”Türkiye, dünyanın 16'ncı büyük ekonomisi olacak”

Türkiye, Ürdün, Lübnan ve Suriye arasında serbest ticaret ve serbest vize bölgesi oluşturulmasına ilişkin deklarasyon açıklandı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - Uluslararası Para Fonunun (IMF) Nisan 2010 "Dünya Ekonomik Görünümü" raporundaki verilere göre, Türkiye'nin bu yıl dünyanın 16'ncı büyük ekonomisi iken Suriye 66'ıncı, Lübnan 84'üncü ve Ürdün 98'inci ekonomisi olacağı tahmin ediliyor.

Türkiye, Ürdün, Lübnan ve Suriye arasında serbest ticaret ve serbest vize bölgesi oluşturulmasına ilişkin deklarasyon geçen hafta açıklandı.

Türk-Arap İşbirliği Forumu 3. Dışişleri Bakanları toplantısının sonunda Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun okuduğu ortak deklarasyonda, "Türkiye, Ürdün, Lübnan ve Suriye arasındaki mevcut işbirliğinin çok uluslu ve kurumsal bir çerçevede güçlendirilmesi, uzun vadeli stratejik ortaklığın ve aralarındaki dayanışmanın geliştirilmesi ve ekonomik entegrasyona doğru ilerlenmesi hedefine" dikkat çekildi.

"Yüksek Düzeyli Dörtlü İşbirliği Konseyi (YDDİK)" tesis edilmesi ve bu ülkeler arasında serbest ticaret ve dolaşım alanı oluşturulmasının kararlaştırıldığı belirtilen deklarasyonda, Türkiye'nin Suriye ve Ürdün ile serbest ticaret anlaşmaları imzaladığı, Türkiye ile Lübnan arasında serbest ticaret anlaşmasının imzalanabilmesi için de müzakerelerin devam ettiği kaydedildi.

Dünya Ekonomik Görünümü raporu

IMF Nisan 2010 "Dünya Ekonomik Görünümü" raporundaki verilere göre, Türkiye'nin bu yıl dünyanın 16'ncı büyük ekonomisi iken Suriye 66'ıncı, Lübnan 84'üncü ve Ürdün 98'inci ekonomisi olacağı tahmin ediliyor.

Raporda satın alma gücüne (SGP) göre Türkiye'nin 2010 yılında gayri safi yurtiçi hasılasının (GSYH) 932 milyar 199 milyon dolar, Suriye'nin 105 milyar 238 milyon dolar, Lübnan'ın 58 milyar 567 milyon dolar, Ürdün'ün 35 milyar 279 milyon dolar olması bekleniyor.

Böylece dört ülkenin SGP'ye göre GSYH'si bu yıl 1 trilyon 131 milyar 283 milyon dolara ulaşacak.

SGP'ye göre, Türkiye'nin bu yıl kişi başına düşen milli geliri (KBMG) 13 bin 51 dolar, Suriye'nin 5 bin 43 dolar, Lübnan'ın 14 bin 988 dolar ve Ürdün'ün 5 bin 758 dolar olacağı tahmin ediliyor.

Cari fiyatlarla ise bu yıl Türkiye'nin GSYH'sinin 710 milyar 737 milyon dolar, Suriye'nin 60 milyar 47 milyon dolar, Lübnan'ın 37 milyar 40 milyon dolar ve Ürdün'ün 24 milyar 884 milyon dolar olması öngörülüyor.

Yine cari fiyatlarla Türkiye'de kişi başına düşen milli gelirin bu yıl 9 bin 950 dolar, Suriye'nin 2 bin 877 dolar, Lübnan'ın 9 bin 479 dolar ve Ürdün'ün 4 bin 62 dolar olması bekleniyor.

Nüfus, istihdam, işsizlik oranı ve enflasyon

TÜİK verilerine göre, nüfusu 71 milyonu bulan Türkiye'de istihdam 21,7 milyonu bulurken, işsizlik oranı Mart ayında yüzde 13,7 oldu. IMF'ye göre, enflasyon oranı bu yıl Türkiye'de yüzde 9,7 olacak.

