çok gizli, ben bu bilgileri avukatlara dahi vermem' diyorsunuz. Avukatlar için uyguladığınız gizlilik kararını, yani sanıkların avukatları için kullandığınız gizlilik kararını, medyanın bazı birimlerinden de maşallah esirgemiyorsunuz ve onlara da ciddi bir şekilde bilgi servisi yapıyorsunuz."

"Bakandan bile bilgi gizleyen bir soruşturma süreci"

Operasyon sonrasında tutuklanan Rıza Sarraf'ın da soruşturmanın önemli isimlerinden biri olduğuna dikkati çeken Tayyar,  şunları söyledi:

"Rıza Sarraf'ın hem uzunca süredir, yaklaşık  1,5 yıldır, adli takipte olduğunu görüyoruz ama öncesinde de 2 yıl boyunca önleyici istihbarat kapsamında dinlendiği ortaya çıktı. Dolayısıyla 3 yılı aşkın süredir aslında Rıza Sarraf'ın emniyet tarafından yakından takip edildiği anlaşılıyor. Şimdi öğreniyoruz ki yaklaşık 3,5 yıldır Rıza Sarraf'la bir takip var. Yani Bakanı bile aldatan ve ondan bile bilgi gizleyen bir soruşturma süreci takip ediyor."

Zamanlama vurgusu

Soruşturmanın zamanlamasına da dikkat edilmesi gerektiğine işaret eden Tayyar, 26 Ekim'de sonuçlandırılan soruşturmanın dershanelerle ilgili tartışmaların yoğunlaştığı bir anda operasyona dönüştürüldüğüne vurgu yaparak, operasyonun siyasi olduğunu iddia etti. Tayyar sözlerini şöyle sürdürdü:

"Düğmeye 17 Aralık'ta basılıyor, yani dershane tartışmasının iyice ayyuka çıktığı ve bunun hukuk bağlamından çıkartılarak bir hesaplaşmaya dönüştürüldüğü bir anda düğmeye basıyorsunuz. Ama düğmeye basarken de 3 ayrı soruşturmayı iç içe ve yan yana getirerek bir operasyon yapıyorsunuz. Bunun da başından beri bir siyasi amaçlı operasyona dönüştürülme kaygısıyla hazırlandığını görüyoruz. Kaçakçılık vesaire gibi iddialar nerede kaldı. Dolayısıyla burada bir siyasi operasyon olduğu anlaşılıyor."

"Bazı ifadeler bir başka konuşmadan cımbızla çekilmiş"

İçişleri Bakanı Muammer Güler'in, tapelere ekleme yapıldığına ilişkin iddiasının da doğru olduğunu öne süren Tayyar, farklı konuşmaların birleştirildiğini kaydetti.

Tayyar, "Şimdi eğer siz orada bir görüşmenin tam tutanağını savcının önüne getirecekseniz onun hiçbir ekleme yapılmadan, yoruma tabi tutulmadan, bir başka yerdeki cümleyi oraya eklemeden götürmeniz gerekiyor. İçişleri Bakanı bu konuyu yargıya taşıyacağını ifade etmişti" diye konuştu.

Operasyonun yapılmasında temel hedefin Halk Bankası olduğunu ve soruşturma çerçevesinde Halk Bankası'nın bütün veri tabanına datalarına inildiğini savunan Tayyar, şunları söyledi:

"Eğer bir yolsuzluk hassasiyeti varsa kim yaparsa yapsın AK Parti'li, CHP'li, MHP'li hiç fark etmez kaynağı kim olursa olsun bu bütün yolsuzluk dosyalarını açmaları gerekirdi. Bu soruşturmanın merkezinde, odağında yer alan Halk Bankası'dır. Halk Bankası'nın Hindistan, Kuzey ırak ve İran'la petrol ticaretinin kilit kuruluşlarından birisi ve Halk Bankası veritabanına girilerek ve Halk Bankasının hem iç kamuoyunda hem uluslararası arenada karizması çizilerek bir mesaj verildi. Ayrıca bu operasyonlarla Türkiye'nin 20 milyar doların üzerinde bir ekonomik kaybı var. Dolar kuru artıyor, borsa perişan vaziyette ve bu sıkıntılar devam ederse vatandaşa da zam olarak geri dönecek. "

Zekeriya Öz, Başbakan hakkında konuştu iddiası

Soruşturmanın başında İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili Zekeriya Öz'ün bulunduğunu dile getiren Tayyar, şunları kaydetti:

"Zannediyorum ki Zekeriya Öz, görevden alınmanın ve son dönemde kendisine yönelik tepkilerin de etkisiyle hükümetle bir hesaplaşmaya gitti. Zaman zaman odasında çağırıp görüştüğü gazetecilerle, zaman zaman dışarıda dost sohbetlerinde hem Sayın Başbakana hem hükümete yönelik çok ağır ifadeler kullandığını biliyoruz, bizlere kadar bunlar geldi. Dolayısıyla Zekeriya Öz'ün bir hesaplaşma, intikam duygusuyla soruşturmayı yürütmeye çalıştığını görüyoruz. Bu sıkıntılı, yani bu savcılarla bu soruşturmanın yürütülmesi mümkün gözükmüyor. Ayrıca soruşturmanın başındaki Celal Kara da daha önce Zekeriya Öz'le beraber Beşiktaş Adliyesi'nde çalışmış ve çok iyi arkadaşlar ve bu arkadaşlıkları bu dosya da yansımış gibi gözüküyor."

Öz'ün, "Son olarak kendi hazırladığı 4 bakanla ilgili 550 sayfalık fezlekeyi müdürlere, emniyet müdürlerine imzalatmak için bir baskın düzenlediğini" anımsatan Tayyar, "Kamuoyuna bu yansıdı ancak içeriği farklı aktarılmıştı. Dün araştırınca farkettik ki Zekeriya Öz emniyet müdürlerine daha önceden hazırladığı fezlekeyi imzalatmaya götürmüş. Yani emniyet müdürlerinin hazırladığı bir fezlekeymiş ve kendisi de bunu doğru, uygun ve yerinde bulmuş ve Adalet Bakanlığı'na gönderiyormuş gibi bir izlenim ve algı oluşturmak için bu operasyonu yaptığını görüyoruz" dedi.