Türk tekstil ve hazır giyim ihracatçısının reklamasyon sorunu...

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

Gence KAYACIK / Kurumsal Finansman Uzmanı
 
Rekabet ve yaptırım gücümüzün azlığından, KOBİ yoğunluklu yapıya haiz tekstil ve hazır giyim sektöründeki Türk ihracatçıları için günümüz uluslararası ticaretinde akreditif, vesaik mukabili satışlar gün geçtikçe azalmakta ve Türk mallarının satışı %85 oranında mal mukabili olarak gerçekleşmektedir. 
Bilindiği üzere, mal mukabili ihracat; ihracatçı tarafından malların direkt alıcısına gönderildiği, ödeme yapılmadan malların gümrükten çekildiği ve alıcı tarafından mal bedelinin vadede ödendiği ödeme şeklidir. Malın ihracatçı tarafından gönderilmesi ve alıcı tarafından teslim alınmasını takip eden ödeme süresine kadar geçen süre esnasında, satıcı, alıcıya kredi vermiş olmaktadır. Böylece, bu tür ödeme şeklinde, yurtiçinde üretim aşamasında finansman ve işletme sermayesi sıkıntısı çeken ihracatçıların ayrıca yurtdışındaki güçlü alıcıları da 60 günden 180 güne varan vadelerde finanse etmesi gibi ek bir mali külfetle karşı karşıya kaldığı tartışmasızdır.
Rekabet içerisinde olduğumuz ülkelerin ihracatçılarının aksine "açık hesap" ve "uzun vadeli" mal ihraç etmemize ve mevzubahis mali külfetlerle karşı karşıya kalmamıza rağmen yurtiçindeki imalatçıların sipariş almaları çok zor bir prosestir.
Yurtiçindeki imalatçılar üretim için siparişlerini değişik kanallardan almaktadırlar; bazıları alıcıların yurtdışındaki merkezlerinden (örneğin, alıcıların satın alma departmanlarındaki yetkililer ile pazarlıkları sonrasında, alıcıların intranet'lerinde ilan ettikleri ihalelere online katılarak vb), bazıları alıcıların yurtiçinde mukim temsilcilik ofislerinden, ve de bazıları da alıcıları temsilen hareket eden mümessillerden.
Siparişlerin kesin olarak alınması ertesinde imalatçılar üretime başlarlar. İlgili işin zorluk derecesine göre üretim 3 ila 5 hafta içerisinde tamamlanır. Üretim esnasında da alıcıların yurtiçindeki ofislerinden veya mümessillerinden, veyahut bağımsız denetim şirketlerinden gönderilen kalite kontrol görevlileri bulunur. Alıcıları temsilen hareket eden kalite kontrol görevlilerinin görevi; imalatçılar tarafından alıcılar için üretilen malların belirlenen takvim içerisinde herhangi bir kalite sorunu taşımadan üretilmesinin ve üretim takviminin son gününde alıcı tarafından görevlendirilen nakliye şirketine tesliminin sağlanmasıdır.
Alıcıları temsilen hareket eden kalite kontrol görevlilerinin nezaretinde üretilen malların yükleme öncesinde ilgili görevliler tarafından son kontrollerinin yapılması ertesinde üretim takviminin son günü olan yükleme gününe ulaşılır. Bu gün, alıcı tarafından görevlendirilen nakliye şirketine mallar ile birlikte ihracat evrakları neredeyse tamamı FOB bazlı teslim edilir. Böylelikle mallar resmen alıcıya teslim edilmiş olur ve alıcının mallar ile birlikte kendisine teslim edilen faturanın münderecatına itiraz etmesi veya kendisini temsilen hareket eden kalite kontrol görevlilerinin önemli bir kontrol hatası yapması halleri dışında, alıcı vadesinde veya vadesinden önce ilgili faturalarda belirtilen meblağları eksiksiz şekilde ihracatçının banka hesaplarına ödemekle mükellef olur.
