Turizm sektörü ekonomik değerini kaybediyor

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Hüseyin Hakkı KAHVECİ

Herkes bir turizm tutturmuş gidiyor. Akla gelebilecek neresi varsa turizmden medet umuyor. Ne ortada bir plan var ne de program.

Son olarak Sayın Başbakan TUROFED (Türkiye Otelciler Federasyonu) Genel Kurulu'nda konuştu. "Niçin Doğu ve Güneydoğu Anadolu'ya otel ve turizm yatırımı yapılmıyor?" diyerek turizm dünyasına eleştiriler getirdi. Peki, kazın ayağı öyle mi?

Unutmadan, yayın kaydı olarak TV ekranlarında defalarca bunu dile getirdim. Terörün kökünü turizm ile kazıyabilirisiniz. Artık hükümetlerin çıkarttığı teşvik rejimi çökmüştür. Bundan teşvik edilmesi gereken şey tarım ve turizm sektörüdür. Turizm sektörü ile teşvik politikaları derhal gözden geçirilerek; Yatak arzına göre talebin oluşturulması gerekmektedir. Aksi durumunda yatak arz ve talebi birbirini karşılayamaz duruma geldiğinde sektör iflasa gider. Ve bu sektör 2009 yılından itibaren büyük çaplı otel el değiştirmeleri ile şu anda yatak açısından liderliği bir Alman gruba kaptırmış durumda.

Sayın Başbakanımız Türkiye'ye gelen turist sayılarında ki artışı defalarca ekranlarda dile getirdi.

Fakat… Burada durmak gerekiyor. Turizm sektöründe çalışanların tamamı mevsimlik işçi konumuna düşmüş durumda… 

En fazla turist çeken destinasyonlar; Antalya, Muğla, Aydın, İzmir, İstanbul illeri…

Türkiye'nin turizm sektöründe toplam yapmış olduğu yatırım tutarı altmış beş milyar dolar.

Tahmini olarak istihdam edilen kişi sayısı: Bir buçuk milyona yaklaşıyor… Bu istihdam rakamına her şeyi turizme bağlı olan şehirlerdeki tüm istihdam kolları giriyor.

Türkiye'ye gelen turist sayısının 29 milyona yaklaştığı söyleniyor. Fakat gerçekte rakamlar bu kadar değil.

İşi ekonomik olarak incelediğimiz takdirde Türkiye'ye gelen turist sayısının içerisinde yurtdışında yaşayan Türk vatandaşları sayı olarak yer almamakla beraber; Gelirleri turizm gelirleri içerisinde yer alıyor.

Türkiye de turizmin son on yılına bakar isek; Turizm sektörünün kişi başı üzerinden gelir rakamları düşüş gösteriyor.

1998-1999 döneminde kişi başı geliri 1000 dolarlara yaklaşan turizm sektörü şu anda kişi başı turizm geliri olarak beş yüz doların altına gerilemiş durumda…

O zaman 9.5 milyon turist ve 10 milyar dolar turizm geliri ile girdiğimiz milenyum anlaşılan o ki turizmciler fazla yaramadı… Makas olarak baktığınız zaman 1000 dolarlarda gezen kişi başı turizm geliri şu an için beş yüz doların altına düşmüş durumda. O zaman turizm sektörü için tehlike çanları çalıyor olmaz mı?

 

Peki gerçekte turist sayıları ne?

Çocuk ziyaretçi sayısı ve payı, %

  Çocuk ziyaretçi

sayısı (milyon) Toplamda

aldığı pay (%)

2001 1.2 11.25

2005 3.2 15.68

2008 4.6 17.80

2009 4.2 15.46

 

İspanya ve Türkiye'de ziyaretçilerin yaş gruplarına göre dağılımı,%

  İspanya İspanya Türkiye Türkiye

  2002 2009 2003 2009

0-14 12.92 5.35 11.44 15.46

15-24 17.21 11.19 13.04 11.08

25-44 37.90 39.35 45.27 40.18

45-64 25.00 33.65 25.99 27.00

65+ 6.96 10.46 4.26 6.28

 

Tablo gayet net olarak her şeyi gösteriyor.

