Tüm sorunların üstesinden birlikte geleceğiz

Cumhurbaşkanı Gül, 1 Mayıs nedeniyle yayımladığı mesajda "Çalışan, üreten kesimlerin beklentilerinin ve taleplerinin karşılanması, sorunlarına çözüm üretilmesi, ülkedeki huzurun ve istikrarın temel unsurlarından birini oluşturmaktadır" dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME



ANKARA - Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, çalışan, üreten kesimlerin beklenti ve taleplerinin karşılanmasının, sorunlarına çözüm üretilmesinin ülkedeki huzurun ve istikrarın temel unsurlarından birini oluşturduğunu belirtti.

Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi'nden yapılan açıklamaya göre, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü dolayısıyla bir mesaj yayımlayan Gül, çalışanları kutladı.

Emeğin ve alınterinin kutsallığını yansıtan 1 Mayıs'ın, çalışma barışını güçlendirmesini, toplumda dostluk ve dayanışmayı artırmasını, birlik ve beraberliği pekiştirmesini dileyen Gül, şunları kaydetti:
"Çalışan, üreten kesimlerin beklentilerinin ve taleplerinin karşılanması, sorunlarına çözüm üretilmesi, hiç şüphe yoktur ki ülkedeki huzurun ve istikrarın temel unsurlarından birini oluşturmaktadır. Bu anlayışla, diğer alanlarda olduğu gibi çalışma hayatında da en ileri standartlara ulaşmak için son yıllarda önemli adımlar atan Türkiye, önümüzdeki dönemde de ihtiyaç duyulan reformları kararlılıkla hayata geçirecektir. Her zaman ve her şartta sağduyuyu koruyarak, karşılıklı anlayış, uzlaşma ve diyalog içerisinde hareket ederek, dile getirilen tüm sorunların üstesinden geleceğimiz kanaatindeyim.

1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nün, özüne ve anlamına uygun olarak, bir bayram havasında, bir şenlik ortamında kutlanması konusunda tüm kesimlerin sorumluluk içinde hareket edeceklerine inanıyorum. 1 Mayıs'ların, geçmişin acı hatıralarının geride bırakılarak, yüzlerin güldüğü, geleceğe umutla baktığımız bir gün olarak toplum hayatındaki yerini almasını temenni ediyorum."

Arınç: Attığımız her adım ülkenin tüm halkının mutluluğunu sağlama amacı taşımaktadır

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Sizlerin çalışma azmi, üretme kapasitesi ve fedakarca çalışmalarınız sayesinde ülkemiz ekonomik krizlere meydan okudu" dedi.

Arınç, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü dolayısıyla sosyal paylaşım sitesi Twitter'dan mesaj yayımladı.
Tüm emekçilerin gününü kutlayan Arınç, "Ben de tüm kalbimle bugün onlarla beraberim. Bu ülkenin kalkınma yolundaki en büyük gücü fedakarca çalışan emekçilerimizin varlığı ve onların döktüğü kutsal alın terleridir" dedi.

Son yıllarda elde edilen ekonomik başarılarda herkesten daha fazla, maden ocaklarında, fabrika duvarları arasında, makine dişlilerin karşısında ter döken işçi-emekçi kardeşlerin payının olduğunu belirten Arınç şunları kaydetti:
"Sizlerin çalışma azmi, üretme kapasitesi ve fedakarca çalışmalarınız sayesinde ülkemiz ekonomik krizlere meydan okudu. Sizlerin bileğinin hakkı ile bu krizlerden avantajlı bir şekilde çıktık ve ekonomimizi büyütmeyi başardık. Sizler bu ülkenin üreten ve paylaşan yüzü, gurur kaynağısınız. Bizler de birer işçi ve memur çocukları olan hükümetin üyeleri olarak bunun bilincindeyiz.
Attığımız her adım, aldığımız her karar siz emekçileri ve bu ülkenin tüm halkının mutluluğunu sağlama amacı taşımaktadır. Bugün meydanlarda sizlerin adımları ve sesleri duyuluyor. Bütün meydanlar gümbür gümbür. İnşallah bu güzel kutlamalar başladığı gibi şölen havasında geçer ve tamamlanır, her kesimden ve düşünceden emekçinin omuz omuza verdiği bu bayram, milletimizin huzuruna göz diken hainlerin provokasyonları ile kirletilmez. Ben tekrar bu güzel ve anlamlı günün ülkemizin ve halkımızın barış ve huzuruna, kardeşliğine yeni fırsatlar oluşturmasını diliyorum."

Çelik, Tandoğan Meydanı'ndaydı

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, "Bugün 1 Mayıs. Bugün, emeğin ve alın terinin dayanışma günüdür. Bugün, hak arama mücadelesinin sembol günüdür. Bugün tüm emekçilerin bayram günüdür. Bayramınızı kutluyorum" dedi.