IMF'ye göre, bu yıl nüfusu 21 milyonu bulması beklenen Suriye'de istihdam 5 milyon 772 milyonu buluyor. Çalışan nüfusun yüzde 67'si hizmetler, yüzde 17'si tarım ve yüzde 16'sı ise sanayide istihdam ediliyor. Geçen yıl tahminlerine göre işsizlik oranının yüzde 9,2 olduğu ülkede enflasyonun bu yıl yüzde 5,03 olacağı tahmin ediliyor. Geçen yıl itibariyle Suriye'nin GSYH'sinin yüzde 47'sini hizmetler, yüzde 34'ünün sanayi ve yüzde 19'unu tarım sektörü oluşturdu.

Nüfusunun bu yıl 3 milyon 908 bin olacağı tahmin edilen Lübnan'da, istihdam 1 milyon 481 milyon olurken, işsizlik oranı 2009 yılında yüzde 9,2 oldu. Lübnan'da 2009 yılında GSYH'nin yüzde 76,2'sini hizmetler, yüzde 18,7'sini sanayi ve yüzde 5,1'ini ise tarım sektörü oluşturdu. Enflasyonun ise bu yıl yüzde 5 olması bekleniyor.

IMF, Ürdün'ün nüfusunun bu yıl 6 milyon 126 bin olacağını öngörüyor. Geçen yıl tahminlerine göre GSYH'sinin yüzde 66,5'ini hizmetler, yüzde 29'unu sanayi ve yüzde 3,7'sini tarım sektörünün oluşturduğu ülkede, istihdam geçen yıl 1 milyon 667 bin oldu. Çalışan nüfusun yüzde 77,4'ünün hizmetler, yüzde 20'sinin sanayi ve yüzde 2,7'sinin tarımda istihdam edildiği Ürdün'de, geçen yıl işsizlik oranı yüzde 13,5 seviyesindeydi. Ürdün'de bu yıl enflasyon oranının ise yüzde 5,27 olacağı öngörülüyor.

Büyüme oranı, cari açık ve toplam dış borç

IMF'ye göre, Türkiye ekonomisi 2010 yılında yüzde 5,2 ve 2011 yılında yüzde 3,4 oranında büyüyecek. Bu yıl ve gelecek yıl olmak üzere Suriye yüzde 5 ve yüzde 5,5, Lübnan yüzde 6 ve yüzde 4,5, Ürdün ise yüzde 4,1 ve yüzde 4,5 büyüme kaydedecek.

IMF'nin verileri, Türkiye'nin bu yıl cari açığının 28 milyar 348 milyon doları, Suriye'nin 2 milyar 390 milyon doları, Lübnan'ın 4 milyar 737 milyon doları ve Ürdün'ün 2 milyar 217 milyon doları bulacağını gösteriyor.

Dünya Bankası'na göre Türkiye'nin geçen yıl son çeyrekte toplam dış borcu 271 milyar 140 milyon dolar iken, Ürdün'ün 14 milyar 282 milyon dolardı. Geçen yıl sonu itibariyle Suriye'nin dış borcu 7 milyar 621 milyon dolar ve Lübnan'ın ise 21 milyar doları aşıyor.

Ticaretin Türkiye lehine olduğu ülkeler

TÜİK verilerine göre, Suriye, Lübnan ve Ürdün ile Türkiye arasındaki ticaret Türkiye lehine görünüyor. Türkiye ve Suriye arasındaki dış ticaret hacmi 2009 yılında 1 milyar 752 milyon 292 bin dolar oldu. Türkiye, 2009 yılında Suriye'ye 1 milyar 424 milyon 611 bin dolar ihracat yaparken, bu ülkeden 327 milyon 681 bin dolar ithalat yaptı.

Türkiye'nin aynı yıl Lübnan ile arasındaki ticaret hacmi 795 milyon 254 bin oldu. Türkiye Lübnan'a 686 milyon 454 bin dolarlık ihracat yaparken, bu ülkeden 108 milyon 800 bin dolarlık ithalat yaptı. Türkiye ve Ürdün arasındaki ticaret geçen yıl 476 milyon 282 bin dolardı. Türkiye, Ürdün'e 455 milyon 928 bin dolar tutarında ihracat yaparken, bu ülkeden ithalatı 20 milyon 354 bin dolar oldu.

