Türkiye 2013'te %4.1 büyüyecek

 

DIŞ HABERLER - Avrupa'nın borç krizi, dünya devlerinde resesyon endişesi, Çin'de yavaşlama belirtileri, İran'ın nükleer programı, Suriye'deki çatışmalar, ABD'nin teşvik sağlayıp sağlamayacağı tartışmalarıyla geçen 2012 yılını ABD'nin mali uçurumdan yuvarlanacağı korkusuyla tamamlamaya hazırlanıyoruz. Ancak yeni yıla bu tartışmaları da beraber götürüyoruz. Küresel finans krizinin üzerinden geçen altı yılın ardından büyük bir çoğunluk dünya ekonomisindeki sorunların aşıldığını düşünebilir.

Ancak dünyanın önemli bir bölümü durgunluğun pençesinde; Avrupa'nın lider ekonomilerinin yani yılda sadece bir arpa boyu yol alması bekleniyor, ABD ise Avrupa'ya göre daha iyi olmakla birlikte sadece yüzde 2.1 büyüyecek. Bir diğer dev Japonya'da ekonomik performans yüzde 1.2 olarak hesaplanıyor. Çift haneli büyüdüğü günler geride kalan Çin'in büyüme hikayesinde çatlaklar oluşmaya başladı.

Bu tabloda yüzleri güldürecek ise yine gelişmekte olan ülkeler. Batı'nın dört katı hızla büyüyecekler. Ancak Batı'nın gölgesi onların da üzerine düşecek ve Brezilya ile Hindistan gibi bazı devler istedikleri büyümeyi yakalayamayacak. Bu tablo içinde dünya ekonomisinde yeni yıldızlar doğuyor. 2013'te ekonomik büyümenin yıldızları Moğolistan, Libya ve Macau olacak. 

 

 

The Economist, dünyada 2013 yılına ilişkin beklentilerini içeren 'The World in 2013' ekini yayınladı. Küresel ekonominin gelecek yıl yüzde 3.5 ile 2012'den hızlı büyüyeceğini öngören dergi, küresel ticaret hacminin de yüzde 4.6 artış göstereceği tahmininde bulundu. Ülkelerin ekonomik performansına ilişkin değerlendirmesinde ise Moğolistan'ın yüzde 18'lik büyümeyle 2013'ün şampiyonu olacağını belirtti.

Bu ülkeyi yüzde 13.5 ile Macau ve yüzde 12.2 ile Libya izleyecek. 2013'te dünya ekonomisine 1.3 trilyon dolar (satın alma gücü paritesine göre) katkıda bulunması beklenen Çin'in ise yüzde 8.6 ile 2013'ün en hızlı büyüyen ekonomilerinden biri olması bekleniyor. Çin'in 2013'te dünya ekonomisine yapacağı katkı ABD'nin iki katı, Hindistan'ın üç katı ve Brezilya'nın yaklaşık 10 katı olacak. Çin, dünyanın en hızlı büyüyecek diğer dokuz ülkenin toplamından bile çok daha büyük bir ekonomik katkı yapacak küresel ekonomiye.

Yine de listenin diğer ülkeleri anlatmaya değer büyüme hikayeleri yazacak 2013'te. Libya ve Irak, savaş sonrası yeniden imar çalışmalarının etkisiyle ivme kazanacak. Önümüzdeki yıl yüzde 8.5 büyüyeceği tahmin edilen Bhutan artan petrol üretimi, yüzde 8.3 büyümesi beklenen Güneydoğu Asya'daki 14 bin 609 kilometrekarelik Doğu Timor hidroelektrik üretimi ve Moğolistan madencilik sayesinde adeta patlama yaşayacak. 'İlk 10' listenin son üç basamağına yerleşen Afrika ülkeleri Mozambik, Ruanda ve Gana'nın itici güçleri ise emtia patlaması ve Çin'in hammadde talebindeki artış olacak. 
 

'The World in 2013'te bölgesel büyüme beklentileriyse şöyle: Kuzey Amerika'da yüzde 2.2, Batı Avrupa'da yüzde 0.3, Doğu Avrupa'da yüzde 2.9, Ortadoğu/Kuzey Afrika'da yüzde 3.8, Sahra altı Afrika'da yüzde 4.8, Japonya hariç Asya yüzde 6.4, Latin Amerika'da yüzde 3.9. 