Çelik, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü dolayısıyla Tandoğan Meydanı'nda Hak-İş ile Memur-Sen tarafından düzenlenen mitinge katıldı.

Miting alanına Bakan Yardımcısı Halil Etyemez ile gelen Çelik, alandakilere, "Hukuk diyen, insan onuru diyen, Türkiye'nin her alanda normalleşmesi için Tandoğan'ı dolduran işçiler, memurlar, çalışanlar, hepinizi sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum" diye seslendi.

"Bugün 1 Mayıs. Bugün, emeğin ve alın terinin dayanışma günüdür. Bugün, hak arama mücadelesinin sembol günüdür. Bugün tüm emekçilerin bayram günüdür" diyen Çelik, herkesin bayramını kutladı.

1 Mayıs'ın kendiliğinden doğmadığını, sınırsız kazanma arzusuyla emeğin sömürülmesi neticesinde tüm emekçilerin dünyadaki haykırışı ve sendikalaşması neticesinde ortaya çıktığını anlatan Çelik, "Ülkemizde, 1977'deki karanlık güçlerin senaryosu neticesinde 32 yıl 1 Mayıs'ı kutlamak yasaklandı. Çok şükür bizim hükümetimize, bu kardeşinize 1 Mayıs'ı tatil etmek nasip oldu" diye konuştu.

Birilerinin konuştuğunu ama kendilerinin gereğini yaptığını anlatan Çelik, darbelerin, sıkıntıların, antidemokratik süreçlerin yaşandığını ancak bunların bir bir geride kaldığını dile getirdi. Zorunlu eğitimi 12 yıla çıkaran düzenlemenin yasalaştığına işaret eden Çelik, "Allah'a ne kadar hamd etsek azdır" dedi.

"2821 ile 2822'yi hep beraber çöp sepetine atmalıyız"

Bakan Çelik, alandakilerin "Yüzde 3'e hayır, yüzde 16" şeklinde slogan atmaları üzerine, "Teşekkür ediyorum. Mesajınızı aldık, sağ olun" dedi.

Alandakilere "Evren gitsin ama eserleri kalsın mı" diye soran Çelik, "Hayır" yanıtını alınca, "O halde darbeciler yargılanıyorsa onların eserlerinin yürürlükte olması kesinlikle kabul edilebilir şey değil" diye konuştu.

Darbe döneminin ürünü olan 2821 Sayılı Sendikalar Kanunu ile 2822 Sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu'nu, TBMM'nin gündemine getirdiklerine dikkati çeken Çelik, bu meselenin karanlık odalarda konuşulamayacağını, kimin ne düşüncesi varsa söylemesi gerektiğini vurguladı. Çelik, "Bu darbe yasalarının ürünü olan, endüstriyel ilişkilerimizi baltalayan 2821 ile 2822'yi hep beraber çöp sepetine atmalıyız" dedi.

Alandakilerin "Yasamızı istiyoruz" sloganı üzerine Çelik, düzenlemenin Meclis'in gündeminde olduğunu hatırlattı.

Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan ile Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu'nun konuşmalarında "Sayın Çalışma Bakanı duysun" dediklerini belirten Çelik, "Duydum ve geldim, huzurlarınızdayım. Kaçmak yok" diye konuştu.

Çelik, İş sağlığı ve Güvenliği Yasa Tasarısı'nın TBMM'de komisyonlarda görüşüldüğüne işaret ederek, işçi kayıplarını önleyecek bu düzenlemeyi de haziran ayı sonuna kadar Meclis'ten geçirecekleri kaydetti.

"Toplu görüşme dönemi kapandı"

Bakan Çelik, dün ilk kez, memur sendikalarıyla toplu sözleşme masasına oturduklarını belirterek, şunları kaydetti:
"Bugüne kadar toplu görüşme olarak devam eden ve sonunda bakanın, hükümetin, Meclis'in zamlarıyla gerçekleşen kamu çalışanlarının ücret zammı dönemi artık kapandı. Yeni dönemde masada oturacağız, dün itibariyle oturduk. Demokrasinin gereği olarak sizler isteyeceksiniz bizler vermeye çalışacağız, az vereceğiz, çok vereceğiz, bu işi çözeceğiz inşallah.
İlk gün oturduk, dün komisyonlar kuruldu çalışmaya başlandı. Önce hizmet kollarında şu anda 5 gün yoğun bir çalışma olacak. Hizmet kollarındaki arkadaşlarımızın yaşadığı sıkıntılar nelerse bunları bir bir masada konuşacağız. Ayın 9'unda geneli üzerinde konuşma yapacağız ve umuyorum ki sizi de hoşnut edecek bizi de. Dünya ekonomileri içerisinde büyümemizi, gelişmemezi sağlayacak bir uzlaşı noktasına 21 Mayıs'ta geleceğimize kalben inanıyorum kardeşlerim. Buradan, Bursa'ya, bütün emekçilere, İstanbul'daki emekçilere selam ediyorum. El ele, gönül gönüle geçirdiğiniz bu anlamlı günün, milletimiz, çalışma hayatımız açısından hayırlı olmasını diliyorum."

