Türkiye'nin aktif dış politikasına övgü
Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu toplantısında, "Türkiye, bir özgüvene ulaşmış durumda" değerlendirmesi yapıldı
TBMM - Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu toplantısında, Türkiye'nin aktif dış politikası övgü aldı.
Toplantının "Güney Kafkaslar ve Orta Doğu'daki Son Gelişmeler" oturumunda söz alan Avrupa için Demokratlar ve Liberaller İttifak Grubu Üyesi Andrew Duff, Türkiye'yi, izlediği proaktif dış politika nedeniyle kutlayarak, Ankara ve İstanbul'un bu konuda merkez durumuna geldiğini söyledi. Duff, "Türkiye, bir özgüvene ulaşmış durumda. Bunu Cumhuriyet'in kuruluşundan beri göremiyorduk" dedi.
Türkiye'nin son zamanlarda İsrail'e karşı daha eleştirel yaklaşım içinde olduğunu ileri süren Duff, "Bu, tam zamanında ve önemli bir değişikliktir. Bu, Obama'nın girişimlerini de destekleyici mahiyettedir. Bu, barış görüşmelerine ciddiyet kazandıracaktır" görüşünü savundu.
Kıbrıs sorununa çözüm bulunamaması halinde Doğu Akdeniz'in güvensizlik ve istikrarsızlık bölgesi olacağını ifade eden Duff, bunun da AB politikalarını zayıflatıcı bir unsur olacağını kaydetti.
Protokoller
TBMM AB uyum Komisyonu Başkanı Yaşar Yakış da Türkiye ile Ermenistan arasında imzalanan protokollere işaret ederek, Yukarı Karabağ sorununun çözülememesi halinde Türkiye'deki siyasi yönetimin bunları Meclisten geçirmekte zorlanacağını ifade etti.
Güney Akım ve Nabucco projelerinin birbirine rakip olmadığını anlatan Yakış, "Türkiye, Rusya'ya sadece araştırma izni vermiştir. Ruslar ne söylerse söylesin. 5 Nabucco, 5 Güney Akım olsa bile, bu AB'nin ihtiyacını karşılamaz" dedi.
Türkiye'nin Orta Doğu'ya barış, dostluk ve istikrar getirmek, demokrasiyi güçlendirmek istediğini belirten Yakış, bunun takdir edilmesini istedi. Yakış, "İran ile mükemmel değil ama iyi ilişkilerimiz var. Çünkü İran'da 25 milyon Türkçe konuşan Azeri Türkü var. Türkiye'deki laik rejim ve nükleer program konusunda İran ile aynı fikirde olamasak da iyi ilişkiler kurmak ve dost olmamız önemlidir. Türkiye, batıdan uzaklaşmıyor. Uzun zamandır yapması gerekeni yapıyor. Çünkü Türkiye, çeşitli nedenlerle Orta Doğu'ya sırtını çevirmişti. Türkiye'nin bölge ülkeleriyle ilişkileri geliştikçe AB tarafından da ciddiye alınacaktır" diye konuştu.
Türkiye'nin, bazı AB üyesi ülkelerin ve liderlerinin söylemlerini değil, AB yetkililerini muhatap aldığını anlatan Yakış, ancak olumsuz bazı söylemlerin Türkiye kamuoyunu büyük hayal kırıklığına uğrattığını ve milliyetçilik duygularını yükselttiğini, bundan da bazı siyasi partilerin rant elde etmeye çalıştığını söyledi.
"Türk askeri takdir edilmeli"
AB'deki Demokratlar ve Sosyalistler İttifakı Grubu Üyesi Richard Howitt ise Gazze'deki durumla ilgili olarak İsrail ile ortaklık anlaşması yapmayı askıya aldıklarını, barış görüşmelerini ve Filistin yönetimini desteklediklerini ifade ederek, Orta Doğu'nun barışa kavuşmasını ve nükleer silahlardan arındırılmasını istediklerini kaydetti.
Howitt, "Türkiye'nin İsrail ile ilişkilerinde bir dönüm noktası yaşandığını görüyoruz. İran'ın dostu olmanızda hiçbir sakınca yok. Ama nükleer silahların yayılmasını önlemek konusunda ilerleme kaydedilmeli. BM'de inandırıcı bir yaptırım uygulanmalı" dedi.
Türkiye'yi zaman zaman askerin etkisi konusunda eleştirdiklerini hatırlatan Howitt, ancak Türk askerinin uluslararası barış güçlerine katkılarından ötürü teşekkür edilmesi ve takdir edilmesi gereğine işaret etti.
Howitt, Türkiye'nin; Ermenistan konusunda AB'ye katılım müzakerelerinde blokaj uygulandığını, bu nedenle Türkiye ile Ermenistan arasında imzalanan protokollerin önemli olduğunu ve sağlanan ilerlemenin gözardı edilemeyeceğini söyledi. Howitt, "Türkiye, Ermenistan, Irak ve Kürt sorununda AB'ye mi yoksa ABD politikalarına mı yakın?" diye sordu.
"Türkiye ABD etkisinde"
CHP Bursa Milletvekili Onur Öymen de Howitt'in sorusuna, "Türkiye, çok fazla ABD etkisinde... Bunu Obama'nın TBMM'deki konuşmasına bakarak, Hükümetin Ermenistan ve Kürt sorununda izlediği yol haritasını görebilirsiniz" dedi.
Türkiye'nin; Orta Doğu'da uzun süreden beri izlediği İsrail ve Arap dengesinden uzaklaştığını, bunun da tehlikeli bir gelişme olduğunu ileri süren Öymen, bugün İsrail'e karşı daha güçlü bir pozisyon aldığını söyledi. Öymen, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın İran ile ilgili son açıklamalarına işaret ederek, "Bölgede nükleer güç istemiyoruz. Nükleer programların önlenmesine yönelik çabaları da destekliyoruz. Türkiye dış politikası, batıdan Orta Doğu'ya doğru kaymaktadır. Birçok Orta Doğu ülkesiyle vize muafiyet anlaşması imzalandı ama bir tek AB üyesi ülkeyle böyle bir anlaşma imzalanmadı. Türkiye AB tarafından eleştirilirken, Orta Doğu tarafından açıkça kucaklanıyor" diye konuştu.
Türkiye'nin Orta Doğu ile ortak tarihi kültüre sahip olduğunu, ancak Batı ile aynı siyasi değerleri paylaştığını savunan Öymen, "Başbakan Erdoğan ile İspanya Başkanı Zapatero, medeniyetler ittifakının başkanlığını yapıyor. Peki Başbakan hangi medeniyeti temsil Ediyor? Biz batının mı yoksa İslam dünyasının mı parçasıyız? Bence, medeniyetler ittifakı deyiminden kaçınmak lazım" dedi.
Avrupa için Demokratlar ve Liberaller ittifak Grubu Üyesi Sopnhia İn't Veld ise "Hepimiz İran halkının dostuyuz. Eğer böyleysek, muhalefet olduğu için İran'da baskı altında olanların da yanında olmalıyız. Çünkü gerçek dostluk bunu gerektirir. Ahmedinecad'ı eleştirmemiz lazım. Bu meseleyi de önemsemeliyiz" diye konuştu.