Her şey dahil sistem Türk turizmini gelir açısından ekonomik olmaktan çıkartmaya başladı… Ege ve Akdeniz de kullanılan sezon kontratlarında tüm tesislerde bu tip yaş konaklaması ücretsiz olarak kabul ediliyor… Yani, 2009 yılında Türkiye ye gelen turistin % 15.46'sı hiç para ödemeden konaklama, yiyecek, içecek, su ve elektrik kullanımının tamamını

Türkiye Cumhuriyeti Devletinin vatandaşlardan topladığı vergiler ile karşılamış oluyoruz.

Bu tabloda gözden kaçırmamamız gereken başka bir şey ise % 15.46 rakamının 4.2000.000 kişiye tekabül etmesi bu kadar büyük bir rakam nerede ise bir ülkenin bizim verdiğimiz vergilerden turizm adı altında beslenmesi anlamına geliyor.

Diğer bir açıdan artık turizm sektörü niçin ekonomik değil? Sorusuna her yıl sadece ortalama 2.5 ay tam doluluk yaşayan ve sezon süresi 4 aya düşmüş olan sektör için bu süre milenyumun başında 7 ay gibi bir  süre iken artık çok dar alana sıkışmış durumda;

Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Ertuğrul Günay ve  Bakanlık bürokratları ciddi şekilde oturup düşünmeli.. Neyi mi? Tabii olarak Her şey dahil sistem denilen sisteme minnettar kalmalarını;

Acı ve güzel bir örnek daha; Mardan Palace Otel bütçesel anlamda ciddi olarak sıkıntıda. Bunun en büyük sebebi ise bilinçsizce verilen teşvikler ve bu teşviklerin sonucunda arz talep dengesi arasında ki makasın tamamen açılmış olması… Yanlış anlaşılmasın bu makas öyle böyle bir makas değil; Bu makas 360 derece açılmış ve Türk ekonomik dengeleri için turizm açısından ciddi olarak açılmış durumda.

İthalatın ihracatı karşılama oranları içerisinde makas 70 milyar dolarlık bir fark yaratırken; Bu farkı turizm sektörü ile kapatmaya çalışan Türkiye... Artık 50 milyar dolarlık makası kapatma şansını kaybetmiş durumda; Çünkü turizmci gelir elde ödeyemiyor..

Ekonomik olmayan turizmin sonunda gerçekte % 26'lara ulaşan genel işsizlik daha da artacağa benziyor.

İlk defa Mısır, 2010 yılında; Rusya'dan gelen turist sayısı açısından Türkiye'yi geçmiş durumda... Burada başka bir problem var.Türkiye'nin sıfır problem dediği politika daha çok bilinmeyenli denkleme  gidiyor..

-Türkiye - İsrail ilişkilerinde ki kırılmanın turist sayısı açısından maliyeti 4 milyar dolara yaklaşıyor. Her yıl 500 bine yakın turistin İsrail den Türkiye'ye geldiği günler artık geride kaldı. Çok önemli bir rakam ise 2010 yılı Haziran ayında İsrail'den Türkiye ye sadece 85 kişi  turist olarak gelmiş… Bu rakam bir önce ki yıl ise 100.000 rakamını geçmiş durumdaydı.

Kıbrıs Rum kesiminin AB üyeliği onaylandıktan sonra; Ortadoğu da ekopolitik olarak güç olan İsrail ile Türkiye'nin ilişkilerinin  kırılması sonucunda Kıbrıs Rum kesimi  ve Yunanistan ile yakınlaşma başlatan İsrail bu sayede Türk turizminde başlayan ekonomik kırılmanın önemli bir noktası oldu.

2010 yılı yaz aylarında sektörün sivil toplum kuruluşları başkanları tarafından yapılan açıklamalar da İsraillileri turist yerine Ortadoğu'dan turist geldiği ve hiçbir farklılık oluşturmadığı ifade edilmişti. Şu anda; ortada Ortadoğuluyu bırakın Tanzanyalı turist bile yok…