Ülkemizde döner sermayeli işletmeler ne durumda?
Ahmet ARSLAN / Denetçi, SM Mali Müşavir
Ülkemizde özellikle eğitim, sağlık, kültür, tarım ve orman alanlarında kamu idarelerine bağlı olarak faaliyet gösteren döner sermayeli işletmeler bulunmaktadır. Devlet ve üniversite hastaneleri, meslek liseleri bünyesindeki atölyeler ile orman işletme müdürlükleri söz konusu işletmelerin en bariz örnekleridir. Döner sermayeli işletmeler esasında kamu hizmeti sunan birimlerin söz konusu hizmetin sonucunda veya bu hizmetle bağlantılı mal ve hizmetleri üretmek amacıyla kamu idarelerine bağlı olarak kurulup işletilen birimlerdir. Söz konusu birimler bir taraftan kamu hizmetini ifa ederken diğer taraftan kapasite fazlasını piyasa ihtiyaçları için değerlendirmektedir. Örneğin, bir üniversiteye bağlı fakültenin amacı o üniversiteye kayıtlı öğrencilere eğitim hizmeti sunmak olduğu için söz konusu fakülte bir kamu hizmeti birimidir. Bununla birlikte fakültenin piyasadaki kişilere bedel karşılığında eğitim, danışmanlık, bilirkişilik, proje, analiz gibi hizmetler sunması halinde söz konusu fakülte bir iktisadi işletme niteliğine dönüşmekte olup bu durumda söz konusu hizmet gelirlerinin kaydı ve işletilmesi için kamu mali yönetimi mevzuatına göre döner sermaye kurulması icap eder.
Bu tür hizmet birimlerine döner sermaye denilmesinin nedeni bunlara tahsis edilen sermayenin kendi faaliyetleri için döndürülmesi yani bu işletmelerin giderlerinin kendi gelirleriyle döndürülmesidir. Aşağıdaki tabloda yer alan istatistiklerden anlaşılacağı üzere söz konusu işletmelerin sayı ve hacimsel olarak büyüklüğü gerek kamu otoritelerinin gerekse özel sektör şahıslarının özel dikkat ve ilgisini gerektirmektedir.
Maliye Bakanlığı verilerine göre kamu idarelerine bağlı olarak faaliyet gösteren toplam 4 bin 157 adet döner sermayeli işletme bulunmaktadır. Söz konusu işletmelerin konsolide gelir, gider, alacak, borç ve nakit durumları tabloda olduğu gibidir.
Tabloda görüldüğü üzere, kamu idarelerine bağlı döner sermayeli işletmeler 2014 yılında toplam 39 milyar TL ciroluk mal veya hizmet üretmişlerdir. Gelir ve giderleri ile alacak ve borç tutarları birbirlerine oldukça yakın olup söz konusu işletmeler toplam 3,5 milyar TL’lik nakit mevcuduna sahip bulunmaktadır. Her ne kadar toplam giderleri toplam gelirlerinden bir miktar fazla olduğu için bu işletmelerin zarar etmekte olduğu zannedilse de bu durum gerçekte tüm gelir ve gider rakamlarının konsolide edilmesi dolayısıyla büyük tutarda zarar eden bazı işletmelerin konsolidasyona dahil edilmesinden kaynaklanmaktadır. Özellikle Sağlık Bakanlığı ile üniversiteler bağlı hastanelerinden bazılarının milyonlarca lirayı bulan zararlarının bulunduğu bilinmektedir. Bu durum bir ölçüde, sağlık hizmetine ilişkin fiyatlama mekanizmasında sorunlarından ve bu işletmelerin müşterisinin bir nevi monopol niteliğinde olan SGK’nın olmasından kaynaklanmaktadır. Zararın bir diğer nedeni ise bu tür işletmelerde işletme, yönetim ve hukuk mekanizmalarına sahip profesyonel bir yönetimin olmamasıdır. Özellikle Sağlık Bakanlığı'na bağlı kamu hastanelerinde reform söylemlerinin aksine hastane yöneticiliği kadrolarına işletme formasyonuna sahip olmayan kişiler atanmaya devam edilmiş ve yönetici kadrolarının şişirilmesinden başka anlamı bir sonuç elde edilememiştir.
Tabi ki bu iki neden dışında sağlık döner sermayeli işletmelerin zarar etmesinde satınalma politikaları, döner sermaye katkı paylarının dağıtımındaki yanlışlıklar ve istihdam politikaları gibi içsel ve dışsal birçok faktör bulunmaktadır. Bu durum işletmelerin diğer sorunları ile birlikte düşünüldüğünde kamu otoritelerinin bu işletmelere özel ilgi göstermesi gerektiğine işaret etmektedir. İşletmelere özel düzenleme ve yerinde denetim bu açıdan oldukça önemlidir. Öte yandan, haksız rekabetin önlenmesi ve vergi adaleti açısından söz konusu işletmelere özgü vergilemenin de açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.
Sonuç
Döner sermayeler kâr elde etmekten ziyade kamu idarelerinde kapasite fazlasını değerlendirmek ve bazı sosyal amaçlarla kurulmuş olmakla birlikte söz konusu işletmelerin büyüyen hacmi gelinen noktada satınalma, istihdam, fiyatlama, işletme sermayesi yönetimi ve vergileme gibi alanlarda özel inceleme ve denetimi gerektirmektedir. Kamu otoritelerin bu konuya önemi vermeleri mali disiplin, ekonomik etkinlik ve sosyal faydanın maksimizasyonu açısından gerekli görünmektedir.
****
Kaynakça
ARSLAN, Ahmet; Döner Sermayeli İşletmelerde Mali Yönetim, Seçkin Yayıncılık, 2013.