Üniversitelerimiz birer formatlama ünitesi olmuştur
Başbakan Erdoğan, "Üniversitelerimiz özellikle de 27 Mayıs müdahalesinin ardından birer formatlama ünitesi olarak tasarlanmıştır" dedi.
VAN - Başbakan Erdoğan, "Üniversitelerimiz özellikle de 27 Mayıs müdahalesinin ardından birer formatlama ünitesi olarak tasarlanmıştır" dedi.
Van'da bulunan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a, Yüzüncü Yıl Üniversitesi tarafından, üniversite yerleşkesindeki Cengiz Andiç Kültür Merkezi'nde düzenlenen törenle fahri doktora unvanı tevdi edildi.
Cübbe giyme töreni sonrasında konuşan Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin üniversiteler konusunda özeleştirisini artık yapmak zorunda olduğunu dile getirerek, "Bizim üniversitelerimiz özellikle de 27 Mayıs müdahalesinin ardından ne yazık ki birer formatlama ünitesi olarak tasarlanmış ve bu şekilde bir gelişim göstermiştir" diye konuştu.
Erdoğan, "27 Mayıs öncesinde üniversite gençliği kullanılmak suretiyle, demokrasi hedef alınmış, üniversite gençlerinin bilerek ya da bilmeyerek kullanılması yoluyla askeri müdahale yapılmış, demokrasi ortadan kaldırılmış ve başbakan ile iki bakanı idam edilmiştir. Menderes Hükümetine karşı sokakları esir alan nümayiş, 27 Mayıs Askeri Darbesiyle adeta bıçakla kesilir gibi kesilmiştir. Aynı tabloyu, aynı senaryoyu bizzat bizler 12 Eylül öncesinde yaşadık." dedi.
İlkokullarda "Andımız"ın kaldırılması
Yaptıkları idari bir değişiklikle ilkokullardaki "And" uygulamasını kaldırdıklarını hatırlatan Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Andın içeriği problemliydi ama şekli içeriğinden çok daha problemliydi. Altı yaşındaki, 7 yaşındaki çocukların sıraya dizilip, 'hazırol' komutuyla bir askeri disiplin görüntüsünde, aynı ağızdan bir metni okumaları açıkçası soğuk savaş dönemi kapalı rejimleri hatırlatan bir manzaraydı. İlkokulları, ortaokulları bu şekilde formatlamaya müsait olarak gören zihniyet, üniversitelere de aynı nazarla bakıyordu. İnanın o zihniyet eğer imkan bulabilseydi, üniversitelerde de and okutur, üniversitelere de forma zorunluluğu getirir, farklı olanı üretim hatası olarak görüp, eleğin altına bırakırdı. Gençler çıkıyor, birileri ne diyor şimdi? And kalktı ya diyor ki 'Bunlar Türklüğe karşı.' Bunun Türklüğe karşı olmakla ne alakası var. Şimdi ben Türk'üm. 'Ben Türk'üm' demekten hiçbir zaman gocunmadım ki böyle bir derdim, böyle bir sıkıntım yok. Benim bir Kürt kardeşimin de 'Ben Kürt'üm' demesinden hiçbir sıkıntım yok, Laz'ım, Boşnak'ım, Roman'ım demesinden bir sıkıntım yok. Çünkü bizim indimizde insan olması önemlidir, insan."
Kısıtlanan hakları iade ettik
Eğitimde 4+4+4 uygulamasıyla gerek Andın kaldırılması, gerek böşürtü serbestisiyle belli kesimlere imtiyaz sağlamadıklarını ifade eden Başbakan Erdoğan, tam tersine kısıtlanan hakları iade ettiklerini bildirdi.
Bunun bir lütuf olmadığını, hakları ellerinden alınanlara bunları iade ettiklerini vurgulayan Başbakan Erdoğan, "Bizim yaptığımız, terazinin bir kefesinden alıp, ötesi kefesine koymak asla değildir. Bizim yaptığımız, teraziyi aslında dengeye getirmektir. 10 yıllar boyunca üniversiteleri bir formatlama yuvası olarak görenler, elbette bu değişim ve dönüşümden rahatsız oluyorlar. Türkiye normalleşirken, birileri tabii ki adaletsiz şekilde sahip oldukları imtiyazlarını da kaybediyor. Faşizmle bilim aynı kefede bulunamaz. Dogma ile bilim aynı kefede bulunamaz. Hoşgörüşüzlük, tek tipçilik, özellikle de inkar, ret ve asimilasyon bilimle aynı kefede bir arada bulunamaz."