Gündoğdu: Kamu görevlileri ekonomik büyümeden pay alamıyor

Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, son 10 yılda ekonominin yüzde 40, geçen yılki büyümenin de yüzde 8,5 gerçekleştiğini belirterek, "Ama maalesef ekonomik büyümeden kamu görevlilerine hiç pay verilmedi. Enflasyona ezdirmeme politikası izlendi. Artık sadece enflasyona ezdirme politikalarını yeterli bulmuyoruz. Ücretlerin, enflasyonu ezdiği ekonomik düzen istiyoruz" dedi.

Gündoğdu, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü dolayısıyla Hak-İş'le Tandoğan Meydanı'nda düzenledikleri mitingde, kazanılmış haklarına dokundurmamak, yeni haklar talep etmek ve toplu sözleşme taleplerini haykırmak için meydanda olduklarını söyledi.

Dünya ve Türkiye ekonomisinin çalışanların emeği ile büyüdüğünü ifade eden Gündoğdu, tüm çalışanların ve kamu görevlilerin bayramını kutladı.

Konuşması sırasında, alandakilerin "Yüzde 50 verdi Erbakan, sıra sende Tayyip Erdoğan" şeklindeki sloganları üzerine Gündoğdu, "Sayın Bakan burada talebinizi duymuştur" yanıtını verdi.

Kadına yönelik yasakların her alanda sürdüğünü, başörtülü kadınların halen milletvekili olamadığını dile getiren Gündoğdu, "AİHM Başkanı, 'Başörtüsü kararımızı gözden geçirebiliriz' diyor. AİHM'in kararını beklemeye gerek yok, bu yasağı tüm alanlardan kaldıralım" dedi.

Geçmişte darbe girişimlerini durduran "ortak akıl mitingleri" düzenlediklerini anımsatan Gündoğdu, bu bağlamda, 12 Eylül 2010 halk oylamasına "Toplu sözleşmeye de toplumsal sözleşmeye de evet" sloganıyla destek verdiklerini kaydetti.

Anayasa değişiklik paketinde toplu sözleşme hakkının yer almasını ve birçok kazanım elde ettiklerini belirten Gündoğdu, "Şimdi sıra toplu sözleşmede. Masaya en güçlü şekilde oturmak için buradayız. İlk toplu sözleşmenin 1 Mayıs'a denk gelmesi çok önemli" diye konuştu.

"Darbelerle anılan hiçbir meydan kalmasın bu ülkede"

Gündoğdu, darbelerin kalıntılarını temizlemenin, tarihi ve hukuki bir sorumluluk olduğunu bildirdi.
12 Eylülcülerin yargılanmasının önünü açtıklarını ifade eden Gündoğdu, şöyle devam etti:
"(Milleti kalleşçe sırtından hançerleyen 28 Şubatçılar nerede?) dedik. Bugün onlar için de dava açılmış durumda. Şimdi sıra 27 Mayısçılarda, 12 Martçılarda, 27 Nisan e-muhtıracılarında. 1 Mayıs'ta Tandoğan Meydanı'nda, 18 yıl boyunca vali ve belediye başkanı olarak Ankara'yı yöneten despot Nevzat Tandoğan'ın ismini buraya verenlere inat, 'herkese, her kesime özgürlük' demek için buradayız. Bu ülkeye, bu ülkenin emekçilerine 10 yılda bir balans ayarı çeken tüm darbecilere hesap sormak için buradayız. Bu vesileyle Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'e sesleniyorum. Tandoğan Meydanı'nın ismini 'Özgürlük ve Demokrasi Meydanı' olarak değiştirin. Darbelerle anılan hiçbir meydan kalmasın bu ülkede."

Yeni anayasanın önemine değinen Gündoğdu, "milleti, insan onurunu, hukukun üstünlüğünü, temel hak ve özgürlükleri esas alan yeni bir anayasa" istediklerini vurguladı.

Suriye'deki olaylara da değinen Gündoğdu, "Katil Esed, sen insanların üzerine tankla, bombayla gittikçe, silah tüccarları kazanıyor; ülken kaybediyor, halkın kaybediyor, sen kaybediyorsun... Kanlı ellerini kardeşlerimizin üzerinden çek" dedi.