 

 

Gelecek yıl durgunluğun kaynağında Avrupa olacak. 2013 yılında Euro Bölgesi'nin ekonomisinde sadece binde 5 büyüme bekleniyor. Almanya ve Fransa sadece bir arpa boyu yol alabilecek. Yunanistan art arda altın yıl da resesyonda kalacak. İspanya ile Portekiz'in ekonomileri son beş yılda dördüncü kez daralma gösterecek. Avrupa'nın sancıları artacak, bölgedeki siyasi liderlere öfke büyümeye devam edecek. 

Avrupa'nın bu girdaptan kurtulması için seçenekleri ise azalıyor. Liderler, bölgeyi daha fazla depresyona sürükleme riski taşıyan euronun bölünmesi ya da Almanya gibi çekirdek ülkelerin çevre ülkelere daha fazla arka çıktığı daha derin bir birlik oluşturulması arasında. Her ne kadar Avrupa Merkez Bankası (ECB)hükümetlere zaman kazandırmak amacıyla yükselen tahvil faizlerini aşağı çekmek için müdahale edecek olsa da, liderler temel sorunları çözmekte başarısızlığa uğrayacak. Bu de Euro Bölgesi'nin nihayetinde bölünebileceği anlamına geliyor. Ancak şimdi değil; Euro Bölgesi'nin ilaç dolabında savaşta yara bere alan euroyu 2013'te tek parça tutmak için yeterli yara bandı var... 
 

Amerika'nın durumu ise daha iyi. Amerikan standartlarıyla karşılaştırıldığında düşük de olsa ABD'nin ekonomisi gelecek yol yüzde 2'nin üzerinde büyüme yakalayacak. Ülkenin 2013'te karşı karşıya kalacağı ilk zorluk mali uçurum. 'Topal ördek' Kongre, sorunu yeni gelen politikacıların üzerine atmaya çalışacak. Onlar da bazı vergi indirimlerini devam ettirme ve kamu borcu tavanını yükseltme kararı alacak. Mevcut teşviklerin birkaçı devam edecek. Tüm bunların etkisi sıkılaşan mali politika olacak ve ekonomiyi canlandırmada büyük görev ABD Merkez Bankası'na (Fed) düşecek. Yeni Fed, faiz oranlarını sıfıra yakın seviyede bırakmakla kalmayacak, uzun vadeli faizleri kontrol altında tutmak amacıyla Twist operasyonunu devam ettirecek. 

 

 

Avrupa ve ABD'den esen rüzgar gelişmekte olan ülkelerin 'çekiş gücü'nü azaltacak. 

Gelişen ülke tüketicileri büyük bir harcama motoru haline geliyor ve bu ülkelerin bir bütün olarak üretimi 2013'te yüzde 6, yani gelişmiş dünyanın 4 katı hızla artış gösterecek. Ancak Batı bu denli yavaş iken, gelişen ülkelerin bazıları istediği hızda yoluna devam edemeyecek. Brezilya, gelecek yıl yüzde 4 büyüme yakalayabilir fakat Hindistan, yüzde 6.5'lik büyüme beklentisine karşın eskisi gibi hızlı büyüyemeyecek. Bu da küresel umutların, isteksiz de olsa bir kez daha Çin'e bağlanmasına neden olacak.                                                                             

Dünyanın ikinci büyük ekonomisi, 2013'te yüzde 8.6 büyüyebilir ancak bu oran Çin'in alışık olduğu çift hanelik yıllık sıçrama rakamlarının çok gerisinde ve ancak gevşek para politikaları ile bölgesel hükümetlerin yüklü harcamalarıyla mümkün olacak. 

 

 

Sonuçta şunun altını çizmek lazım ki, Çin'in ekonomik büyüme hikayesinde çatlaklar meydana gelecek. The Economist, bu noktada ülkede şirket karlarında yaşanabilecek sıkışıklığa, boşa giden yatırımlara ve satamayacakları mallar üreten fabrikalara dikkat uyarısı yapıyor. Batılı şirketler, durgunluk noktasına gelen kendi elerinde üretim yapmak yerine Çin'i tercih etmeye devam edecek fakat ülkede iş ortama daha önceki yıllara nazaran daha sıkı olacak. 

