Türkiye'deki ekonomik program çok güçlü

Avrupa’daki borç krizinin Türkiye'nin ihracatını ve yabancı yatırımı etkileyebileceğini belirten Dünya Bankası Başkanı Zoellick, "Ancak ben inanıyorum ki Türkiye'deki ekonomik program çok güçlü" dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - Dünya Bankası Başkanı Robert B. Zoellick, Avrupa ekonomisindeki gelişmeler nedeniyle bölgede büyümenin yavaşladığını, bunun Türkiye'nin ihracatını ve ülkeye gelen yabancı doğrudan yatırımı etkileyebileceğini belirterek, "Ancak ben inanıyorum ki Türkiye'deki ekonomik program çok güçlü" dedi.

Zoellick, IMF'nin Türkiye için 2012'de yüzde 2,5'luk büyüme tahminine ilişkin de soruyu yönelten kişinin rakamları karıştırmış olabileceğini, kimsenin Türkiye'ye yönelik sadece yüzde 2,5'luk büyüme tahmininde bulunabileceğini zannetmediğini söyledi.

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ile Dünya Bankası Başkanı Robert Zoellick görüşme yaptı. Görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.

Zoellick, küresel ekonomideki gelişmelerle ilgili soru üzerine, bugünkü görüşmede Türkiye'nin kriz başladığı süreçte aldığı tedbirleri konuştuklarını söyledi. Türkiye'de ve diğer bazı önemli yükselen piyasalarda son derece hızlı bir toparlanma süreci görüldüğünü, Avrupa, ABD ve Japonya gibi ülkelerde özellikle devlet borcu ve işsizlik konularında ciddi sorunların devam ettiğini anlattı.

Bu durumun küresel toparlanmayı biraz zorlaştırdığını, emtiya, enerji fiyatları, ihracat kaynağı gibi başka faktörlerinde de dikkate alınması gerektiğini ifade eden Zoellick, şöyle devam etti:

"Ama kanımca, biz yaptığımız kısa görüşmede olsun daha önce paylaştığımız raporlarda olsun şunu biliyoruz ki; Türkiye çok önemli bir ülke.

Avrupa Birliği'nde büyüme yavaşlamış durumda, bu ihracatı azaltabilir, bu, Türkiye'ye gelen doğrudan yabancı yatırımları etkileyebilir. Ancak ben inanıyorum ki Türkiye'deki ekonomik program çok güçlü. Çünkü bir taraftan hem bu yılın meselelerine odaklanıyor öte yandan stratejik bir yaklaşımla ekonominin yeniden yapılandırılmasına odaklanıyor."

Zoellick, Türkiye'nin 2002'den bu yana çok önemli yapısal reformları hayata geçirdiğini belirterek,bugünkü ziyaretinin amaçlarından birinin de Türkiye'nin bundan sonra nereye gitmek istediğini görüşmek olduğunu söyledi.

"Türkiye örnek olabilir"

Bir gazetecinin Türkiye'nin son dönemde kendi özgün tedbirleriyle başarı yakalamasına işaret ederek, "Uluslararası kuruluşların Türkiye örneğinden çıkarması gereken dersler olduğunu düşünüyor musunuz?" sorusu yöneltmesi üzerine Zoellick, "Evet, Türkiye bir örnek olabilir" karşılığını verdi.

Zoellick, şöyle devam etti:

"Özellikle Mısır'da başlayan Arap baharı sonrasında yeni seslerin duyulabilmesi için bir forum başlattık. Ve yapılan çalışmalarda bazılarının Türkiye'ye ilgi duyduğunu gördük. Elbetteki bir ülkedeki uygulamaları direk alıp başka bir ülkeye karbon kağıdıyla kopyalayamazsınız.

Uluslararası kuruluşların elbette öğrendiği şeyler var. İnsanlar başka ülkelerin deneyimlerinden bir çok şey öğrenebilirler. Ama her bir ülke için durumu, o ülkenin özel şartlarına uygun biçimde yapılandırmanız da gerekiyor."

Ziyaretinin 2 temel unsuru olduğunu kaydeden Zoellick, bunlardan birincisinin Türkiye'nin amaçlarına ulaşma noktasında neler yapabileceğini konuşmak ve bu anlamda yardımcı olabilecekleri alanları görmek olduğunu anımsattı. İkinci amacın da Türkiye'nin büyümeye çalışan ülkeler için destekleyici rol üstlenirken, Dünya Bankası'nın Türkiye ile hangi alanda işbirliği yapabileceğini saptamak olduğunu ifade eden Zoellick, Türkiye'nin küresel ve bölgesel anlamda önem taşıdığının altını çizdi.

"Yüzde 2,5'luk büyüme tahmini olabileceğini sanmıyorum"

IMF'nin G 20 ülkeleriyle ilgili raporunda, "Türkiye'nin 2011 için büyüme tahminini yüzde 8,7, 2012 için ise yüzde 2,5 olarak belirlediği" belirterek, görüşünü sorması üzerine Zoellick, muhabirin rakamları karıştırmış olabileceğini kaydetti.

Zoellick, kimsenin Türkiye için 2012'de sadece yüzde 2,5'luk büyüme tahmininde bulunacağını zannetmediğini söyledi.

Babacan: Olumsuz senaryolara da hazır olmamız gerekir

Bir gazetecinin bugünkü görüşmede Avrupa'daki kriz, küresel ekonomik krize ilişkin yapılabilecek ya da düşünülen bir formül olup olmadığının sorulması üzerine Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, bugünkü görüşmede ağırlık olarak Dünya Bankası ile önümüzdeki dönemde üzerinde çalışacakları konuları ve 3'üncü ülkelerde beraberce neler yapılabileceğinin konuşulduğunu söyledi.

Babacan, önümüzdeki dönemde ekonomik programı, Orta Vadeli Programı hazırlarken, dünyada ve Avrupa'daki konjonktürün de dikkate alınması gerektiği üzerinde durduklarını ifade etti.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Bülent Gedikli'nin "krizin kapıda olduğu ve eldeki paranın harcanmamasına" yönelik bazı değerlendirmelerine nasıl baktığının sorulması üzerine de Babacan, "Önemli olan şudur umuyoruz ki  Avrupa'da doğru kararlar alınır. Umuyoruz ki ABD'de bu borçlanma limitiyle ilgili siyasi sorun aşılır. Bunlar eğer çözülürse sorun yok, ama problemler olduğu halde, sorunlar çözülemediği takdirde de olumsuz senaryolara da hazır olmamız gerekir" diye konuştu.

 

Bu konularda ilginizi çekebilir