”Türkiye'de medeni tartışma ortamı oluşturulmalı”
Çiçek, Ankara Sanayi Odası'nın Meclis Toplantısı'nda konuştu
ANKARA - Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Türkiye'de evvela medeni bir tartışma ortamının oluşturulması gerektiğini belirterek, sorumluluk noktalarının çok iyi belirlenmesi gerektiğini söyledi.
Çiçek, Ankara Sanayi Odası'nın (ASO) Meclis Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Türkiye'de geçici gündem maddelerinin bulunduğunu kaydederek, bu gündem maddelerinin konjonktürel olduğunu ve bazen bir gün, bazen bir hafta, bazen de bir ay sürdüğünü belirtti. Konunun belli bir süre konuşulduktan sonra ya konunun kendisinin gündemden kalktığını ya konunun artık cazip olmadığını ya da medya açısından gündemde tutmakta bir fayda olmaması nedeniyle gündemden kalktığını anlatarak, şöyle devam etti:
"Bir de belli aylara mahsus bir gündem olur. Mesela, Ramazan ayında ayrı bir gündem vardır. Her sene gelir gider, kara bulut gibi. Her ramazanda bir Ali Kalkancı, bir Müslüm Gündüz işlerini yaşadık ama bu ramazan niye gündeme gelmedi doğrusu, buna ben de hayret ettim. Şimdi bunları konuşuruz, ederiz ama bir yere de bağlamadan. Neden var, niçin var, bu işleri konuştuk da ne oldu, niye gündeme geldi?
Esas itibariyle, bizim ülkenin esas gündemine bakmamız lazım. Peki öbür gündemler neden geliyor? Biraz o işlere de ilgi duyuyoruz galiba. O tür işleri konuşmakta da bir şey mi görüyoruz, kendi yönümüzden bir rahatlama mıdır nedir? O işlerde arz talep meselesi. İlgi duydukça da onlar geliyor, beriki konular biraz gündem dışında kalıyor.
Konuyu konuşacaksak, tartışacaksak herkesin görev, yetki ve sorumluluğunu bilerek tartışması lazım ki bir yere varalım. Aksi halde, karanlığa kurşun sıkmış oluruz. Aşağı mahallenin muhtarının yapacağı işi, yukarı mahallenin muhtarından umut etmeye çalışırız. Halbuki o aşağıdan sorumlu, yukarısı başka. Bugün dahi tartıştığımız konularda böyle. Mesele böyle olunca da kim kimi suçluyor, sorumlu kim, bu işin faili kim, böyle tartışmakla ne elde ediyoruz? Evvela şu tartışma üslubumuzu bir değerlendirme konusu yapmış olsaydık belki, zaman zaman yaşadığımız gerginliklere ve bunun ortaya koyduğu olumsuz sonuçlara hiç birimiz ve bizim toplumumuzda muhatap olmazdı."
"Yargı bağımsız olmalı"
Çiçek, Türkiye'de tartışılan konular arasında yargı bağımsızlığının bulunduğunu söyledi ve "yargıya hükümetin müdahale etmemesi gerektiği, yargının bağımsız, müstakil olması gerektiği ve hiç kimsenin karışmaması gerektiğinin" ifade edildiğini ve bu söylenenlerin doğru olduğunu kaydetti.
"Peki yargı bağımsızlığını gölgeleyen ne var?" diyen Çiçek, şöyle devam etti:
"Adalet Bakanı, Kurulun Başkanı, Müsteşar da oranın üyesi. En önemli yargı bağımsızlığına gölge düşürdüğü iddia edilen konu bu. Yargı bağımsız olacak, doğru olan da budur. Hiç kimseden telkin ve tavsiye almadan hukuktan ve kendi vicdanından talimat alarak, suç teşkil eden bir şey varsa kendisi el koyacak, kendisi soruşturacak."
"Türk insanı ihracat yapmayı öğrendi"
Dünyadaki tablo ne kadar kötü olsa da gelecek bakımından iyimser olduğunu söyleyen Çiçek, Türk insanının ihracat yapmayı öğrendiğini ifade etti.