Peki 2013'te yüzleri güldürecek adresler nereleri? Dergiye göre maceraperest yatırımcılar geleneksel pazarların ötesine bakmaya başlayabilirler. Örneğin Libya'nın ekonomisi, iç savaş sonrası çarkların yeniden dönmeye başladığı bir ülke olarak hızlı bir büyüme trendine girecek. Moğolistan'daki madencilik patlaması ülkeyi tam gaz ileri taşıyacak. Gobi çölündeki Oyu Tolgi bakır madeninde üretimin başlaması Moğolistan'a doping etkisi yapacak. Dergi, dünyanın üzerine çöken karamsarlıkta kafasını dağıtmak isteyenlere ise Macau'yu tavsiye ediyor ve ekliyor: "Bu ülkede başaralı olmak için bir iş planına bile ihtiyacınız yok. Kumar masalarına oturun, Çin'i düşünün ve her şeyi kırmızıya yatırın!".  Çin'in Macau bölgesinin 2013'te yüzde 14 büyümesi bekleniyor. 

 

 

Türkiye'nin gelecek yıl yüzde 4.1 büyüyeceği tahmini yapan The Economist'e göre, kişi başına gelir 11 bin 840, enflasyon yüzde 7.3 olarak gerçekleşecek, bütçe açığının GSYH'ye oranı yüzde 1.7 olacak. Recep Tayyip Erdoğan hükümetinin yeni yılda ekonomik kalkınmaya odaklanmaya devam edeceğini belirten The Economist, Anayasa'nın nodernize edilmesi hükümetin bir diğer gündemi olacak. İçeride Kürt sorunu ve sınır ötesinde Suriye meselesi konusu da alınacak pozisyon da hükümetin 2013'te gündeminde yer tutacak. Yeni yılda Türkiye'nin en büyük ticari ortağı Euro Bölgesi'ndeki sorunlar ekonomide baş ağrısı yaratabileceğine dikkat çekiyor dergi ancak ekonomik büyümenin, şu anki küresel ekonomik ortam göz önüne alındığında, yüzde 4'ün üzerinde sağlıklı bir büyüme göstereceği tahmininde bulunuyor. The Economist'in gelecek yıl için yaptığı yüzde 4.1'lik ekonomik büyüme tahmini, beklentiler ile örtüşüyor. Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) Türkiye için büyüme tahmini 2012 için yüzde 3.0, gelecek yıl ise yüzde 3.5 seviyesinde bulunuyor. Ancak derginin bazı tahminlerinde sapmalar meydana geldi. The Economist 2009 yılında Türkiye'nin yüzde 6 ile dünyanın fazla daralan ekonomilerinden olacağı tahmininde bulunmuş, o yıl Türkiye yüzde 4.8 küçülme göstermişti. Dergi 2010'da Türkiye'nin yüzde 3.0 büyüyeceğini öngörmüş, büyüme ise yüzde 9.2 olarak gerçekleşmişti. 2011'de ise 3.6 büyüme öngörülürken, büyüme yüzde 8.5 olmuştu. 

 

 

Dünyanın iki büyük süper gücü ABD ve Çin, 2012'nin sonunda yollarına devam edecekleri liderlerini belirledi. ABD'de Barack Obama, dört yıl daha Beyaz saray'da oturmak için halktan güven oyu alırken, Çin Komünist Parti Kongresi'nde Xi Jinging ülkenin yeni lideri olarak duyuruldu. 

