TSK Personel Kanunu değişiyor
TBMM Genel Kurulu'nda,TSK Personel Kanunu ile bazı kanunlarda değişiklik yapan yasa tasarısı görüşüldü.
Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, "Kanlı terör örgütüne karşı askerinizin, polisinizin, güvenlik güçlerinizin, geçici köy korucularınızın, jandarmanızın mücadele etmesini istiyorsanız elbetteki onların arkasında duracaksınız, onların istediği hukuki güvenceyi vereceksiniz." dedi.
Birinci bölüm kabul edildi
TBMM Genel Kurulu'nda, Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın birinci bölümü kabul edildi.
Tasarının kabul edilen 8 maddesine göre, yurt dışında sürekli veya geçici görevlerde bulunan subay ve astsubaylara, ihtiyaç duyulan durumlarda Türk Silahlı Kuvvetlerini daha etkin bir rütbeyle temsil etmesine imkan sağlamak maksadıyla, NATO üyesi birçok ülkede olan, "itibari rütbe" uygulaması ihdas ediliyor.
Üst rütbelerdeki yığılmaların önlenmesi amacıyla, üsteğmen rütbesinde üstün başarı kıdemi verilmesi uygulamasına son verilecek ve üstün başarı değerlendirmesi için sicil notu ortalamasının, sicil tam notunun yüzde 90'ı olması şartı, yüzde 95'e çıkarılacak.
"Tasarıyla alakası olmayan argümanlar"
TBMM Genel Kurulu'nda,TSK Personel Kanunu ile bazı kanunlarda değişiklik yapan yasa tasarısının 2. bölümü üzerinde Hükümet adına konuşan Işık, bazı konuşmacıların düzenlemeyle ortaya koyduğu argüman ve gerekçelerinin tasarıyla uzaktan yakından ilgisi olmadığını belirtti.
Türkiye'nin bir bütün olarak terörle mücadelenin sürdürüldüğünü ettiğini vurgulayan Işık, mücadele edilen terör örgütlerinin hiçbir ahlaki sınır tanımayan, insanlıktan, Müslümanlıktan, hiçbir kutsal değerden nasibini almamış örgüt ve örgütler olduğunu söyledi.
"Bunlar için her şey meşru. Bunlar hedeflerine ulaşmak için her vasıtayı mübah gören terör örgütleri. Türkiye Cumhuriyeti bir bütün olarak, bu mücadeleyi örgütlere karşı yürütüyor" diyen Işık, TSK'nın anayasa, kanunların ve diğer mevzuatın kendisine yüklediği görevler çerçevesinde teröristle mücadelede görev aldığına ve şu anda bölgede kahramanca bir mücadele yürüttüğüne işaret etti.
Işık, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Düzenlemenin temel amacı, bu kahramanca yürütülen mücadelede etkin koordinasyonu sağlayacak hukuki zemini oluşturmak, belirsizliği ortadan kaldırmak, net bir hukuki çerçeve çizmektir. İkinci temel amacı da her sabah şehit olacağını, o ihtimali göze alarak bu mücadeleyi yürüten TSK mensuplarımızın yarın herhangi bir haksız, yersiz, mesnetsiz ithamla karşı karşıya kalamamaları için bunlara hukuki güvence getirmektir. Eğer siz bu kadar kanlı terör örgütüne karşı askerinizin, polisinizin, güvenlik güçlerinizin, geçici köy korucularınızın, jandarmanızın mücadele etmesini istiyorsanız elbetteki onların arkasında duracaksınız, onların istediği hukuki güvenceyi vereceksiniz. Hukuki güvence layüsel olmak anlamına gelmiyor. Hiçkimsenin hukukun dışına çıkma hakkı ve yetkisi yoktur. Bu durumda da nelerin yapılacağı bu tasarı metninde açıkça yazılıdır."
