Türkiye iç denetim kongresi
Şenol TOYGAR / Türkiye İç Denetim Enstitüsü (TİDE) Yönetim Kurulu Bşk.
Kriz ve kongre
Kongreler ve konferanslar, kuru bilimsel ve meslekî etkinlikler olmanın çok ötesinde, hatta daha da fazla, aynı sektörün aktörlerinin birbirlerine görünürlüklerini artıran, böylece iletişimlerini güçlendiren fırsatlardır.
12. İç Denetim Kongresi
Hazırlık safhasında faal katkıda bulunduğum beşinci, TİDE'nin (Türkiye İç Denetim Enstitüsü) organize ettiği 12. Türkiye İç Denetim Kongresi 7 Kasım 2007'de SWISS Otel Beşiktaş'ta bir gün içinde başlayıp bitecektir. Kongremiz, İç denetimin devlet ve özel sektör temsilcileri ve akademisyenler ile uluslararası kuruluşlar tarafından katılımı sağlanan bir oluşumdur.
11 kez yapılmış kongrelerdeki gibi 12'nci kongrenin de oluşturulmasında enstitü yönetimi ve üyelerinden ve dış kaynaklardan oluşan oldukça kalabalık bir ekibin aylar süren çalışmalarının yattığını tahmin edebilme zor olmasa gerek. Arkama dönüp baktığımda, bu kongreler ile ilgili yorgunlukları değil, birçok tatlı hatıra ve heyecanı hatırladığımı itiraf etmek isterim.
Gelişen ve geliştiren
Heyecan, kongre için konuşmacılara, sunuculara ilham verecek bir ana tema tespit toplantılarıyla başlar. Bu toplantılar birkaç kelimeyi bir araya getirmenin ötesinde, hazırlık ekibindeki meslektaşlarımızın gündemi de değerlendirdiği bir beyin fırtınasıdır aynı zamanda. Bu beyin fırtınası, bu sene bizi "Gelişen ve Geliştiren İç Denetim" temasına ulaştırdı.
Aslında fonksiyon olarak bir asrı aşkın geçmişi olan 'iç denetim', 13 yıldır TİDE'nin ısrarlı, yorulmak bilmez kurumsal katkılarıyla Türkiye'deki çağdaşlaşmasını anlamlı bir seviyeye çıkarttı. Bazen mevcudu çağın gerektirdiği ihtiyaçları karşılayacak şekilde dönüştürmek, eskiyi atıp yeniyi yaratmaktan zordur. İşte, TİDE'nin 13 yılda başardığı, büyük maddi ve manevi güç isteyen bu gelişme yönündeki dönüştürme işidir. TİDE'nin bu katkılarıyla, meslekî konular önce doğru şekilde tartışılır hâle gelmiş, bu sağlıklı tartışmalar mesleğin gelişimine ivme kazandırmıştır.
İşletmelerin motor gücü
Kurum içinde, risk yönetimi, yönetişim ve kontrol süreçlerini, kısaca bir kurumu, bir şirketi kurum yapan, şirket yapan tüm süreçlerini, etkinlik ve verimlilik odaklı bir bakışla geliştirmek hususunda en büyük motor güç yine 'iç denetim' olmuştur. İç denetim fonksiyonunun yeterince işlemediği bir ortamda toplumun ne tür bedeller ödeyebileceğini hiç de uzak olmayan bir geçmişte gerek ülkemizdeki, gerekse ABD ve AB'deki şirket skandalları ile öğrendik. Bugün ise gerek "iç denetime", gerekse "iç denetimin" kurumlara ve olaylara yaklaşımındaki büyük iyileşme ve gelişmeler sayesinde, geleceğe daha güvenle bakabiliyoruz.
Kurumların karşılaştığı riskleri, tanımlamasına, anlamasına, yönetmesine ve azaltmasına yardım etmede iç denetçilerin kilit bir rolü vardır. Özellikle kriz zamanlarında, iç denetimin kurumların öğrenme sürecine kattıkları değer ve krizi fırsata çevirme konusunda gösterdikleri yol daha belirgin hâle gelmektedir. Kriz zamanında şirket (kurumu zor duruma sokan koşullar nedeni ile) risk yönetiminin, kontrol süreçlerinin ve yönetişiminin zayıf olan taraflarını tecrübe ile öğrenir ve iç denetimin vermiş olduğu güvence ve danışmanlık hizmetinin gerçek değeri anlaşılır hâle gelir.
Riski görme yeteneği
Toz duman ortadan kaltığında ilk yapılması gerekenlerden biri, "tüm iç denetim değerlendirmelerinde neler dikkate alınmış olsaydı bu durumdan daha az hasar ile çıkılırdı?" sorusunun cevabını ortaya çıkartıp bir değerlendirme yapmak olmalıdır. İşte bu geliştiren iç denetimin en güzel örneğidir.
Daha az hasar için iç denetim
Diğer taraftan, "iç denetim birimi" de kendini değerlendirip, "daha farklı ne yapılsa idi, iç denetim, kurumun krizden daha az hasarla çıkmasını sağlardı?" sorusuna cevap arayarak "gelişen iç denetim" kavramına yol bulmalıdır.
12. Türkiye İç Denetim Kongresi, iç denetimin nasıl geliştiğinin ve neleri nasıl geliştirdiğinin nitelikli bir muhasebesine sahne olacaktır. Sektörün önde gelen profesyonellerinin sunumları ve tartışmaları, tüm meslektaşlarımız için ufuk açıcı ve yol gösterici olacaktır.
Kâr etme hedefinin çok ötesinde bir idealistlikle bu tür faaliyetleri destekleme vizyonlarıyla her zaman gurur duyduğumuz "sponsor kurumlarımız" ayrı bir teşekkürü hak ediyor.
Denetçilerimizin yılda bir defa yaşadığımız bu meslekî heyecanı bizimle paylaşmaları, havada gri bulutların dolaştığı bugünlerde geleceğe bakışımızdaki iyimserliği daha da güçlendirecektir.