Kasım ayında gerçekleştirilen ABD seçimlerinde ekonomi ve bütçe gibi iç meseleler hakimdi. Başkanı yeni dönemde bekleyen öncelikli görev, ülkeyi resesyona sokmasından endişe edilen mali uçurumu çözmek. Emeklilik ve sağlık reformu gibi sorunlar da Başkan'ın gündeminde. Ancak içerideki bunca soruna karşın Obama'nın 2013'te dış politikaya daha fazla zaman ayırması gerekecek. Çünkü İran ve Suriye gibi krizler kaynama noktasına geldi ve böyle kritik bir zamanda uluslararası siyaset sahnesinde güç dengelerinin doğası değişiyor. Rakip ise Çin'in yeni lideri Xi Jinping. Xi, her ne kadar eski hızıyla büyümese de ABD'yi yakalamak üzere olan bir Çin ekonomisi devraldı. İki liderin ilişkilerini test edebileceği düzlemlerden bir tanesi ticaret. Çin'in aşırı değerli olduğu düşünülen parası iki taraf arasında tartışma konusu olmaya devam edecek. Diğer yandan nakit zengini olan ve arkasında Pekin'in desteği bulunan Çinli şirketlerin Amerikan şirketlerine teklif götürebileceği belirtiliyor. ABD'nin en son telekom ekipmanları şirketi Huawei ile yaşadığı gerilim göz önüne alındığında, bu durumun Washington'ın çok hoşuna gitmeyeceği ifade ediliyor. Diplomatik cephede ise Çin, Japonya, Filipinler, Güney Kore, Tayvan ve Vietnam'ın dahil olduğu sorunların devam etmesi bekleniyor. Çin, denizlerdeki gücünü pekiştirmeye çalışıyor. Diğer yandan Kuzey Kore meselesi ve Çin'in İran ve Suriye konularındaki tavrı iki lider arasındaki 'dikenli' konulardan biri haline gelebilir. 

 

 

Avrupa'da ise Almanya Başbakanı Angela Merkel'in ağırlığı sürüyor. 2005 yılında iktidara gelmesinden bu yana Merkel, Avrupa'nın en önemli siyasi lideri oldu. 2010'da patlak veren euro krizinde ne yapılacağına ve hangi hızda yapılacağına karar veren en büyük kreditör ülkenin lideri Merkel idi. Almanya, eylül ayında 2013'ün en önemli seçimlerine sahne olacak. Merkel'in Alman vergi mükelleflerini koruması içeride de destek buluyor ve muhalefeti baskı altında bırakıyor. Yine de 2013 Merkel için kolay bir yıl olmayacak. Fransa Cumhurbaşkanı Francois Hollande da, kemer sıkma karşıtlarına katılınca Merkel Euro Bölgesi toplantılarında yalnız kalmaya mahkum oldu. Almanya ekonomisi, krize bağışıklığını kaybetmeye başladı. Ekonomi resesyonla flört ediyor, işsizlik 20 yılın en düşük seviyelerinden yükselişe geçti. 

 

 

 

Ülkelerin 2013 yılı performans beklentisi 
 

 

 

Almanya: Almanya, euroyu kurtarmak ve kurtarma paketinin getireceği yük arasında sıkışmış durumda. Kriz, iktidardaki koalisyona desteği azalttı ancak Merkel ve partisi Eylül 2013'teki seçimler sonrasında kontrolü elinde tutmaya devam edecek. Ekonomide ise binde 6'lık küçük çaplı bir büyüme bekleniyor. Enflasyonun yüzde 1.6 artacağı tahmin edilen Almanya'da bütçe açığının GSYH'yi oranı ise yüzde 0.6 olarak öngörülüyor. 

Bulgaristan: AB'nin manevi olar yalnız kalan bu ülkesi, krizdeki Euro Bölgesi'ne girmek için hala hevesli ama bu hayallerini gerçekleştirmesi uzun zaman alacak gibi görünüyor. AB, ekonomiyi modernize edecek reformların hayata geçirilmesi için baskılarını sürdürecek, özellikle de yolsuzluğun azaltması için gerekli reformlar için bastıracak. Bulgaristan'ın gelecek yıl yüzde 1.9 büyümesi bekleniyor. 

Hırvatistan: Ekonomisi yüzde 0.7 büyümesi beklenen ülke, 2013 ortasında AB üyesi olacak. Hırvatistan, 2 milyar euroluk 'hoşgeldin paketi'yle karşılanacak. Sıkılaşan bütçe ve ihracatta azalan talep yaşam standartlarını olumsuz etkileyebilir ve grevler ile protestolara yol açabilir. 

