”Türkiye'yi ayrışma sürecine sokan politikaları lanetliyoruz”
CHP lideri Kılıçdaroğlu, Trakya gezisi kapsamında, Çanakkale'nin Gelibolu ilçesinde halka seslendi.
ÇANAKKALE - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye'de güven içinde yaşanıyorsa şehitlerin bunun anahtarı olduğunu belirterek, "Biz bunu biliyoruz ona saygı da gösteriyoruz ama açılım politikalarıyla Türkiye'yi ayrışma sürecine sokan o politikaları da lanetliyoruz" dedi.
Kılıçdaroğlu, CHP Genel Sekreteri Önder Sav, Genel Başkan Yardımcıları Hakkı Suha Okay, Umut Oran, Haluk Koç ve milletvekilleriyle çıktığı Trakya gezisi kapsamında, Çanakkale'nin Gelibolu ilçesine bağlı Bolayır beldesinde, Rumeli fatihi Gazi Süleyman Paşa'nın türbesi ile vatan ve hürriyet şairi Namık Kemal'ın mezarını ziyaret ederek, karanfil bıraktı, dua etti.
Mezarlık girişinde ayran ikram edenlerle hatıra fotoğrafı da çektiren Kılıçdaroğlu, daha sonra Gelibolu'ya geçerek, parti otobüsünden halka seslendi.
Türkiye'de rantçı iktidarın değil artık halkçı iktidarın olacağını, önce halkın zenginleşeceğini ifade eden Kılıçdaroğlu, yoksulluğu tarihe gömeceklerini, sosyal devleti kuracaklarını kaydederek, şunları söyledi:
"Recep Bey açılım meraklısı. Sevgili Recep Bey, bir çiftçi, emekli, işçi, esnaf açılımı yap. Bu milletin derdi nedir gör. Dün futbolcularla açılım toplantısı yapmış. Recep Bey'in haberi yok kendi kalesine gol atmış, ne olduğunu bilmiyor. Sadece kendi kalesine gol atsa 'eyvallah' diyeceğiz ama çiftçiyi de emekliyi de memuru da perişan ettin. Millet işsizlik diye yanıp tutuşuyor. Ama Recep Bey önemli bir şey söyledi 'Her üniversiteyi bitiren çocuk iş bulacak diye bir kural yoktur'. Allah aşkına bir Başbakan bu lafı Almanya'da, Fransa'da, Japonya'da söylese ertesi gün alaşağı ederler."
"Halk iktidarı heyecanı var"
"Sandık geliyor" diye konuşan Kılıçdaroğlu, "Bu coğrafyada yoksulluğu tarihe gömeceğiz. Bir heyecan var Türkiye'de, halk iktidarı heyecanı var. Bu heyecanı dalga dalga Anadolu'ya yayacağız" dedi.
İnsanın düşünceleriyle, fikriyle, inançlarıyla Allah'ın yarattığı en değerli varlık olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, "Siyasetin konusu inanç değildir, siyasetin konusu etnik kimlik değildir. Siyasetin konusu vatandaşın derdidir. Dik duran, onurlu bir Türkiye'dir bizim sorunumuz" diye konuştu.
"Şehitlerimiz bizim onurumuzdur, güvencemizdir, şehitlerimiz bu tarihi kentin de onurudur" diyen Kılıçdaroğlu, "Eğer biz güven içinde yaşıyorsak, şehitlerimiz bunun anahtarıdır. Biz bunu biliyoruz ona saygı da gösteriyoruz ama açılım politikalarıyla Türkiye'yi ayrışma sürecine sokan o politikaları da lanetliyoruz" şeklinde konuştu.
Kılıçdaroğlu daha sonra Gelibolu Belediyesi'ni ziyaret etti. Burada bir gazetecinin, "Dar alanda kısa paslaşma gol zamanı dediniz. Orta sahada top kimin elinde. Ana Muhalefet Partisi lideri olarak Başbakanla dar alanda kısa paslaşmalar yapmaya hazır mısınız açılım konusunda?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Sayın Başbakan açılım süreci içinde kendi kalesine gol attı ama attığı golün farkında değil. O açıdan sayın Başbakanın futbolculuğu da tartışılabilir. Sayın Başbakan gerçekten futbol oynadıysa futbolun kurallarını biliyorsa, bu açılımla Türkiye'yi hangi sorumsuz alanlara, hangi açmazlara soktuğunu kendisinin görmesi lazım. Onu da ifade ettim ama sayın Başbakan futbolcularla dar alanda kısa bir paslaşma içine girecek mi, girmeyecek mi onu da göreceğiz. Sayın Başbakanın benimle bir programa çıkacağını hiç ama hiç sanmıyorum. Dar alanda değil karşılıklı oturup bütün ülkenin bizi izleyebildiği bir tartışma programını ben de isterim."
"Türkiye sıcak paraya teslim oldu"
Keşan'da konuşan Kılıçdaroğlu, yurt dışından 1 milyon dolar para getirildiği zaman iki yıl sonra bu paranın, istihdam ve rekabet olmadan 2 milyon 800 bin dolara ulaştırılabildiğini ifade etti. Kılıçdaroğlu, "Böyle bir kazanç varken bizim sanayici niye fabrika kursun ki, böyle bir tabloyu Türkiye'nin kabul etmesi mümkün değil" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:"Hükümet şöyle bir tablo daha çıkardı ortaya. Bu 1 milyon doları getirip, 1 milyon 800 bin dolar bir yılda kazanıyorsunuz, bir de bundan vergi almayacaksınız, yerli olursa alacaksınız. Biz bunun için Anayasa Mahkemesi'ne gittik. Vergide eşitlik olması lazım. Bari bizim iş adamı yapıyorsa ondan da vergi almayın veya ikisinden de vergi alın.
Anayasa Mahkemesi bunu iptal etti. Şimdi ikisinden de vergi alınmıyor ama çiftçiden, esnaftan, gayri menkulden gelir elde edenlerden alınıyor. Herkes vergi verirken bir masa, bir sandalye at, bir yılda 1 milyon dolara karşılık 1 milyon 800 bin dolar kazan, hiç vergi verme, olacak şey değil. Bu tabloyu değiştireceğiz ama bunu değiştirirken Brezilya örneği var. Sıcak paraya teslim olmayan bir Türkiye istiyoruz biz. Sıcak paraya teslim olan Türkiye, üretmeyen bir Türkiye demektir. Oysa bizim temel sorunumuz, ne üretmemiz lazım."