"EMASYA ile uzaktan yakından alakası yok"
Düzenleme vesilesiyle bir algı operasyonu yürütüldüğünü vurgulayan Işık, bunun da EMASYA ile kurulmak istenen bağlantı olduğuna dikkati çekti. "Tasarının EMASYA ile uzaktan yakından alakası yoktur" ifadesini kullanan Işık, tasarı ile EMASYA arasında ilişki kurmaya çalışan insanların konuyu bilmiyorsa art niyetli olduğunun altını çizdi.
EMASYA'nın en temel özelliğinin her türlü toplumsal olaylarda askere müdahale yetkisi vermek olduğunu belirten Fikri Işık, şöyle devam etti:
"Bu düzenleme ise sadece ve sadece terörle mücadelede askerin icrai görev yapmasına yetki veren bir düzenlemedir. Buna askerin göreve gelmesi, operasyona gitmesi için İçişleri Bakanlığı'nın Bakanlar Kurulu'na talepte bulunması gerekiyor. Bakanlar Kurulu karar alıyor ve bu kararda görevi kapsamı ve süresi, görev alanı, istihbarat yetkisini kapsamı, topçu atışı veya hava kuvvetleri unsurları gibi destek silahlarının kullanımına yönelik sınırlamalar, görevlendirilen birliklerin mülki amirler ve genel kolluk kuvvetleriyle ilişkileri, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarınca alınması gereken tedbirler, icra edilecek görevlerin planlaması ve izlenmesiyle ile gerek görülen diğer hususlar, Bakanlar Kurulu kararına bırakılmıştır. Yani, tüm inisiyatif, tüm yetki siyasi iradedir. EMASYA gibi muğlak ifadeler taşıyan protokol değil. Peki TSK'nın bu noktadaki görevi nedir derseniz; görevlendirilecek TSK'nın çapı, teşkilatı, konuşlandırılacağı yerler, emir komuta ilişkileri, kuvvet kaydırılması ve bu kapsamda gerekli görülen diğer hususların belirlenmesi Genelkurmay Başkanlığı'na bırakılıyor.
Takdir edersiniz ki askeri icrayı asker yapacak. Bunu sivilin yapma şansı yok. Ama asker bu icrayı yaparken de her türlü koordinasyon, işbirliği, gözetim ve izleme de valiler tarafından yerine getirilecek. Şimdi bunun EMASYA ile ne alakası olabilir, size soruyorum? Bu tasarının temel mantığı siyasi iradenin tam olarak hakim olduğu, askeri operasyonlarda sadece askerin yetkili kılındığı ama her türlü izleme ve değerlendirme görevinin de valilerde olduğu bir düzenlemedir. Bu noktada, EMASYA ile ilgili hiçbir gerekçe yerinde değildir. Bakınız, EMASYA ile ilgili daha önce kurulmuş EMASYA Komutanlıkları ortadan kaldırılmıştır. Bu tasarıyla böyle herhangi bir komutanlık, birlik, bölük kurmaya dair bir düzenleme yapılmamaktadır."
"Asker hükümetten talep eder, bu askerin en tabii hakkıdır"
Işık, "Asker dayattı, hükümet istedi" eleştirilerine karşı, "Hayır. Biz bu kanunu, Güneydoğu'da bu hain terör örgütüne karşı kahramanca mücadele eden askerimiz, geçici köy korucumuz, polisimiz, jandarmamız için getiriyoruz. Evet, asker hükümetten talep eder, bu askerin en tabii hakkıdır. Ama siyasi irade, TBMM'de tecelli eder. Biz her seçim döneminde konuşulan pek çok konuya burada cevap vermek durumunda değiliz. Sonuçta herkes konuşur, kararı millet verir. Bu, Meclis'te millet iradesiyle şekillenir. Biz defalarca milletimize gittik, milletimiz de bu noktada bize gerekli yetkiyi vermiş, şimdi bu yetkiyi kullanıyoruz." dedi.
