”Ülkeye karamsarlık yaymak için ellerinden geleni yaptılar”
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan terörle mücadele süreciyle ile ilgili muhalefetin yaklaşımını değerlendirdi
YAYINLAMA
GÜNCELLEME
KONYA - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Böyle bir milli meseleye, kardeşlik gibi böyle ulvi bir meseleye herkes omuz vermeli, katkı vermeli, destek olmalı' dedik ama ne oldu? Ne olduğunu görüyorsunuz, CHP bu işe yanaşmadı, MHP bu işe yanaşmadı" dedi.
Başbakan Erdoğan, Kültür Park'ta düzenlenen, Kültür Park, Teknokent, okullar, yurtlar, Mevlana Kalkınma Ajansının da aralarında bulunduğu çeşitli tesislerin toplu açılışı ve 2 bin 282 TOKİ konutunun anahtar teslim töreninde yaptığı konuşmada, Mevlana gibi bir şahsiyete, ulu insana, kutlu değere sahip olanlara küçük düşünmenin yakışmayacağını söyledi.
Mevlana'nın fikirleriyle nakış nakış işlediği bu toprakların insanına küçük düşünmenin yakışmayacağını vurgulan Erdoğan, "İşte onun için büyük düşünüyor, büyük adımlar atıyoruz" dedi.
Erdoğan, şöyle devam etti:
"Biz gücümüzü sizden alıyoruz, biz yetkimizi sizden alıyoruz. Biz sizin iradenizi emanet olarak omuzlarımızda taşıyoruz. Aynı şekilde biz hesabımızı size verir, muhasebemizi sizin önünüzde yaparız. Bugün Konya'daki kardeşlerimle her şeyi açık açık konuşmak, her şeyi istişare etmek, Konyalı kardeşlerimle dertleşmek istiyorum.
Yıllar yılı bu ülke insanının başını yere eğdiler. Dışarıda ülkeyi itibarsız kıldılar, içeride yokluğa, yoksulluğa mahkum ettiler. Çözüm aramak, çözüm üretmek yerine ülkeye yeni sorunlar kazandırdılar. Sorunları çözmek yerine daha da karmaşık, daha da girift, daha da çözümsüz hale getirdiler.
Bu millet her türlü zorluğu, engeli aşacak, her sorunu çözecek güce, iradeye, ferasete, dirayete sahiptir."
Terörle mücadelede başka tedbirlerin alınmasının, terörle birlikte terörü doğuran nedenlerle de mücadele edilmesinin artık saklanamaz bir gerçeğe dönüştüğüne işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti:
"Siz orada hem modern silahları kullanıp, en gelişmiş teknolojiyi seferber edip ama demokratik standartlarınızı yükseltemiyorsanız, insanınıza en geniş manada hak ve özgürlükleri temin edemiyorsanız terörü bitiremezsiniz. Siz orada binlerce değil milyonlarca Mehmetçiği vazifelendirip ama yoksulluğu tüketemiyorsanız terörü de tüketemezsiniz. Nitekim bunların da tüketildiği ülkelerde terörü görüyoruz. Yani terör, bütün bunların olmasına rağmen biter, sıfırlanır diye bir şey yok. Çünkü nemalanmak isteyenlerin, bazı grupların bunları ortaya çıkardığı, meydana sürdüğü olaylardır. Ülkenin tüm kaynaklarını, tüm enerjisini oraya sevk edin ama gönülleri yapamıyorsanız, o insanları kazanamıyorsanız bir katre bile yol alamazsınız.
İşte şimdi biz diyoruz ki farklı adımlarla farklı yollarla bu işi çözmemiz lazım. Bizim yaptığımız terörle topyekun mücadeledir. Çok boyutlu mücadeledir."