Üniversiteler çatışmanın değil barışın öncüsü olmalı
Demokrasi ve özgürlüğün fikirle düşünceyle geleceğinin altını çizen Erdoğan, "Masanın etrafında müzakere ederek, tartışarak gelir, sonunda sandıkta gelir. Onun yeri sandıktır. Nerede olursa olsun. Açıkça söylemeliyim ki bugün bazı üniversitelerin tıpkı yakın tarihte olduğu gibi demokrasiye yönelik şiddet içeren hareketlerin odağında olması da düşündürücüdür. Üniversiteler savaşın, çatışmanın, terörün, şiddetin değil, barışın, demokrasinin, özgürlüğün öncüsü ve lideri olmalıdır" diye konuştu.
"Üniversitelerimiz artık kaybettiği birçok değerleri yeniden kazanma süreci içerisinde olmalı biz şiddetle kesinlikle gençliğimizi iç içe görmemeliyiz" diyen Erdoğan, buna fırsat verilmemesi gerektiğini belirtti.
Üniversitelerin çoğunun kabuklarını kırdıklarını, ciddi bir gelişme ve büyüme içinde olduklarını vurgulayan Erdoğan, "Biz, bu gelişmeyi desteklemeye, üniversitelerimizin iimkanlarını artırmaya devam edeceğiz. Biz, normalleşme için gerekli zemini hazırlamaya ve sağlamlaştırmaya devam edeceğiz. Türkiye normalleştikçe, inanıyorum ki üniversitelerimiz de normalleşecek ve tabi mecrasını bulacaktır" değerlendirmesinde bulundu.
Cumhuriyetle cumhuru kucaklaştırdık
Rescate Otel'de düzenlenen yemekte de sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya gelen Erdoğan, burada yaptığı konuşmada “İnkar, ret, asimilasyon politikalarını biz ayağımızın altına aldık. Biz, cumhuriyetle cumhuru kucaklaştırdık. Bunu AK Parti yaptı” dedi.
Erdoğan, şunları kaydetti: "Türkiye'de bizimle birlikte artık yeni bir dönem başlamıştır. Türkiye'de millet ile devlet, cumhuriyet arasındaki sorunlar özellikle de güven bunalımı sona erdirilmiştir. Biz, 'en başından beri sorunları çözecek olan hep birlikte biziz' diyoruz. Sorunları çözmenin aracının siyaset olduğunu, konuşmak olduğunu, diyalog ve istişare olduğunu her fırsatta vurguluyoruz. Silah bir çözüm yöntemi değildir. Terörün bir sorun çözme yöntemi değildir. Taş, sopa, molotof, yakmak yıkmak öldürmek yaralamak asla ve asla bir sorun çözme yöntemi değildir. Sorunların çözüm adresini de gösteriyoruz. Ne diyoruz, siyaset bir sorun çözme yöntemidir. TBMM sorunların çözüleceği yerdir. Diyaloğun, istişarenin, karşılıklı konuşmanın uzlaşmanın anlaşmanın sorun çözme yöntemi olduğunu söylüyoruz. Biz artık bu bölgede silahın ve şiddetin değil, diyalog ve istişarenin devreye girmesini arzuluyoruz."
Teröre başvuranlar bunun vebalinden kurtulamazlar
Başbakan Erdoğan, 1 yıldır bölgenin nasıl barış ve huzur iklimi içinde olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Siyasetin, istişare ve diyaloğun kapıları ardına kadar açıkken, siyaset bir çözüm aracı olarak önümüzde dururken, yeniden silaha, şiddete ve teröre başvuranlar bunun vebalinden kurtulamazlar. Sizden bu sürece sımsıkı sarılmanızı özellikle rica ediyorum. 11 yıl önce çok farklı bir Van vardı, bugün farklı bir Van var. Bunun mukayesesini sizler de yapın. İnşallah 10 yıl sonra biz, çok daha farklı bir Van görmek istiyoruz. Sürecin durdurulmasına, yavaşlatılmasına, aksatılmasına lütfen izin vermeyin. Siz yanımızda olduğunuz müddetçe, siz hayır dualarınızı esirgemediğiniz sürece Rabbim de inanıyorum ki yardımcımız olacaktır. Bu mesele artık kapanacaktır. 'Allah yolumuzu, bahtımızı açık etsin' diyorum. 'Allah yar ve yardımcınız olsun' diyorum. 'Rabbim ülkemizi, şehirlerimizi, insanlarımızı her türlü afetten ve acıdan muhafaza eylesin' diyorum."