Çek Cumhuriyeti: GSYİH'si yüzde 0.6 artması beklenen ülkede enflasyon tahmini yüzde 2.6.Kemer sıkma tedbirleri ve kamu harcamalarındaki düşüş nedeniyle koalisyon hükümetine destek azalıyor ve yeni yılda siyesi belirsizlikler ekonomi üzerinde baskı oluşturabilir. 

Fransa: Cumhurbaşkanı Francois Hollande, ekonomiyi reforme etme baskısı altında. Ancak Sarkozy yönetiminin tersine reformların yavaş ilerlemesi ülkede protesto ve grevlere zemin hazırlıyor. 2013'te ekonominin sadece yüzde 0.4 büyümesi beklenirken, kişi başına gelir 37 bin 240 olarak hesaplanıyor. 

İngiltere: Kemer sıkmanın boyutu ve getireceği yükü kimin üstleneceği koalisyonda tartışma konusu. 2013 yılında 785 milyar dolarlık parasal teşvik sağlanabilir. Bu ekonomiyi çift dipli resesyondan çekip çıkaracak fakat yüzde 0.5'lik cılız bir büyüme kaydedilecek. 

İspanya: Azalan gelirler, mali daralma, kredi yokluğu ve iş dünyasındaki belirsizlik ekonomiye zarar veriyor. İhracattaki rekabet gücü biraz moralleri düzeltse de gelecek yıl İspanya ekonomisini yüzde 1.2'lik daralmadan kurtaramayacak. Katalonya'daki ayrılıkçıların sesi 2013'te daha güçlü çıkabilir. 

İtalya: Mario Monti liderliğindeki teknokrat hükümetin dönemindeki sessizlik Nisan 2013'teki seçimlerden sonra bozulabilir. Seçimlerden sonra Monti'ni reformlarını tersine dönmesi beklenmiyor ancak bu ülkeyi euro krizinden korumak için yeterli olmayabilir ve ECB'nin finansal desteği kaçınılmaz olabilir. Ekonomi 2013'te yüzde 0.3 küçülecek ve çift dipli resesyondan geçecek

Macaristan: Ekonomi, Euro Bölgesi'nin baskısı altında kalmaya devam edecek ve 2013'te yüzde 0.6'lık zayıf bir büyüme sergileyecek. 

Polonya: Ekonomik büyüme zayıflayıp, dış piyasalar sarsıldıkça, hükümet kreditörlerden destek arayışına girebilir. Ekonominin 2013'te yüzde 2.1 büyümesi, enflasyonun ise yüzde 2.9 olması bekleniyor. 2013Te ülkenin önemle gündem maddelerinden biri emeklilik reformu olacak. 

Portekiz: Bütçe açığı 2009 yılından bu yana yarı yarıya azalmasına karşın 2013'te GSYH'nin yüzde 4.6'sı düzeyinde seyredecek. Ekonomi üçüncü yıl art arda küçülecek. GSYH'deki daralma yüzde 2.2 olarak hesaplanıyor. 2013te borçlarını yeniden yapılandırmak üzere görüşmeler yapmak zorunda kalabileceği belirtiliyor. 

Rusya: Yüksek petrol fiyatları ekonomiye destek olması bekleniyor. Petrol geliri sayesinde hükümetin kasası dolmaya devam edecek ancak ekonomi, yüzde 3.9 ile istenilen düzeyde olmasa da büyüme kaydedecek. 

Romanya: 2012'de siyesi ve ekonomik sorunların 2013'te hafiflemesi ve 2013'te yüzde 2.5'lik büyüme meydana gelmesi bekleniyor. Bu, daha güçlü bir 2014'e zemin hazırlayacak. 

 

 

Afganistan: Güvenlik sorunlarının ortadan kalktığı yerlerde gündem ekonominin kalkınması olacak. Hedef temel hizmetlerin geliştirilmesi, altyapının iyileştirilmesi ve istikrar sağlanması. Bağışlarla finanse edilen yatırımların ekonomiye destek olması ve GSYH'nin 2013'te yüzde 6.5 büyümesi bekleniyor. 

Çin: Yeni Komünist Parti liderleri 2013'te yönetim koltuğuna oturacak. Yeni yönetimin teşviklere devam etmesi bekleniyor. 2013'te GSYH'nin yüzde 25'ine yaklaşması beklenen kamu harcamaları ekonomik büyümeyi gelecek yıl yüzde 8'in üzerine çıkaracak. 