Suriye ekonomisi

Suriye ekonomisinin büyümesi küresel ekonomik krizin etkileri nedeniyle geçen yıl azalarak yüzde 1,8 oldu. Şam yönetimi son birkaç yılda, kredi faiz oranlarını düşürmek, özel bankalar açmak, özellikle benzin ve çimento gibi bazı sübvanse edilen malların fiyatlarını yükseltmek ve 2009 yılında faaliyet geçen Şam Borsası dahil ekonomik reformları uygulamaya koydu. Ayrıca şirket sahipliğini teşvik eden ve hükümetin borçlanması amacıyla Hazine tahvili ihracı için Merkez Bankası'na izin verilen kararlara imza atıldı.

Bunlara rağmen ekonomide hükümet kontrolünün ağırlığı mevcudiyetini sürdürürken, petrol üretiminin gerilemesi, yüksek işsizlik oranı, artan bütçe açığı, su arzı üzerinde artan baskılar ve hızlı büyüyen nüfus sorunları devam ediyor.

Tarım ürünleri buğday, arpa, pamuk, mercimek, nohut, zeytin, şeker pancarı, sığır, koyun, kümes hayvanları, yumurta ve sütten, sanayi ürünleri ise petrol, tekstil, işlenmiş gıda, bira, tütün, fosfat, çimento, yağlı tohum ve otomobil montajından oluşuyor.

Ham petrol, maden, petrol ürünleri, meyve ve sebze, lif pamuğu, tekstil, buğday, et ve canlı ihraç eden ülkenin geçen yıl ihracat tutarı 10,13 milyar dolar oldu. Makine ve ulaştırma ekipmanları, elektrik enerjisi teçhizatı, gıda ve çiftlik hayvanı, metal ve metal ürünleri, kimyasal ürünler, plastik, tekstil ipliği ve kağıt ithal eden Suriye'nin geçen yıl ithalat rakamı ise 13,1 milyar dolardı.

 

Lübnan ekonomisi

Serbest piyasa ekonomisi ve güçlü bir liberal ticaret geleneğine sahip Lübnan'da hükümet yabancı yatırımlara açık politika izliyor. Yatırıma açık ülkede bürokratik işlemler, rüşvet, keyfi lisans kararları, yüksek vergiler, gümrük tarifeleri, harçlar, vakti dolmuş yasalar ve zayıf fikri mülkiyet hakları yatırımın önündeki sorunlar olmaya devam ediyor. Lübnan ekonomisinde bankacılık ve turizm gibi hizmetler sektörü önemli yer tutuyor.

Lübnan'da 1975-1990 yıllarındaki iç savaş ekonominin altyapısına ciddi zarar verdi. Bu savaş Lübnan'ın GSYH'sini yarı yarıya azalttı ve ülkenin Orta Doğu'nun ticaret ve finans merkezi olması planını sona erdirdi. İç savaşın sona ermesinden sonra Lübnan fiziksel ve finansal altyapısını yeniden inşa etmek için büyük bölümü içerdeki bankalardan olmak üzere aşırı derecede borçlandı. Şişmiş ulusal borcu azaltmak için Refik Hariri hükümeti 2000 yılında tasarruf programı başlatarak, hükümet harcamaları kontrol altına alındı, gelirler artırıldı ve kamu şirketlerini özelleştirmek için yasa çıkartıldı, ancak ekonomik ve finansal reform girişimleri gecikti ve 2002'de Paris'te düzenlenen konferansta 2 milyar dolardan fazla yardım almasına rağmen kamu borcu büyümesini sürdürdü.

