Türkiye küresel krizde yabancıların gözdesi oldu
Yabancıların gayrimenkul alımı ve yabancı ortaktan kredi kullanımı da dahil 2011 yılında Türkiye'ye net uluslar arası doğrudan sermaye girişi yüzde 74.1 artarak 15 milyar 732 milyon dolara ulaştı.
Naki BAKIR
ANKARA - Bazı Avrupa ülkelerinde devam eden krizler nedeniyle küresel ekonomide kırılganlığın devam ettiği 2011 yılında, uluslararası sermayenin Türkiye'ye yönelik doğrudan yatırımlarında hızlı bir artış yaşandı. Yabancıların gayrimenkul alımları ve şirketlerin yabancı ortaktan kredi kullanımları da dahil 2011 yılında gerçekleşen net uluslararası doğrudan sermaye girişi yüzde 74.1 artarak 16 milyar dolara yaklaştı.
DÜNYA'nın Merkez Bankası ödemeler dengesi verilerinden yaptığı hesaplamaya göre yabancılar, geçen yıl doğrudan yatırımları için Türkiye'ye 15 milyar 703 milyon dolar sermaye getirdi. Gelen tutar önceki yıla göre yüzde 151.7 artış gösterdi. Geçen yıl yabancı sermaye doğrudan yatırımlarında 1 milyar 991 milyon dolarlık da çıkış yaşandı. Böylece bu kapsamdaki yabancı sermaye girişinin neti, yüzde 121.1 artışla 13 milyar 712 milyon dolar oldu. Geçen yıl yabancıların gayrimenkul alımları ise yüzde 19.3 azalarak 2 milyar 13 milyon dolara, yabancı sermayeli firmaların dış ortaklarından kullandığı kredi miktarı da yüzde 97.9 azalarak 7 milyon dolara geriledi. Bu gelişmelerle doğrudan yabancı sermayede yıllık toplam net giriş yüzde 74.1 artışla 15 milyar 732 milyon dolar olarak gerçekleşti.
Net fiili giriş 13.4 milyar dolar
2011'de Türk yatırımcılar da yurt dışındaki yatırımları için 2 milyar 505 milyon dolar sermaye transfer ettiler. Bu tutar önceki yıla göre yüzde 37.4 artış gösterdi. Geçen yıl yurt dışındaki doğrudan yatırımlarından Türkiye'ye 193 milyon dolarlık transfer de gerçekleştiren Türk girişimcilerin, net doğrudan sermaye ihracı önceki yıla göre yüzde 37.4 artışla 2 milyar 312 milyon dolar oldu.
Türklerin doğrudan yatırım için yurt dışına aktardığı sermaye ile indirgendiğinde doğrudan yatırımlar cephesinde yıllık net fiili girişin 13 milyar 420 milyon dolar olduğu belirlendi. Söz konusu tutar 2010 yılındaki net girişin yüzde 77.2 üzerinde gerçekleşti. 2010 yılında doğrudan yatırımlar kapsamında Türkiye'ye net fiili sermaye girişi 7 milyar 574 milyon dolar düzeyinde gerçekleşmişti.
Son üç yılın en iyisi
2011 yılında 13 milyar 420 milyon dolar olan "net" uluslar arası doğrudan yatırım tutarının, son üç yılın en yüksek düzeyinde gerçekleştiği belirlendi.
Türklerin yurt dışına doğrudan yatırımları düşüldüğünde 2002 yılında 1 milyar doların altında kalan net giriş, özellikle AB'den müzakere tarihinin alındığı 2005 yılda rekor bir artışla 9 milyar dolara, izleyen yıl ise 20 milyar dolara yaklaşmıştı. 2007 yılında da 19 milyar 941 milyon dolarla, tarihi rekorunu kıran net giriş, küresel ekonomide krizin başladığı 2008'de 17 milyar doların altına, krizin derinleştiği 2009'da ise 7 milyar doların altına inmiş, 2010'da da 7 milyar 574 milyon dolar olarak gerçekleşmişti.
2011'de, küresel ekonomide devam eden istikrarsızlık ve kırılganlığı rağmen, Türkiye'nin kaydettiği net uluslar arası doğrudan yatırım hacminin iki yıl aradan sonra yeniden ve açık farkla 10 milyar doların üzerine çıktığı dikkati çekti.