Endonezya: Tıpkı Hindistan gibi Endonezya kalabalık hızlı büyüyen bir ülke istihdam piyasası ve altyapı reformları bir yıl daha kenara atılacak gibi görünüyor. Yine de ülkenin 2013'te güçlü tüketici harcamaları ve yatırımlardaki artış sayesinde yüzde 6.3 büyüyeceği öngörülüyor. 

Filipinler: Hükümet, altyapı harcamalarına hız vererek ekonomiye destek olacak. Ekonomik büyüme beklentisi yüzde 6, kişi başına gelir beklentisi de 2 bin 650 dolar. 

Güney Kore: İç tüketimin yardımıyla ekonominin 2012'deki zorlukları aşması ve yeni yılda yüzde 3.7 büyümesi bekleniyor.

Hindistan: Küresel ekonominin yavaşlamasıyla Hindistan'ın yıldızı parlaklığını kaybetti ve ülkedeki yolsuzluk, kötü altyapı ve vasıflı eleman açığı gibi sorunları daha görünür kıldı. Ekonominin gelecek yıl yüzde 6'nın üzerinde büyüyeceği tahmin ediliyor ancak uzmanlara göre aslında daha iyi performans gösterebiliyor olması lazımdı. 1.24 milyar nüfusa sahip ülkedeki enflasyon yüzde 8.4 ile sıkıntı yaratmaya devam edecek. 

Japonya: Tsunami sonrasında yaşanan mini-patlama etsisini kaybetmeye başladı ve ekonomi, söz konusu felaket öncesindeki düşük-hızlı büyüme, deflasyon ortamına geri dönüyor. 2013'te büyüme yüzde 1.2 beklenirken, bütçe açığının yüzde 8.2'ye ulaşacağı tahmin ediliyor. Enflasyon beklentisi ise yüzde -0.1 

Kazakistan: Yüksek petrol fiyatlarının yardımıyla ülke ekonomisinin görünümü son birkaç yılla benzerlik gösteriyor.17.1 milyon nüfuslu ülkenin 2013'te yüzde 5.1 büyümesi beklenirken, kişi başına gelir 12 bin 210 dolar olarak hesaplanıyor. 

Malezya: Hükümetin 2020 yılına kadar yüksek gelirli ülkeler kulübüne katılma hedefi doğrultusunda attığı adımlar sayesinde Malezya ekonomisinin gelecek yıl yüzde 4.6 büyüyeceği tahminleri yapılıyor. 

Özbekistan: Patlayan hammadde sektörü ve ihracatındaki artışın yardımıyla ekonominin gelecek yıl yüzde 6.7'lik bir büyüme performansı göstermesi bekleniyor. 2013'te büyük bir özelleştirme programı başlayacak. Ancak iş ortamının çok dostane olmaması nedeniyle alıcıların biraz mesafeli davranabileceği belirtiliyor.

Pakistan: Bu ülke sadece Avrupa'dan kaynaklı sıkıntılarla boğuşmuyor. Artan cari açık ve kamu borcu 2013'te bir krize yol açabilir. Bütçe açığının yeni yılda yüzde 5.7 olması beklenirken, ekonomik büyüme beklentisi yüzde 3.3. 

Vietnam: Büyüme için fiyat istikrarının önemli olduğu bu ülkede 2013'te enflasyon baş ağrısı yaratabilir. Fiyat artışlarının yüzde 6.2 olmasının beklendiği Vietnam'da ekonomik büyüme tahmini ise yüzde 6.0. 

 

 

ABD: 2013 başında ülkeyi mali uçurum bekliyor. Otomatik vergi indirimleri ve hükümet harcamalarındaki kesinti, hayata geçirilmesi halinde, ABD resesyona girebilir. Ancak merkez bankasının para basması ekonomik büyümeyi yüzde 2.1'e ulaştıracak. 

