Uğur Kurt davası ertelendi

Okmeydanı'nda çıkan olaylarda polisin açtığı ateş sonucu başından vurularak hayatını kaybeden Uğur Kurt'un ölümüne ilişkin dava bugün görüldü. Mahkeme sanık polis memuru Sezgin K.’nin tutuklanma talebini reddederek duruşmayı erteledi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Okmeydanı’nda Berkin Elvan’ın ölümünü protesto edenler ile polis arasında çıkan çatışma sonucunda Okmeydanı Cemevi’nde bir akrabasının cenazesine katılan Uğur Kurt, polisin açtığı ateş sonucu başından vurularak hayatını kaybetmişti.

Polis memuru Sezgin K. hakkında açılan davaya devam edildi. İstanbul 11’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada Sezgin K. ve ve Uğur Kurt'un annesi, babası ile eşi katıldı.

'Aracın içi yanmaya başladı'

Duruşmada olay günü sanık Sezgin K. ile aynı aracın içinde olan polis memuru Burak Aytekin tanık olarak dinlendi. Olaylara müdahale ettikleri sırada aracın üzerinde bulunan mazgaldan içeri molotof kokteyli atıldığını söyleyen Aytekin, "Aracın içi yanmaya başladı. Yangın tüpüne elimi uzattım ancak elim yandığı için kullanamadım" dedi.

Aracın içinden çıktıktan sonra arkada olan polis aracının arkasına koştuğunu anlatan tanık polis, "Bu sırada silah sesleri gelmeye başladı ve bulunduğumuz yere molotof atılmaya devam ediyordu. Ben bir iki dakika aracın arkasında kalmış oldum. Sanık, yanına gittiğimde havaya ateş ediyordu" şeklinde konuştu.

'Neden silah kullanıldı 

Tanık olarak ifade veren çevre sakinlerinden Yusuf Gülen, “Olay sırasında ‘shortland’ olarak adlandırılan polis aracını ve cemevinin görülebildiği bir noktadaydım. Sokaktan polis aracına doğru molotoflarlarla aracın ön tarafı alev aldı” dedi.

Aracın sağ kapısının açık olduğunu bu kapıyı siper eden birisinin cemevine doğru yönelttiği tabancası ile 4 el ateş ettiğini aktaran Gülen, “Yapma” diye bağırıldığını duyduğunu söyledi. Bunun üzerine bu kişinin silahını havaya doğrultarak birkaç el daha ateş ettiğini ifade eden Gülen, “Çocuk vuruldu” denildiğini duyduğunu anlattı. Cemevine gittiğini belirten Gülen, Uğur Kurt’un bahçede yattığını, bu sırada polisin bahçeye gaz attığını iddia etti. Kendisi ve çevredekilerin polise “Hem vurdunuz hem gaz atıyorsunuz” diye tepki gösterdiklerini söyleyen Gülen, bunun üzerine polisin gaz atmayı bırakıp ayrıldığını anlattı. Normalde iki dakikalık mesafedeki ambulansın 20 dakikada geldiğini belirten Gülen, “45 yıldır o bölgede yaşıyorum. Birçok gösteri gördüm, hatta göstericilerin silah kullandığını da tanık oldum. Ancak bu durumda dahi polis silah kullanmazdı. Olayda neden silah kullanıldı anlayabilmiş değilim” ifadesini kullandı.

'İlk defa bir hastayı bırakıp kaçmak zorunda kaldım'

Duruşmada daha sonra Uğur Kurt'un başsağlığı için gittiği Cemevi'ndeki cenazenin sahibi Hülya Hürmet Özcan tanık olarak ifade verdi.

Doktor olduğunu belirten Özcan, olay günü yaşananları şöyle anlattı:
“Biz 20-30 kişi Cemevi'nin bahçesinde oturuyorduk. Bu sırada yanıma önceden tanımadığım uzun boylu, güzel yüzlü birisi geldi. Bana içtenlikle başsağlığı diledi iki yanağımdan öptü. Ben içimden ne kadar iyi bir insan diye düşünürken silah sesleri duydum. Az önce bana başsağlığı dileyen çocuk vurulmuş yerde yatıyordu.”

Kurt'a müdahale etmeye çalıştığını ancak gelen gaz bombaları yüzünden içeri kaçmak zorunda kaldığını anlatan Özcan, "Ben 20 yıllık meslek hayatım boyunca ilk defa bir hastayı bırakıp kaçmak zorunda kaldım" diye konuştu.

'Bir senede hayatımız karardı'

Tanık beyanlarının ardından Uğur Kurt'un annesi Güllünaz Kurt, sanık polisin tutuklanmasını isteyerek, "Benim çocuğumun hiçbir suçu yoktu. O neden elini kolunu sallayarak geziyor" dedi.

Kurt'un eşi Narin Kurt ise, sakinleştirici kullandığını, kendisini kontrol edemediğini söyleyerek, "Olayın üzerinde bir sene geçti. Bu bir yılda hayatımız karardı. Sanığın serbest olmasını istemiyorum. Tutuklanmasını talep ediyorum" diye konuştu.

Alınan beyanların ardından ara kararını açıklayan mahkeme sanık polis memuru Sezgin K.’nin tutuklanma talebini reddederek duruşmayı erteledi.