Yabancının gözdesi bankacılık
Geçen yıl gerçekleşen brüt 15 milyar 703 milyon dolarlık doğrudan yabancı sermaye girişinde en büyük payı 7 milyar 923 milyon dolarla hizmetler sektörü alırken, bunun da 5 milyar 900 milyon dolarla büyük bölümünün bankacılık ve diğer mali aracı kuruluş faaliyetlerine yönelik olduğu belirlendi. Bu sektöre yönelik yabancı sermaye girişi önceki yıla göre yüzde 272.5 artış gösterdi.
Doğrudan yabancı sermaye girişinde hizmetleri 7 milyar 749 milyon dolarla sınai sektörler izledi. Toplam yabancı sermaye girişinin yüzde 171 arttığı bu sektörde elektrik, gaz, buhar, sıcak su üretimi ve dağıtımını içeren enerji sektörüne 4 milyar 246 milyon, imalat sanayiine 3 milyar 355 milyon dolar, madencilik ve taşocakçılığına ise 148 milyon dolarlık bir giriş yaşandı. Önceki yıla göre doğrudan yabancı sermaye girişleri enerjide yüzde 134, imalat sanayiinde yüzde 271 artarken, madencilikteki artış yüzde 6.5 düzeyinde kaldı.
Yabancı yatırımcıların en az ilgi gösterdiği sektöre olan tarıma yönelik yatırım eğiliminin giderek daha da düştüğü gözlendi. Geçen yıl tarım sektörüne yönelik toplam uluslar arası doğrudan yatırım tutarı yüzde 62 azalarak 31 milyon dolara geriledi.
En çok yatırım AB ülkelerinden
Finansal krizle boğuşan AB ülkeleri, Türkiye'ye yönelik doğrudan yatırımlardan en fazla payı almaya devam etti. Geçen yıl gerçekleşen 15 milyar 703 milyon dolarlık doğrudan sermaye girişinin 12 milyar 191 milyon dolarla yüzde 77.6'sının 26 AB ülkesine ait olduğu belirlendi. Ülke bazında en fazla sermayeyi ise 2 milyar 235 milyon dolarla Avusturyalılar getirdi. Bunu, 2 milyar 230 milyon dolarla İspanyol, 1 milyar 573 milyon dolarla Hollanda, 1 milyar 474 milyon dolarla Belçika ve 1 milyar 403 milyon dolarla ABD sermayesi izledi. Azerbaycan, Fransa, İngiltere, Rusya ve Almanya en çok doğrudan sermaye gelen on ülke arasında yer aldı. On ülkeden gelen tutar 13 milyar 339 milyon dolarla toplam girişin yüzde 85'ini oluşturdu.
Türkler en çok Fransa'ya yatırım yaptı
Türkler geçen yıl yurt dışında en çok yatırımı 596 milyon dolarla ulaştırma, haberleşme, depolama sektörüne yaptı.
Türk girişimcilerin doğrudan yatırımları kapsamındaki sermaye ihracında ise en büyük payı 530 milyon dolarla Fransa aldı. Hollanda 498 milyon dolarla ikinci, Azerbaycan 296 milyon dolarla üçüncü sırada yer aldı. Bu ülkeleri, 151 milyon dolarla İsviçre ve 101 milyon dolarla Lüksemburg izledi. Almanya 91 milyon, Rusya 90 milyon, Kazakistan 78 milyon, Makedonya 69 milyon, Polonya 46 milyon dolarla en fazla sermaye ihraç edilen ilk on ülke arasında yer aldı.
2012'de beklenti 12-15 milyar dolar
Bir süre önce 2012 yılı doğrudan uluslar arası sermaye beklentisini açıklayan Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED) bu yıl 12-15 milyar dolar arasında bir giriş bekliyor. 2012'de beklenen yatırımların ağırlıkla enerji, sağlık, otomotiv sektörlerine yönelik olacağı öngörülüyor. Ancak Türkiye'ye yönelik yatırımların küresel gelişmelerden etkileneceği belirtiliyor. Ekonomi yönetiminde, küresel kırılganlığın arttığı 2011'in ikinci yarısındaki performansın devam ettirilmesi durumunda, uluslar arası yatırımların gelmeye devam edeceği ifade ediliyor.