Kanada: Küresel emtia fiyatlarındaki artışın yardımıyla ekonomi genel eğilimini sürdürecek ve gelecek yıl yüzde 1.9'luk büyüme gösterecek. Kişi başına gelir 53 bin 160 dolar olarak hesaplanıyor. Gelecek yıl hükümet AB ile bir ticaret anlaşmasını hayata geçirmeyi planlıyor. Böylelikle ABD'ye bağımlılığını azaltmayı hedefliyor. 

Meksika: Para birimi pezonun zayıflaması Meksika'yı ABD'li ve Asyalı otomobil üreticileri için cennet yapıyor. Meksikalı şirketler, yeni yılda yurtdışında satın alma arayışlarına girecek. Ekonominin yüzde 3.7 büyümesi bekleniyor. 

 

 

Arjantin: Yüksek enflasyondan, yolsuzluğa, ödemeler dengesindeki bozulmadan teşvik için manevra alanının daralmasına kadar birçok sebepten Arjantin patlamaya hazır bomba gibi. Ülke ekonomisinin bu yıl yüzde 2.6 büyüyeceği tahminleri yapılıyor.

Brezilya: 2012'de gözlenen yavaşlama 2013'te yerini daha canlı bir ortama bırakacak. Gayrisafi yurtiçi hasılanın gelecek yıl yüzde 4.2 büyümesi bekleniyor. 

Şili: Ülkenin açık ekonomisi uluslararası ticaretteki sarsıntılara açık halde ancak Şili 2013'te büyümeye devam edecek. GSYH artış beklentisi yüzde 4.7. 

Venezüella: Hugo Chavez gelecek yıl dördüncü dönem başkanlık koltuğuna oturacak, ancak sağlığı ülkenin geleceğinin sorgulanmasına neden oluyor. Yüksek enflasyon ve sermaye kaçışı ülkenin 2013'te karşı karşıya kalabileceği sorunlar. Ekonomik büyüme yüzde 1.4 olarak tahmin ediliyor. 

Şili: Deprem sonraki yeniden imar çalışmaları bazı mali kaynakların tüketilmesine neden olabilir fakat güçlü ekonominin bu masrafların üstesinden geleceği ve 2012'de yüzde 4.7 büyüyeceği tahmin ediliyor. 

 

 

Angola: Petrol üretimindeki artış ve enerji fiyatlarının yüksek seyretmesinin verdiği destekle ekonominin 2013'te yüzde 7.0 ile dünyanın en hızlı büyüme performanslarından birini sergilemesi bekleniyor.

Cezayir: Petrol ve doğalgaz geliri devlet yatırımlarını destekleyecek ve ekonominin hız kazanmasına yardımcı olacak. Ekonominin yüzde 5.0 büyümesi bekleniyor, kişi başına gelirin ise 6 bin 810 dolara ulaşacağı tahmin ediliyor. 

Güney Afrika: siyasi çekişmelerin yaşandığı ülkede hükümet teşviklerinin etkisiyle ekonomi yüzde 3.0 büyüyecek. Ancak bu ülkenin gerçek potansiyelini yansıtmıyor. 

Irak: Enerji sektöründe fırsatların arttığı Irak'a büyük petrol şirketlerinin ilgisi sürüyor. Petrol üretiminin artması ülke ekonomisindeki büyümeyi yüzde 8.2'ye tırmandıracak. 

İran: Nükleer programı nedeniyle Batı'nın uyguladığı yaptırımlar ekonomiyi vurmaya devam edecek. Gelecek yıl İran ekonomisinde yüzde 1.1 daralma bekleniyor. 

İsrail: Ulusal güvenliğin öncelikli konu olacağı İsrail'de gevşek para politikası ekonominin büyümesini sağlayacak. İsrail7in yeni yüzde yüzde 3'lük büyüme göstereceği tahmin ediliyor. 

Kenya: Hükümet teşvikleri iç talebin canlanmasına yardımcı olacak ve ekonominin son yıllardaki güçlü büyüme trendini sürdürmesini sağlayacak. Beklentiler ekonominin yüzde 4.8 büyüyeceği yönünde. 

Mısır: Anayasanın onaylanması ve parlamento seçimleri 2013'te siyasi belirsizliklerin azalmasına yardımcı olacak. Ekonominin iyileşme göstermesi bekleniyor ancak çok değil; büyüme beklentisi yüzde 3.5