"İşin ekonomik ayağı da var"
Terörle mücadelenin diplomasi ayağı da olduğunu vurgulayan Erdoğan, 7 yıldır uluslararası her platformda terörü, teröre verilen destekleri anlattıklarını ve teröre destek verenleri uyardıklarını kaydetti. Bu desteklerin büyük ölçüde kesildiğini anlatan Başbakan Erdoğan, bu işin ekonomik ayağı da bulunduğunu bildirdi. Erdoğan, bölgenin ihtiyaçlarını gidermek için 7 yıldır önemli yatırımlar yaptıklarını dile getirerek, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki yatırımların 15 katrilyon liraya yaklaştığını söyledi.
Cumhuriyet tarihi boyunca bu bölgelere bu tür yatırımların yapılmadığını ifade eden Erdoğan, "Bunu biz yaptık. Niçin? Çünkü terör grupları son 30 yıldır bunu ağırlıklı olarak istismar ediyordu. Ne diyordu? 'Devlet sana okul, hastane, yol yaptı mı? Suyun var mı? Alt yapın var mı?' Bunu söylüyorlardı. Bunu istismar ederek halkı yanlarına çekiyorlardı. Dağa böyle çıkardılar o insanları. Onun için bizim, bu tezlerini ortadan kaldırmamız gerekiyordu. İşte bu adımları attık.
Bu işin kültürel ayağı var. Bölge insanının taleplerini dinledik. Mağduriyetlerini gidermek için samimi çaba içinde olduk. Bu işin psikolojik boyutu var, sosyal boyutu var. Oradaki insanımızı kazanmak için 7 yıl boyunca gayret gösterdik. 7 yıl boyunca hazırlıklarımızı yaptık, süreci olgunlaştırdık, zemini hazırladık ve çözüm için artık somut adımlar atmaya başladık."
"Ülkeyi gerginliğe sürüklemek için ellerinden geleni yapıyorlar"
Erdoğan, 2005 yılında Diyarbakır'da yaptığı konuşmanın manidar olduğunu ifade ederek, "Ama ne dediler? 'Peki 2005'den bu yana neredeydin?' Siz neredeydiniz? Biz orada işaret fişeğini attık ve o günden bu yana çalışıyoruz. Son derece samimiyiz, hasbiyiz. Milli birlikten ve kardeşlikten başka hiçbir kastımız yok ama bu ülkeyi maalesef bu kardeşliğe, bu birlik ve beraberlik iklimine kavuşturmak istemeyen siyasiler de var, odaklar da var. İçeride de var, dışarıda da var" diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bu ülkeyi huzura kavuşturmaktan, bu ülkenin istikrar ve güven ortamını kuvvetlendirmekten, kardeşliğimizi daha da pekiştirmekten başka hiçbir gayesi olmayan iktidarımıza karşı direnç koyma gayreti içerisinde olanlar da var. 30 yıldır 300 milyar dolar kaynağımız terör yüzünden heba oldu. Bu sorun zamanında çözülebilseydi, zamanında görülüp tedbir alınabilseydi bu imkanlarla Türkiye neleri başarabilirdi? Bu kaynaklarla ne kadar yol, ne kadar okul, ne kadar fabrika, baraj yapılabilirdi? Şimdi şuraya Konyalı kardeşimin dikkatini özellikle çekiyorum; biz bu yola çıkarken birlik, beraberlik, bütünlük ruhuyla çıktık. 'Böyle bir milli meseleye, kardeşlik gibi böyle ulvi bir meseleye herkes omuz vermeli, katkı vermeli, destek olmalı' dedik ama ne oldu? Ne olduğunu görüyorsunuz, CHP bu işe yanaşmadı, MHP bu işe yanaşmadı. Böyle çok önemli bir ülke meselesinde kenara çekilmekle kalmadılar yapanı taşlamak, süreci baltalamak, zihinleri bulandırmak, topluma, ülkeye karamsarlık yaymak için de ellerinden geleni yaptılar, yapmaya devam ediyorlar. Yahu milli birlik, beraberlik kardeşlik projesine, şu başlığa insan nasıl karşı çıkar? Bu konuda ne söyleyeceksin, söyle... Neyin var söyle ama söyleyecekleri bir şey yok. Söylemediklerimizle, taahhüt etmediklerimizle bizi yargılamaya, bizi halkımıza o şekilde anlatmaya kalktılar ama benim halkım bu yalanları, iftiraları yutmaz."