"Güçlü memur, proje ve kaliteli hizmet demektir"

Güçlü memurun, proje ve kaliteli hizmet anlamına geldiğinin altını çizen Gündoğdu, örgütsüz bir toplumun ise gerçek demokrasiye ulaşamayacağını anlattı.
Gündoğdu, kamu görevlilerinin milli gelirden aldığı payın sürekli düştüğüne işaret ederek, "Son 10 yılda ekonomi yüzde 40'ın üzerinde büyüdü. 2011 yılında büyüme yüzde 8,5 gerçekleşti. Ama maalesef ekonomik büyümeden kamu görevlilerine hiç pay verilmedi. Enflasyona ezdirmeme politikası izlendi. Artık sadece enflasyona ezdirme politikalarını yeterli bulmuyoruz. Ücretlerin enflasyonu ezdiği ekonomik düzen istiyoruz. Gündoğdu, toplu sözleşme tekliflerini de tekrarladı.

"Darbe anayasasından kurtulmak bir ihtiyaç değil, zorunluluktur"

Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan da sözlerine, "1 Mayıs birlik, mücadele ve dayanışma günümüz kutlu ve mübarek olsun. Geçen yıl hep birlikte Taksim'deydik. Bugün tekrar Tandoğan'dayız. Biz 1 Mayıs'ı mekan ve biçim tartışmalarına hapsetmeden, Evrenselliğini unutmadan, adına yakışır bir şekilde kutlamak için Tandoğan'dayız" diyerek başladı.

Türkiye'nin iş kazalarında dünya üçüncüsü, Avrupa birincisi olduğunu belirten Arslan, "Bitsin bu cinayetler, ocaklar sönmesin, çocuklar öksüz kalmasın" dedi.

İşsizlik ve yoksulluğun son bulması, insan onuruna yaraşan iş ve ücret talebi için alanlarda olduklarını anlatan Arslan, taşeronlaşmayı teşvik eden politikalardan vazgeçilmesi gerektiğini söyledi.

"12 Eylül darbesinin kudretli generalleri yargı önüne çıkarken, onların topluma dayattıkları darbe anayasasından kurtulmak bir ihtiyaç değil, zorunluluktur" diyen Arslan, "Hak-İş olarak 12 Eylül yargılamalarında müdahil olduk. Hak-İş'i ve sendikalarımızı hiçbir suçu kusuru olmadan, hiçbir mahkeme kararı olmadan kapatanlardan, sendikal faaliyetlerimizi yasaklayanlardan davacıyız, şikayetçiyiz. Yapanların 'postmodern darbe' diye adlandırdıkları 28 Şubat'a da müdahil oluyoruz. Millet iradesine karşı Sincan'da tank yürütenler, bugün Sincan'da hesap veriyorlar" ifadelerini kullandı.

Konuşmaların ardından Gündoğdu ve Arslan güvercin uçurdu, gökyüzüne balonlar bırakıldı.

Mitingden notlar

Mitingde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik de konuşma yaptı. Mitinge, AK Parti Genel Başkan yardımcıları Salih Kapusuz ve Hüseyin Tanrıverdi'nin yanı sıra, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, HAS Parti Genel Başkan Yardımcısı Şeref Malkoç ve eski Hak-İş Genel Başkanı ve AK Parti Çorum Milletvekili Salim Uslu, Sağlık Bakan Yardımcısı Agah Kafkas ile çok sayıda siyasetçi de katıldı.

Konuşmaların ardından Mustafa Ceceli'nin konser verdiği mitinge, Hak-İş ve Memur-Sen'e bağlı sendikaların yanı sıra Türk-İş'e bağlı Türk Harb-İş ile bağımsız Medya-İş sendikası da katıldı. HAS Parti üyesi bir grup da miting alanında yer aldı.
Katılımcılar, sendika flamalarının yanı sıra Türkiye, Suriye ve Filistin bayrakları da taşıdı.
Katılımcılar ayrıca, "Masada yoranı, meydanlarda yoracağız", "Kafası şaşar, zalim Beşşar" ve "Şiddete hayır, başörtüsüne özgürlük" sloganları atarken, "Sağlıkta şiddete sıfır tolerans", "İşyerleri Azrail'le buluşma yeri değildir" yazılı dövizler taşıdı.

Medya-İş'e bağlı bir grup, ellerinde Suriye'de kaybolan gazeteciler Hamit Coşkun'la Adem Özköse'nin fotoğraflarının bulunduğu dövizleri taşıyarak miting alanına girdi.

Mitingin yapıldığı Tandoğan Meydanı'na açılan Dögol Caddesi ve GMK Bulvarı, miting ve yürüyüş süresince trafiğe kapatıldı. Ayrıca, bu süre içinde Ankaray'ın Tandoğan durağı da kapatıldı.

Alanda 2 bin 500 olmak üzere, miting dolayısıyla yaklaşık 6 bin 500 polis görev yaptı. Miting süresince Emniyet Genel Müdürlüğü'ne ait polis helikopteri, havadan kontrol yaptı.

(AA)