Türkiye 53 yıl önce darbeyle tanıştı

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - 27 Mayıs 1960'da bir grup subayın, iktidardaki DP'nin "Türkiye'yi baskı rejimine ve kardeş kavgasına götürdüğü" gerekçesiyle ülke yönetimine el koymasıyla Türkiye darbeyle tanıştı.

Türkiye'de 1946 yılında çok partili hayata geçilmesinin ardından, 1950 yılında iktidara gelen DP, 10 yıl iktidarda kaldı. DP iktidarının son dönemlerinde ülkede yaşanan gerilim, zaman zaman şiddetle kendini gösterdi. Muhalefet partisi CHP Genel Başkanı İsmet İnönü, bazı yurt gezilerinde saldırıya uğradı. Üniversite öğrencileri, hükümet aleyhine gösterilere başladı. İstanbul Beyazıt meydanında üniversite öğrencilerinin eylemi sırasında Orman Fakültesi öğrencisi Turan Emeksiz polis kurşunuyla hayatını kaybetti. Ülkede yaşananlar nedeniyle İstanbul ve Ankara'da sıkıyönetim ilan edildi. Ankara'da 5 Mayıs 1960'da bir öğrenci grubu, ''555K'' yani "5. ayın 5'inde saat 5'te Kızılay'da" koduyla gösteri düzenledi, 21 Mayıs'ta da Harp Okulu öğrencileri sokağa çıktı ve Zafer Anıtı'na kadar ''sessiz" yürüyüş yaptı.

Bildiriyi Alparslan Türkeş okudu

Olaylardan rahatsızlık duyan Türk Silahlı Kuvvetleri içerisindeki bazı general ve subayların oluşturduğu 38 kişilik Milli Birlik Komitesi, "DP'nin ülkeyi gitgide bir baskı rejimine ve kardeş kavgasına götürdüğü" gerekçelerini ileri sürerek, 27 Mayıs sabaha karşı yönetime el koydu. Kurmay Albay Alparslan Türkeş tarafından Ankara radyosundan okunan bildiriyle ''ihtilal'' duyuruldu. Bildiride, şöyle denildi:

"Bugün demokrasimizin içine düştüğü buhran ve son müessif hadiseler dolayısıyla kardeş kavgasına meydan vermemek maksadıyla Türk Silahlı Kuvvetleri, memleketin idaresini ele almıştır. Bu harekata Silahlı Kuvvetlerimiz; partileri içine düştükleri uzlaşmaz durumdan kurtarmak ve partiler üstü tarafsız bir idarenin nezaret ve hakemliği altında en kısa zamanda adil ve serbest seçimler yaptırarak idareyi, hangi tarafa mensup olursa olsun, seçimi kazananlara devir ve teslim etmek üzere girişmiş bulunmaktadır..."

Cumhurbaşkanı, Başbakan gözaltında

Milli Birlik Komitesi, Anayasa ve TBMM'yi feshetti, siyasi faaliyetleri askıya aldı, Cumhurbaşkanı Celal Bayar, Başbakan Adnan Menderes, hükümet üyeleri, DP'li milletvekilleri, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Rüştü Erdelhun ile asker ve bazı üst düzey kamu görevlileri gözaltına alındı. Adnan Menderes, aynı gün yurt gezi kapsamında bulunduğu Kütahya'da Albay Muhsin Batur tarafından gözaltına alınarak Ankara'ya götürüldü ve daha sonra diğer tutuklu DP üyeleriyle Yassıada'da hapsedildi. 

Yassıada'daki yargılamalar, 14 Ekim 1960'ta başladı, 15 Eylül 1961'de karara bağlandı. Toplam 19 dosyada toplanan davalar, "anayasayı ihlal" davasıyla birleştirildi. 592 sanıktan 288'i için idam istendi. Kararı açıklayan Yüksek Adalet Divanı, 15 sanığı idam cezasına çarptırdı. Eski Cumhurbaşkanı Celal Bayar, eski Başbakan Adnan Menderes, eski Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu, eski Maliye Bakanı Hasan Polatkan'ın idam kararları oy birliğiyle alındı. Celal Bayar hakkındaki karar, yaş haddi nedeniyle müebbet hapis cezasına çevrildi. 