Çiçek, Türkiye'nin esas gündem maddesinin ekonomi olduğunu belirterek, demokrasinin kalitesinin de bir ülkenin ekonomik gücü ile doğru orantılı olduğunu kaydetti. Bir ülkenin dış politikasındaki etkinliğinin en önemli faktörlerinden bir tanesinin de ekonomik gücü olduğuna dikkat çeken Çiçek, başta terör olmak üzere içeride yaşanan sorunların da ekonomi ile ciddi ölçüde bağlantısının bulunduğunu söyledi.
Ekonomi konusunun dünyanın en gelişmiş ülkelerinin de değişmez gündem maddesi olduğunu kaydeden Çiçek, "Ekonomi meselesini hem meslek örgütleri olarak, hem devlet ve hükümetler olarak en öncelikli mesele olarak önümüzde tutmalıyız. Özellikle şu dönemlerde. Dünyada bir ekonomik kriz yaşanıyor, onunla ilgili çok değişik nitelemeler var. 1929 buhranından sonra dünyanın karşılaştığı en önemli buhran deniyor" dedi.
Türkiye ekonomisinin yüzde 50'sinin kayıt dışı olduğunu ifade eden Çiçek, böyle bir rakamın bir Avrupa ülkesinde olamayacağını, çünkü söz konusu ülkelerde vatandaşlık bilincinin çok daha yüksek olduğunu söyledi.
Çiçek, Türkiye'de yolsuzluk konusunda da sorunların bulunduğunu ve bu konunun da vatandaşlık bilinci ile çözümlenebileceğini belirterek, "Bazı işleri derli toplu, daha düzgün hale getireceksek, hepimize düşen görevler var" dedi.
"Devlet krizin kapısından döndü"
Türkiye'nin 2008 yılında, bir devlet krizinin kapısından döndüğünü belirten Çiçek, şöyle devam etti:
"Neden? 6 ay süren bir kapatma davası her işi rölantiye almıştır. Dur bakalım ne olacak? Hem dışarıda, hem içeride. Yıkılacak duvarın altına kimse oturmasın. Türkiye 2008'de yıkılacak duvar görüntüsü vermiştir.
Bir güvenlik toplantısına gidiyorsunuz, bir ülkeye, konuşacağınız konular güvenlik ile ilgili. Daha ilk görüşmede, ikinci soru, Türkiye nereye gidiyor, partinizin durumu nedir diye sorulduğunda görüşmenin ondan sonraki kısmının hiçbir anlamı yok. Adam size (Ya arkadaş ben seninle bazı işleri konuşacağım ama sen kaç yıl daha iş başındasın, iş başında kalacak mısın, kalmayacak mısın? Siz var mısınız, yok musunuz?) Bunu soruyor. Ben bunları yaşadım, 6 ay bu iş nereye gidiyor. Türkiye'nin 6 ayı çok önemliydi. Bunun ekonomiye, siyasete getirdiği sıkıntıyı iyi tahlil etmemiz lazım. Bu ülkede iktidar değişimleri olacaksa, demokrasi yolundan olmalı, bir iş yapılacaksa hukuk çerçevesinden yapılmalı, olmalı, bitmeli ve biz bu işleri daha fazla gündemde tutmamalıyız. İkide bir Türkiye bu türlü yanlışlara düşmemelidir. İçinde yaşadığımız, yaşamakta olduğumuz siyasi bunalımlar, çatışmalar gerginlikler ekonomiye ciddi ölçüde olumsuz tesir ediyor."
Çiçek, yasaları değiştirdiklerini ve değiştirmeye devam ettiklerini belirterek, problemin çoğu zaman yasalardan değil insanlardan kaynaklandığını söyledi ve şöyle konuştu:
"TBMM bir kanun fabrikasına dönüştü. Niye her türlü eksikliği, insandan kaynaklanan eksikliği bile yasayla çözmeye çalışıyoruz. Halbuki bu yasaları bu kadar değiştirmeye gerek yok. Onun için Türkiye'nin temel sıkıntılarından bir tanesi buradan kaynaklanıyor, insan. Türkiye'nin eğitim problemi var, en temel problemi. Ekonomideki bir kısım maliyetlerin, rekabete olumsuz katkı sağlayan faktörlerin başında kendi insanımızı yeteri kadar eğitememiş olmak."