Mamafih, bu noktadan sonra işleyiş sıklıkla değişikliğe uğramakta ve yurtdışındaki alıcı firmalar tarafından mal kalitesinin istenilen şekilde olmaması, üretim hatası vs. gerekçeler ile satış bedeli üzerinden bir kısım kesintiler yapılmaktadır, reklamasyonlar uygulanmaktadır. "Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karar"da yapılan "ihracat bedellerinin tasarrufu serbesttir." yönündeki değişikliğin verdiği rahatlık ve global krizin etkisiyle, alıcıların Türk firmalarına sistematik olarak uyguladıkları reklamasyonların toplamı çok önemli meblağlara ulaşmıştır.
Tekstil ve hazır giyim sektörü temsilcilerinin Türk ihracatçılarının bu büyük sorunu için bu günlerde üzerine basa basa önerdiği çözüm önerisi; Türk Eximbank'ın İhracat Kredi Sigortası Programı kapsamını genişletmesi, faktoring şirketlerinin ihracat faktoringi kapsamında alacak garantisi tahsislerini arttırması ve ihracatçıların bu imkanlardan daha fazla faydalanması sonrasında herhangi bir finans kuruluşu ile birlikte hareket eden sigorta şirketleri ile karşı karşıya gelmekten imtina edeceği düşünülen alıcıların keyfi reklamasyon uygulamalarını azaltmasıdır.
Mevzubahis alacak sigortalarının geçerliliği ve devamı için "alıcı firma ile yapılan sözleşme ya da sipariş koşullarına uyum"un elzem olduğunu bilerek, "çok büyük ölçü sapmaları (+/- 3 - 4 cm'ler gibi), kumaş kalitesinin (esneklik, renk, tuşe) istenilenden veya alıcı tarafından okeylenenden farklı olması, malın fitinin okeylenenden farklı olması ya da kötü olması, mal üzerindeki aksesuarların okeylenen gibi olmaması ya da kalitesinde problem olması, yıkama sonrası dönme-çekme-renk haslığı problemlerinin görülmesi, kumaşta pilling görülmesi, paketlemede hata olması, yüklemede hata olması, terminin çok gecikmiş olması (terminde 4 günü geçen gecikmelerde), %8'in üzerinde ki kalite hataları, faturalama hataları, pazarda yaşanan sorunlar dolayısıyla fiyatlarda görülen düşme, Türk lirasının değer kaybı" gibi yaratıcı reklamasyon sebepleri öne süren alıcılar nezdinde bu zamana kadar hiçbir caydırıcılığı olmamış alacak garantisi sigortalarının kullanımının yaygınlaştırılması önerisi fayda getirmeyecektir. 
Türk tekstil ve hazır giyim ihracatçılarının reklamasyon sorununun halli için en sağlıklı yol; Türk bankalarının, yurtdışındaki alıcıların performans riskini onları en iyi şekilde yakinen takip eden kendi bankalarına, -alıcıların mal bedelleri üzerinde maksimum % 5 düzeyinde "izin verilebilen ayarlama"(allowable adjustment) uygulayabileceği aksi halde bankalarına açıklama getirme zorunluluğunda oldukları şekilde-, "gayrikabili rücu" olarak satma yolunu açacak ticaret finansmanı kredilerini yapılandırması ve ihracatçılarımızın kullanımına sunmasıdır. Bu yapıdaki ticaret finansmanı kredilerinin sunulması ile hem ülkemizin net ihracatçı tek sektörü olan tekstil ve hazır giyim sektörünün en büyük finansman ihtiyacı olan ticaret finansmanı ihtiyacına olması gerektiği ölçüde yanıt verilebilir hem de yurtdışındaki alıcıların kendi bankalarına 'başarı hikayeleri'nin bir bölümünü akreditif karşılığı mal aldıkları Uzakdoğulu tedarikçilerine değil de mal mukabili alış yaptıkları Türk tedarikçilerine uyguladıkları haksız reklamasyonlara borçlu olduklarını itiraf etmek zorunda kalmamaları için "izin verilen" düzeyde ve geçerli sebeplere dayanan reklamasyonlar uygulamaları sonucunu doğuracak etkin bir caydırıcı yöntem elde edilir.