Eski TBMM Başkanı Refik Koraltan, eski TBMM Başkanvekilleri Agah Erozsan, İbrahim Kirazoğlu, eski Tahkikat Komisyonu Başkanı Ahmet Hamdi Sancar, eski Tahkikat Komisyonu üyeleri Nusret Kirişçioğlu, Bahadır Dülger, eski bakan Emin Kalafat, eski milletvekilleri Baha Akşit, Osman Kavrakoğlu, Zeki Erataman ile eski Genelkurmay Başkanı Rüştü Erdelhun hakkındaki idam kararları ise oy çokluğuyla alındı. 

Aralarında eski bakan, eski milletvekilleri, Tahkikat Komisyonu üyeleri, İstanbul Valisi ile İstanbul Belediye Başkanı'nın da bulunduğu 31 sanık hakkında ise müebbet hapis cezası verildi. Sanıklardan 92 kişiye 20 yıl ile 6 yıl arasında ağır hapis, 94 kişiye 5 yıl ağır hapis cezası verildi. Diğer sanıkların bazılarına kısa süreli hapis cezaları verildi, diğer sanıklar beraat etti. 

Birçok yabancı ülke lideri, idamların durdurulması için Cemal Gürsel başkanlığındaki Milli Birlik Komitesine defalarca çağrıda bulundu. Bunun üzerine Komite, Celal Bayar, Adnan Menderes, Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu dışındakilerin idam cezasını affetti. Celal Bayar'ın cezası yaş haddi nedeniyle ömür boyu hapse çevrildi.

Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan 16 Eylül 1961'de sabaha karşı, o gün başarısız bir intihar girişiminde bulunan Adnan Menderes ise İmralı Adası'nda 17 Eylül 1961'de sağlık muayenesini yapan doktor heyetinden sağlam raporu alındıktan sonra saat 13.21'de idam edildi.

İtibarı 1990'da iade edildi

TBMM tarafından 11 Nisan 1990'da kabul edilen bir kanunla Adnan Menderes ve onunla birlikte idam edilen arkadaşlarının itibarları iade edildi. Aynı kanun uyarınca naaşı, Adnan Menderes, Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu'nun naaşı, 17 Eylül 1990'da İmralı'dan alınarak, devlet töreniyle İstanbul Vatan Caddesi'nde yaptırılan anıt mezara taşındı.

Türkiye Cumhuriyetinin ilk darbesinin üzerinden geçen 52 yılın ardından 11 Nisan 2012'de TBMM'de Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu kuruldu. Komisyonda, 27 Mayıs 1960 Darbesi ve 12 Mart 1971 Muhtırası Alt Komisyonu da çalışmalarını sürdürüyor. 

Bu arada, TBMM Hukuk Hizmetleri Başkanlığı, eski Başbakan Adnan Menderes'in idam kararının iptalinin mümkün olmadığı, ancak yargılamanın yenilenmesinin uygun olacağı yönünde 2 Ocak 2013'te Dilekçe Komisyonu'na görüş bildirdi. Görüş yazısında, Yüksek Adalet Divanı kararlarıyla ölüm cezasını oybirliği ile tasdik eden Milli Birlik Komitesi kararlarının TBMM tarafından iptal edilmesinin mümkün bulunduğu ifade edildi. Yazıda, Adalet Bakanlığı, Anayasa Mahkemesi Başkanlığı ve Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü ile yapılan yazışmalar sonucu temin edilecek belgeler ile dosya içeriğinde yer alan belgelerin ayrıntılı tetkiki neticesinde 5271 sayılı kanunda sayılan nedenlerin bulunması halinde yargılamanın yenilenmesi yoluna gidilmesinin uygun olacağını kaydedildi. 

Adnan Menderes'in Yassıada duruşmalarında avukatlığını yapan ve daha önce de TBMM'ye dilekçe sunan avukat Burhan Apaydın, TBMM Hukuk Hizmetleri Başkanlığı'nın ''yeniden yargılama yapılabilir'' görüşü üzerine, yeni bir başvuruda bulunarak "Yassıada kararlarının yok sayılmasını" istedi.  Burhan Apaydın,  20 Nisan 2013'te, 89 yaşında hayatını kaybetti.