AK Parti iktidarı olarak en temel önceliklerinin Türkiye'nin demokratik olarak yoluna devam etmesi olduğunu vurgulayan Işık, şunları kaydetti:
"AK Parti demokrasiden vazgeçmiş değildir. Demokrasinin güçlendirilmesi için AK Parti adım atmaya devam edecektir. Ancak burada demokrasi nutukları atanların bir tek noktada, bir tek defa eli kanlı terör örgütünü eleştirmemiş olması manidardır, son derece dikkate canip bir durumdur. Neden Kızıltepe'de operasyon yok da Nusaybin'de var? Acaba bize bunu söyleyenler niye bir defa da dönüp de o eli kanlı terör örgütüne 'Siz bu şehirleri niye işgal ediyorsunuz? Niye sözde öz yönetim saçmalığıyla bu halkın huzurunu bozdunuz? Halkın hayatını yaşanmaz hale getirdiniz? Bu insanları evinden çıkamaz konuma getirdiniz?' demiyor. Hangi egemen devlet kendi sınırları içinde otonom devlet oluşmasına müsaade eder? Özellikle bu noktada herkesin bir kez daha özeleştiri yapması gerekiyor. Biz sürekli özeleştiri yaptığımız için milletimiz o samimiyetten dolayı desteğini veriyor. AK parti özeleştirisini yapabilen ve bunu samimiyetle ortaya koyan bir parti olduğu için 14 yıldır sürekli iktidarda."
Milli Savunma Bakanı Işık, HDP Grup Başkanvekili Çağlar Demirel'in Hurşit Külter ile ilgili soru sorduğunu belirterek, "Hurşit Külter ile ilgili bir twitter hesabına özel harekat tarafından şahsın gözaltına alındığı ile ilgili bir iddia ortaya atılmış. Bu iddia ile ilgili savcılığa müracaatta bulunulmuş. Bunun üzerine İçişleri Bakanlığı bir mülkiye müfettişini konunun incelenmesi ve araştırılması için görevlendirmiş. Şu an bu inceleme devam etmektedir. Biz AK Parti olarak hiçbir hukuksuzluğa tahammül etmeyiz, izin vermeyiz. Ama terörle sonuna kadar mücadele ederiz. Bu mücadeleyi veren insanların yanında ve arkasında oluruz." diye konuştu.
Tasarı üzerinde hükümet, gruplar ve şahıslar adına konuşmaların ardından birleşime ara verildi.
Başkanvekili Akif Hamzaçebi, aranın ardından komisyonun yerine oturmaması üzerine birleşimi saat 14.00'te toplanmak üzere kapattı.
Başbakan Yıldırım, Genel Kurul'da
Işık'ın kürsüde konuştuğu sırada Başbakan Binali Yıldırım Genel Kurul'a geldi. AK Parti milletvekillerince ayakta alkışlanan Yıldırım, Bakanlar Kurulu yerine AK Parti sıralarında oturdu. Yıldırım, yerine oturmadan önce AK Parti'nin yanı sıra CHP, HDP ve MHP'nin ön sıralarında oturan Grup Başkanvekilleri ve milletvekilleriyle tek tek tokalaştı. Yıldırım, milletvekillerinin kendini ayakta alkışlaması üzerine, "Siz devam edin." dedi.
Tasarının görüşmelerini birleşimin bitimine kadar izleyen Yıldırım, Genel Kurul'un çalışmalarını tamamlamasının ardından bir süre salondan ayrılmayarak AK Parti ve CHP milletvekilleriyle ayakta sohbet etti. MHP sıralarına giderek Genel Başkan Devlet Bahçeli ile selamlaşarak bir süre sohbet eden Yıldırım, foto muhabirlerinin kendisine seslenmesi üzerine basın locasına dönerek el salladı.
Birleşimin tamamlanmasının ardından Şeref Kapısı'ndan Başkanvekili Akif Hamzaçebi ile çıkan Yıldırım daha sonra Meclis'ten ayrıldı.