Temmuz-Ağustos 2006'daki İsrail-Hizbullah çatışması altyapıda 3,6 milyar dolarlık bir zarara yol açtı ve uluslararası bağışçı ülkeler toparlanma ve yeniden inşaya yardım için 1 milyar dolar yardım sözü verdi. Uluslararası bağışçı ülkeler Ocak 2007'de Paris'te yeniden toplandı ve Beyrut yönetiminin mali reform ve özelleştirme programında ilerleme sağlanması koşuluyla bütçe desteği ve kalkınma projeleri için Lübnan'a 7,5 milyar dolardan fazla yardımı taahhüt etti. Lübnan'da 18 ay süren siyasi çıkmaz ve ara sıra meydana gelen mezhep ve siyasi çatışmalar Temmuz 2008'de yeni hükümet kuruluncaya kadar özellikle turizm, perakende satışlar ve yatırım olmak üzere ekonomik faaliyete zarar verdi.

Mayıs 2008'deki Doha anlaşmasını takiben sağlanan siyasi istikrar turizmi destekledi ve güçlü bankacılık sektörüyle Lübnan ekonomisi 2009 yılında yüzde 7 büyüme sağladı.

Lübnan'ın tarımsal ürünleri narenciye, üzüm, domates, elma, sebze, patates, zeytin, tütün, koyun ve keçiden, sanayi ürünleri ise işlenmiş gıda, şarap, çimento, tekstil, maden ve kimyasal ürünler, ahşap ve mobilya üretimi ve petrol rafinerisinden oluşuyor. Lübnan'da ayrıca bankacılık, turizm ve mücevher de önemli gelir kalemleri arasında bulunuyor.

Mücevher, kimyasal ürünler, muhtelif tüketim malları, meyve ve sebze, tütün, inşaat malzemeleri, elektrik teçhizatları ve tekstil lifi ihraç eden ülke, geçen yıl 3,5 milyar dolar tutarında ihracat yaptı. Petrol ürünleri, otomobil, tıbbi ürünler, elbise, et ve canlı hayvan, tüketim malları, tekstil ürünleri, tütün, elektrik malzemeleri ve kimyasal ürünler ithal eden ülke, 2009 yılında ithalata 16,25 milyar dolar verdi.

Ürdün ekonomisi

Orta Doğu'nun en küçük ekonomilerinden Ürdün, su, petrol ve diğer doğal kaynaklarının yetersiz olması nedeniyle önemli oranda yabancı yardıma ihtiyaç duyuyor. Ülke yüksek yoksulluk oranı, işsizlik, enflasyon ve büyük bütçe açıklarıyla mücadele ediyor. Kral Abdullah 1999 yılında tahta çıktıktan sonra açık ticaret rejimi, kamu şirketlerinin özelleştirilmesi ve akaryakıta uygulanan sübvansiyonu önemli oranda kaldırmak gibi önemli ekonomik reformları imza attı.

Küresel ekonomik kriz Ürdün ekonomisini durgunluğa iterken, 2009 yılında yabancı yardımın azalması hükümetin bütçe açığını azaltma çabalarını olumsuz etkiledi. Kriz en fazla imalat, madencilik ve ulaştırma gibi ihracata yönelik sektörleri etkiledi. Yabancı yatırımı çekmek ve iç büyümeyi teşvik için kapsamlı vergi indirimleri düşünen Amman yönetimi, bankalardaki mevduata bu yıl sonuna kadar garanti verdi. Ürdün'ün finansal sektörü, deniz aşırı sermaye hareketlerine maruz kalması sınırlı olması nedeniyle görevli olarak finansal krizden ayrıştı.

Ürdün'ün tarımsal ürünleri narenciye, domates, salatalık, zeytin, çilek, çekirdekli meyve, koyun, çiftlik hayvanları ve süt ürünlerinden, sanayi ürünleri ise elbise, suni gübre, tıbbi ilaçlar, potasyum, fosfat, petrol arıtımı, çimento, inorganik kimyasaldan oluşuyor. Ürdün'ün ayrıca turizm gelirleri bulunuyor.

Tekstil, suni gübre, potasyum, fosfat, sebze ve tıbbi ilaç ihraç eden ülkenin geçen yıl ihracat geliri 6 milyar 989 milyon dolar oldu. Ürdün ham petrol, makina, ulaştırma teçhizatı, demir ve tahıl ithalatı için ise 12 milyar 31 milyon dolar ödedi.

Bu konularda ilginizi çekebilir