'Türkiye OHAL’i bırakarak, olağan hukuka geri dönmeli'

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik, Türkiye’nin en kısa sürede OHAL’i geride bırakarak, olağan devlet hukukuna geri dönmesi gerektiğini söyledi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Sedat ALP

Ege Genç İşamları Derneği’nin (EGİAD) 74. Ege Toplantısı’nda konuşan Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik, 15 Temmuz darbe girişiminin zorunlu kıldığı OHAL’in, en kısa sürede, hatta bu 3 ayın sonunda, geride bırakılarak olağan devlet hukukuna geri dönülmesini istedi. Bilecik, “Eğer açık toplum olamazsak, özgürlükleri güvence altına alamazsak, bu rekabet yarışında hak ettiğimiz yerde olamayız” uyarısında bulundu.

Rereferanduma yönelik değerlendirmede de bulunan Bilecik, seçim güvenliğinin işleyen bir demokrasinin olmazsa olmazı olduğunu vurgulayarak, “Türkiye’nin geçmişten bu yana gerçekleştirdiği seçimlerle ilgili sahip olduğu olumlu karnenin kesinlikle değişmemesi gerekiyordu. Tarihimizin en önemli seçimlerinden birininin seçim güvenliği anlamında zedelenmesi üzücü oldu. Daha önümüzde onlarca seçim olacak. Ama oluşacak şüphe, seçimlerden bile daha önemli olacak. Böyle bir mirasa sahip olduk. Umarım bu önümüzdeki günlerde farklı bir değişime uğrar” diye konuştu.

Yapısal reformlar için 18 ay var

Türkiye’nin önünde somut bir reform gündemi olduğunu, demokrasi, ekonomi ve Avrupa Birliği’nin bu gündemin ana konuları olduğunu kaydeden Bilecik, “Referandum süresinde siyasi üslubun sürdürülebilir olmadığını gördük. Bu söylemlerin yapısal reformların hayata geçmesine engel olduğunu her zaman söyledik. Son 4 yılda bir seçimden bir diğer seçime koşmak, başta iş insanları olmak üzere hepimizi yordu. Aynı maddelerin tekrar tekrar gündeme getirilmesiyle ‘yapısal reform’ kelimesinin bile içi neredeyse boşaltılmak üzere” dedi.

Türkiye’nin atılıma geçmek için artık beklemeye tahammülü olmadığını açıklayan Bilecik, “Hemen yola koyulsak bile önümüzde tam 18 aylık bir reform aralığı bulunuyor. Eğer bu dönemi de 2019 seçim sirkülasyonu ile geçirirsek Türkiye ekonomisi kalkınma yarışında gerçekten çok kan kaybeder ve neredeyse toparlanmamız imkansız hale gelir. Onun için bizim yapısal reformları belki de öncelikli eylem olarak masanın üzerine ve Türkiye’nin gündemine oturtmak şart. TÜSİAD bu konuda her türlü desteği sunmaya hazır” diye konuştu.

Hukuk ülkesi olmak elzem

Erol Bilecik, hukuk, demokrasi ve özgürlükler ülkesi olmanın Türkiye’nin ulusal çıkarları için elzem olduğunu savunarak, “Bu hedefl er için alınması gereken tedbirler açık. 15 Temmuz darbe girişiminin zorunlu kıldığı OHAL, en kısa sürede, hatta bu 3 ayın sonunda, geride bırakılarak olağan devlet hukukuna geri dönülmeli. Eğer açık toplum olamazsak, özgürlükleri güvence altına alamazsak, bu rekabet yarışında hak ettiğimiz yerde olamayız. Kamu yönetiminde liyakat kriterleri tavizsiz uygulanmalı ve hesap verebilirlik muhakkak sağlanmalı. Yargı erkinin bağımsızlığı ve tarafsızlığı konusunda toplumun tüm kesimlerini kapsayacak düzenlemeler yapılmalı. Artık yüzde 10 seçim barajının, istikrar adına korunmasının da çok amacı kalmadı. Dolayısıyla parlamentomuz azami temsilin sağlanacağı bir seçim sistemi ile oluşmalı. İnsan hakları özellikle uygulamada geliştirilmeli” diye konuştu.

Enflasyon %5’in altına indirilmeli Dünya ekonomisinin geçtiği belirsizlik atmosferinde, ekonomi önemli ristkler altında bulunuyor diyen Bilecik, “ Ekonomik büyümeye geri dönüş önemli. Talep yönlü politikalar üretmek yerine, verimlilik artışını destekleyen uzun vadeli reformlarla ancak biz bu tuzaktan çıkabileceğiz. Kısa vadede makro istikrarın sağlanabilmesi için enflasyonun yüzde 5’in altına hızla ve kalıcı bir şekilde indirilmesi için alınacak önlemleri TÜSİAD olarak ilk günden bu yana söylüyoruz. Bu gün gerçekten kamudaki hastalığın temel sebebi enflasyon. Önce enflasyon, ardından büyüme ve ardından daha müreff eh bir ülke gelecektir” dedi.

AB karşıtlığı çıkarımıza değil

Tüm iş dünyasının AB ile üyelik sürecinin devamından yana olduğunu ve referandum sürecinde artan batı ve Avrupa karşıtı söylemin Türkiye’nin çıkarına olmadığını ifade eden Bilecik, şunları söyledi: “İdam cezasını kaldırdık. Şimdi başka bir şey söylemek Türkiye için uygun bir pozisyon değil ve kayg verici. Özellikle gittikçe artan batı ve AB karşıtı söylemler üzüntü verici. Sadece üyelik süreci gereği değil ülkemiz insanlarının hak ve özgürlüklerini ileri götürmek için yapılmış reformları geriye götürmek bile bu kutuplaşmayı daha da arttırmaktan başka işe yaramaz. Türkiye’nin dahil olduğu Kopenhag kriterlerinin geriye düşmesi, kurucusu olduğu Avrupa Konseyi’nde de gücümüzü azaltacaktır.”

‘Değişim için anahtar kelime kurum içi girişim’

TÜSİAD’ın Kurum İçi Girişimcilik Buluşmaları’nın İstanbul dışındaki ilk etkinliği Ege Genç İşadamları Derneği (EGİAD) işbirliğiyle İzmir’de gerçekleştirildi. Etkinliğe katılan panelistler dünyada iş yapış şekillerinin ve tüketici beklentilerinin hızla değiştiğini, buna ayak uyduramayan kurumların da ayakta kalamayacağını dile getirdiler. Etkinliğin açılış konuşmasında şirketlerin, devamlılık ve kurumsal dayanıklılıklarını artırabilmeleri için, inovasyon ve girişimcilik ruhunu organizasyonların katmanlarına yayması ve iş yapış biçimlerinin daha dinamik bir yapıya kavuşturması gerektiğine dikkat çeken EGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Buğra İlter, “Bundan 50 yıl önce Fortune 500 listesinde yer alan şirketlerin yaklaşık yüzde 90’ı bugün faaliyette değil. Değişim yönetimini planlamayan, girişimcilik ve inovasyon ruhunu kurum içinde desteklemeyen, iş yapış biçimlerini kurumsal ve dinamik bir yapıya kavuşturamayan şirketlerin, yok olma tehdidi ile karşı karşıya olduğunu görüyoruz. Şirketlerin değişim yönetimini gerçekleştirebilmek için yeni jenerasyonların kendine has özelliklerini de göz önünde bulundurarak, artık daha insan odaklı ve yenilikçi yönetim stratejileri ile hareket etmeleri lazım” dedi.