Türkiye’nin kredibilitesi düşüyor

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

AYKIRI FİNANS / Atılım MURAT

 

Geçen haftaki enflasyon raporundan itibaren yapılan açıklamalara bakalım. Merkez Bankası Başkanı, ‘‘Toplantı yapabiliriz’’ diyor. Kurum’dan daha sonra, ‘’Kur hareketleri istediğimiz şekilde gitmiyor. Kararımızı gözden geçirebiliriz’’ açıklaması geliyor. Cumhurbaşkanı, ‘‘Neyi bekliyorsun sen. Çıldırtacaklar adamı.’’ ifadelerini kullanıyor. Ardından Merkez Bankası, ‘‘Toplantı yapmayabiliriz’’ diyor. Beklenen enflasyon verisi yayımlandıktan sonra, toplantının olmayacağı duyuruluyor. Bu gelişmelerin hangi ülkede yaşandığını bilmeseniz, sadece ifadelere bakarak ne düşünürsünüz? Devam edelim. Merkez Bankası eski Başkanı para politikasıyla ilgili düşüncelerini dile getiriyor. Cumhurbaşkanı’ndan papara yiyor. Fed eski Başkanı Bernanke, Amerikan ekonomisiyle ilgili yorum yapsa, Obama ‘‘Muhatabım değilsin. Sen işine bak.’’ der mi? Olan ülkemizin kredibilitesine oluyor.
Merkez’in de suçu var. Örneğin, ‘‘Ara toplantı yapabiliriz’’ açıklamasına gerek yoktu. Büyük olaylar olmazsa, 24 Şubat’taki toplantıda indirim zaten gelecek. 4 Şubat’ta ara toplantının sinyali verildi de, eleştirilerin dozajı mı azaldı? Aksine arttı. Diğer taraftan, bu kadar baskı karşısında herkesin dengesi bozulabilir. Geçmişte kötü bir tecrübe yaşamasına karşın, Başkan Başçı yine iddialı açıklamalar yapıyor. Geçen hafta, ‘‘45 yılın en düşük enflasyon rakamını görebiliriz’’ açıklamasını araya sıkıştırdı. Bunun havasına giremeden, petrol fiyatı bir haftada yüzde 20 arttı. Akaryakıta zam geldi. Enflasyon düşerken, petrolün katkısına vurgu yapılıyor. Petrol yeni bir yükseliş dönemine girdiyse, enflasyon hesabı sapmaz mı? Büyük merkez bankaları bile önlerini göremiyorlar. Spesifik tahminler yapmaktan imtina ediyorlar. 

Yılın ilk yarısında Türkiye’de enflasyonun sert biçimde düşeceğini biliyoruz. Petrol fiyatı da yılın ilk yarısında dip seviyesini görebilir. Fakat yılın ikinci yarısı daha farklı olabilir. Global piyasalar büyük belirsizliklerle yaşıyor. Piyasalar Fed’in haziranda faiz artıracağını düşünüyor. Kararın ötelenmesiyle ilgili çıtanın yüksek olduğu söylenebilir. Geçen hafta müthiş bir yükselişe başlayan petrol gücünü devam ettirebilir. ABD’de aktif petrol kuyusu sayısı düşüyor. Petrol fiyatındaki sert düşüş dönemlerinde, ilk üç ayda petrol kuyusu sayısında büyük bir değişim olmuyor. Sonraki dokuz ayda, aktif petrol kuyusu sayısı yarı yarıya azalıyor. Bu durum yine yaşanabilir. Petrol fiyatı desteklenebilir. Tabii geçen haftadan beri yaşanan yükselişin nedeninin sadece bu olduğunu söylemek için erken olabilir. Temel faktörler de önemli. Piyasalardaki petrol arzı bu seviyelerde kalacaksa, ‘‘Düşüş piyasası sona erdi. Petrol bundan sonra arkasına bakmaz’’ demek zor. Suudi Arabistan aynen 1980’lerde olduğu gibi petrol savaşını kazanır. Elli doların altındaki fiyat, Amerikan ve Kanada şirketlerini vuruyor. Zaten havlu atmaya başladılar. Aktif petrol kuyusu sayısındaki gerilemeler buna bağlanabilir. Aslında petrol talebinde majör bir değişiklik yok. Sorun arz fazlası ki bu da Suudilerin politikasından kaynaklanıyor. 

Her şeye rağmen, 2015’de Türkiye ekonomisinin beklentinin üzerinde performans sergileyebileceğini düşünüyorum. Tabii bu şekilde düşünürken, sorun yaratma yeteneğimizin yüksek olduğunu unutmamak gerekiyor. Global piyasalardaki şartlar lehimize çalışıyor. Avrupa Merkez Bankası ucu açık bir tahvil alım programı açıklamış. Dünyada sıfır faiz politikasının yerini yavaş yavaş negatif faiz politikası alıyor. Türkiye’nin içinde bulunduğu gelişen ülkeler grubu için uygun ortamdır. Tek yapacağımız şey, evimizi derli toplu tutmaktır. Düzenli tutalım ki sermaye gelsin. Gerginlik yaratarak, kurumları ve bürokratları itibarsızlaştırarak bu olmaz.