”Teknik takip konusunda mahkeme yetkilidir”

Danıştay, teknik araçlarla izleme konularında Adalet Bakanlığının düzenleme yetkisinin bulunmadığını belirtti

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

ANKARA - Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, ''Ceza Muhakemesi Kanunu'nda Öngörülen Telekomünikasyon Yoluyla Yapılan İletişimin Denetlenmesi, Gizli Soruşturmacı ve Teknik Araçlarla İzleme Tedbirlerinin Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik''in bazı hükümlerinin yürütmesinin durdurulması isteminin kısmen kabulüne ilişkin kısmına Adalet Bakanlığının yaptığı itirazı reddetti.

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun gerekçesinde şöyle denildi:

"CMK'da düzenlenen telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesi ve gizli soruşturmacı ve teknik araçlarla izleme konularında Adalet Bakanlığının düzenleme yetkisi bulunmamaktadır.

Mahkemeler tarafından uygulanacak olan yargılama usulüne ilişkin kanunların, idarenin görev alanı ile ilgili olduğundan söz etmeye olanak bulunmamaktadır"

Adalet Bakanlığı'ndan açıklama

Adalet Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, bugün bazı basın yayın organlarında, Danıştay'ın verdiği bir kararla ilgili haberin ''Adalet Bakanlığı Dinletemez'' başlığı ile duyurulduğu belirtilerek, haberin içerikleriyle başlıklarının örtüşmediği ve haberlerin içeriğinde iki konunun birbirine karıştırılarak verildiğinin görüldüğü ifade edildi.

Adalet Bakanlığının dinleme yapma veya yaptırma yetkisi olmadığının açık bir gerçek olduğunun vurgulandığı açıklamada, ''Bu açık gerçeğe rağmen, son günlerde ısrarla Adalet Bakanlığı'nın dinleme yaptığı veya yaptırdığı yolunda çıkan haberlerle kamuoyu yanlış bilgilendirilmektedir'' denildi.

Bugün haber konusu yapılan Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu Kararının, 14 Ocak 2007 günlü Resmi Gazete'de yayımlanan ''Ceza Muhakemesi Kanununda Öngörülen Telekomünikasyon Yoluyla Yapılan İletişimin Denetlenmesi, Gizli Soruşturmacı ve Teknik Araçlarla İzleme Tedbirlerinin Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik''in bazı maddelerinin Danıştay 10. Dairesince yürütmesinin durdurulmasına karar verilmesi üzerine Bakanlığın yaptığı itirazın reddine dair bir karar olduğu anımsatıldı.

Bu yönetmelik ve yönetmeliğin yürütmesinin durdurulmasına karar verilen maddelerinin Adalet Bakanlığına dinleme yetkisi vermediği ifade edilen açıklamada, söz konusu yönetmeliğin Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 135-140'ıncı maddesinin uygulanmasını düzenleyen bir yönetmelik olduğu ve yasaya dayanarak çıkarıldığı belirtildi. Açıklamada, ''Burada yeni hükümler getirilmemiş, ilgili yasa maddelerinin tekrarları ile bunların nasıl uygulanacağı gösterilmiştir. Danıştay'da görülmekte olan davanın esası hakkında bir karar da verilmemiş olup, dava devam etmektedir'' denildi.

Açıklamada, son dönemde basında konu ile ilgili yer alan haberlerde, Adalet Bakanlığının dinleme yetkisinden ve hakim–savcıları dinlettiğinden bahsedildiği belirtilerek, bu haberlerin de gerçeği yansıtmadığı vurgulandı.

Yargısal bir faaliyet olan dinleme ile ilgili Adalet Bakanlığının doğrudan veya dolaylı bir yetkisinin bulunmadığı ifade edilen açıklamada, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 135 ve devamı maddelerinde sayılan katalog suçların işlenmesi durumunda dinleme kararının hakim tarafından verileceği, acil hallerde Cumhuriyet savcısı tarafından da 24 saat içinde hakime onaylatılmak kaydıyla bu kararın verilebileceğinin hüküm altına alındığı kaydedildi.

Açıklamada, söz konusu suçların hakim ve Cumhuriyet savcıları tarafından işlendiğinin iddia olunması halinde, Anayasa'nın 144. maddesindeki ''Hakim ve savcıların ... görevlerinden dolayı veya görevleri sırasında suç işleyip işlemediklerini, hal ve eylemlerinin sıfat ve görevleri icaplarına uyup uymadığını araştırmak ve gerektiğinde haklarında inceleme ve soruşturma, Adalet Bakanlığının izni ile adalet müfettişleri tarafından yapılır. Adalet Bakanı soruşturma ve inceleme işlemlerini, hakkında soruşturma ve inceleme yapılacak olandan daha kıdemli hakim veya savcı eliyle de yaptırabilir'' hükmü gereğince Cumhuriyet savcılarının kendileri doğrudan soruşturma yapamayacağından konuyu Adalet Bakanlığına bildirdiği, Adalet Bakanının da iddiayı ciddi bulması halinde konunun tahkiki için bir adalet müfettişi veya muhakkikini soruşturma yapmak üzere görevlendirdiği belirtildi.

"5 yıl içinde 69 hakim ve savcı mahkeme kararı ile dinlendi"

Açıklamada, şunlar kaydedildi:

''Soruşturma görevi verilen adalet müfettişi veya muhakkik soruşturma sebebiyle ilgili hakim veya Cumhuriyet savcısının dinlenmesine ihtiyaç duyması durumunda mahkemeye başvurarak soruşturulan hakim veya Cumhuriyet savcısının dinlenmesini talep edebilmektedir. Burada dikkat edilmesi gereken husus adalet müfettişi veya muhakkikin kendiliğinden dinleme yapamamasıdır. Adalet müfettişi veya muhakkikin yetkisi hakimden bu yönde karar istemekten ibarettir. Dinleme mutlaka hakim kararına dayanmak zorundadır. Hakim kararı olmadan dinleme yaptırılması mümkün değildir.

Mahkemelerce daha önce Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 135. maddesine göre verilmiş dinleme kararlarının icrası sırasında; dinleme konuları ile ilintili, doğrudan veya dolaylı görüşme yapan, dinlemeye düşen, hakim veya Cumhuriyet savcıları hakkında Cumhuriyet Başsavcılıklarının, Bakanlığımıza yaptığı ihbarlardan yola çıkarak Adalet Müfettişlerince son 5 yıl içinde 69 hakim ve Cumhuriyet savcısı hakkında mahkemelerden dinleme kararı alınmıştır. Bunların bir kısmı hakkında mahkemelerce tutuklama kararı verilmiş, bazılarına kamu davası açılmış, diğer bir kısmı hakkında ise Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca disiplin cezası verilmiş veya açığa alma tedbiri uygulanmıştır. Bir kısmının soruşturması ise devam etmektedir.

Bugün itibarıyla adalet müfettişlerinin aldıkları kararlara dayanarak dinlenen hakim ve Cumhuriyet savcısı bulunmamaktadır. Basın  yayın organlarında yer alan haberlerle kamuoyunun yanlış bilgilendirilmemesi açısından bu açıklamanın yapılmasına ihtiyaç duyulmuştur.''