Başbakan Erdoğan, "Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi"nin bir siyasi partinin projesi değil, devlet projesi, aynı zamanda muhatabı millet olan bir süreç olduğunu vurguladı. Erdoğan, "Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı'na, halkın oyuyla iktidara gelmiş hükümetine hakaretler ediyorlar. Gergin, öfke ve nefret dolu bir dille ülkeyi gerginliğe sürüklemek için ellerinden geleni yapıyorlar" dedi.
'chp.org.tr.' Açsın baksın
CHP'nin 1989'dan beri Doğu ve Güneydoğu meselesine ilişkin raporlar hazırladığını hatırlatan Erdoğan, kendilerinin bu raporlarda şu anda bile kabul edemeyecekleri çok ileri öneriler bulunduğunu belirtti.
Raporlarda, ana dilde eğitimin bile tavsiye edildiğini ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"CHP'ye diyorum ki 'bu raporlarda böyle söylemişsiniz. Şimdi başka söylüyorsunuz.' Tabii bize kızıyor, köpürüyor, kalkıyorlar, oturuyorlar. 'CHP'nin böyle bir raporu yok' diyorlar. Şimdi ben yine söylüyorum. Dün 'acaba yanlış mı yaptık' diye merak ettim, arkadaşlara dedim ki, 'şu CHP'nin web sitesini bir açın'. Hakikaten web sitesini açtık ve baktık ki o raporlar orada duruyor. Kendi partisinin web adresini bilmiyorsa ben şimdi Konya'dan hatırlatıyorum. 'chp.org.tr.' Açsın baksın. Dün baktık ve gördük. Sayın Baykal senin resmi web sitende o raporlar öyle duruyor. Sen neyi inkar ediyorsun? Gerçeklerle neden yüzleşmiyorsun? Kendi kendini neden inkar ediyorsun?"
Hazreti Mevlana'nın, "İki parmağının ucunu gözlerine koy bir şey göremezsin dünyadan sen. Sen göremiyorsun diye bu alem yok değil ki" sözlerini hatırlatan Erdoğan, "Olay bu. İşte muhalefet gözünü kapatmış, başını kuma gömmüş ülkeyi de göremiyor, milleti de göremiyor, bu ülkenin, bu milletin meselelerini de ne yazık ki göremiyor" dedi.
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bakın buradan bazı önemli hususları sizler aracılığıyla iletmek istiyorum. Her zaman söylüyorum. Terörden nemalananlar var, gençlerin ölümünü kendileri için çıkara çevirenler var, ülkeyi huzursuzluğa, istikrarsızlığa mahkum edip buradan kendilerine çıkar devşirmek isteyenler var. Yıllarca böyle yapmışlar. Siyaseten, manen, maddeten böylece ayakta kalmışlar. Adeta benim genç yavrularımın, gencecik delikanlıların kanıyla beslenerek bugünlere gelmişler. Şimdi bu çevreler bizim milli birlik ve kardeşlik projemizden rahatsız oluyorlar. Kurdukları kirli çıkar çarkına çomak sokulmasından rahatsız oluyorlar. Ortada çok kirli bir tezgah var. Ama tezgahta piyasaya sürülenler bayat. Kardeşliğimizi, huzurumuzu, birlik ve bütünlüğümüzü bozmaya, sadece akamete uğratmaya dönük kirli bir oyun oynanıyor. Çocuklar istismar ediliyor, gençler kullanılıyor. Hem doğudaki, hem batıdaki insanımız tahrik ediliyor, 'gençlerin kanı aksın, şehitler gelsin, gençler dağa çıksın, ülkenin kaynakları erisin, huzursuzluk devam etsin' diye. Benim milletim bu oyuna, bu tezgaha gelmeyecek. Bu kirli senaryolara alet olmayacak. Bu düzmece provokasyonlara prim vermeyecek, ben buna inanıyorum."